Bulgarlar, Oğuzlar, Peçenekler, Kıpçaklar, Kırgızlar ve Macarlar gibi önemli toplulukların siyasi,ekonomik ve kültürel katkılarına odaklanan detaylı bir içerik
Türklerde devlet yapısı, boy birliği şeklinde ortaya çıkmıştır. Türklerin dünyanın dört bir tarafına dağılmasına rağmen varlıklarını korumaları, aile yapısına verdikleri önemden kaynaklanmıştır.
Eski Türk toplumunun sosyal yapısı; oguş (aile), urug (aileler birliği), boy (ok), budun (millet) ve il (devlet) şeklinde birbirine sıkı sıkıya bağlı olan unsurlardan meydana gelmiştir.
Boylar, sosyal dayanışma ve canlılık taşımıştır. Bu durum, toplumdaki bireylere birlikte hareket etme arzusu kazandırmış ve onların zorlu mücadelelerle uzun mesafeleri aşmalarını sağlamıştır.
Türklerde devlet yapısı, boy birliği şeklinde ortaya çıkmıştır. Türklerin dünyanın dört bir tarafına dağılmasına rağmen varlıklarını korumaları, aile yapısına verdikleri önemden kaynaklanmıştır. Türkler, kendi aralarında güçlü siyasi birlikler oluşturmuştur. Bunun ilk örneği Asya Hun Devleti olurken onu Kök Türk, Uygur gibi diğer Türk devletleri izlemiştir.
Türklerde Devlet Yapısı Hakkında Daha Fazla Bilgi İçin Video Kaynaklar * [Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı 9. Sınıf Tarih Ders Kitabı](https://meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2020_06/25155411/9_sinif_tarih_10042020104634.pdf)Türk devletlerinde kağanın gücü, Kök Tengri'den aldığı "kut"tan gelir. Kut, ilahi bir güçtür ve kağana hükümdarlık yetkisi verir. Kağan, kut sahibi olduğu için halk tarafından saygı görür ve itaat edilir.
Türkler, Orta Asya'da konar-göçer bir yaşam tarzı süren bir halktır. Ekonomilerinin temel dayanağı hayvancılıktır. Yazın yaylaklarda, kışın kışlaklarda yaşarlar. Türkler, aile, oguş ve boylar içinde örgütlenmiş bir topluluktur. Sosyal kimlik, bu gruplar içinde gelişmiştir.
Türk devletlerinde kağanın gücü, ilahi bir güç olan "kut"tan gelir. Kağan, kut sahibi olduğu için halk tarafından saygı görür ve itaat edilir. Türkler, konar-göçer bir yaşam tarzı süren bir halktır. Ekonomilerinin temel dayanağı hayvancılıktır. Türkler, aile, oguş ve boylar içinde örgütlenmiş bir topluluktur.
Türk devlet teşkilatında kurultay (toy); siyasi, kültürel, hukuki ve ekonomik konularda genel kararlar alan ve devlet yönetiminin temelini oluşturan en yüksek kuruluştu. Kurultay, kağan, hanedan üyeleri, hatun, aygucı ve boy beylerinden oluşuyordu.
Kurultay, yılda üç kez toplanarak devlet işlerini görüşürdü. Kurultay’ın üyelerine “toygun” denilirdi. Boy beylerinin kurultaya katılımı sadakat işareti sayılır, aksi bir durum söz konusu olduğunda bu bir isyan olarak algılanırdı.
Kurultay, kağanın seçimi veya görevden alınmasında da etkiliydi. Kağan, kurultayın doğal başkanıydı ve kağanın olmadığı zamanlarda aygucı (başbakan) kurultaya başkanlık ederdi.
Kurultay kararlarının uygulanmasını sağlamak ve takip etmek için buyruklardan (bakan) oluşan bir ayukıya (hükûmet) ihtiyaç duyulmuştur.
Çin kaynaklarına göre Kök Türk hükûmeti dokuz bakandan oluşmaktadır. Dolayısıyla ilk Türk devletlerinde, kurultay (yasama) ve hükûmet (yürütme) birbirlerinden ayrı kurumlardır.
Fakat halktan ve yönetimden birinci derecede sorumlu olan kağandır. Kurultayı toplantıya çağırma, töre değişikliğini teklif etme, aygucıyı tayin etme, yargıya başkanlık etme görevleri kağana aittir.
Türk devletlerinde hatunlar söz sahibiydi. Aralarında, devlet siyasetine yön verenler ve naip olarak devlet idare edenler vardı. Ayrı sarayları ve buyrukları bulunan hatunlar, bazen elçileri de kabul ederdi.
Türklerde devlet teşkilatı, kurultay, hükûmet ve hatunlardan oluşuyordu. Kurultay, devletin en yüksek karar organıydı. Hükûmet, kurultay kararlarının uygulanmasını sağlıyordu. Hatunlar ise devlet siyasetinde söz sahibiydi.
Asya Hun Devleti (MÖ 220-MS 216) ve I. Kök Türk Devleti (552-630), Türk tarihinin ilk devletleridir.
Asya Hun Devleti, tarihte bilinen ilk Türk devletidir. Devletin merkezi Ötüken’dir. Hunların bilinen ilk kağanı, “büyük- lük ve genişlik” anlamına gelen Şan-yü veya Tan-hu unvanını taşıyan Tuman (Teoman)’dır.
Mete Han MÖ 209’da babası Tuman’ı tahttan indirerek Hunların başına geçmiştir. Türk tarihinde parlak bir dönem başlatan Mete Han, Türkçe konuşan ve Türk soyundan olan toplu- lukları ilk kez Hun hâkimiyeti altında toplamıştır.
Mete Han’dan sonra Çin entrikaları sonucunda Hun iktidarında derin çatlaklar belirmeye baş- ladı. İç ve dış baskılara dayanamayan Ho-han-Sen 93 yılında intihar etti ve Asya Hun Devleti yıkıldı.
I. Kök Türk Devleti, 552 yılında Bumin Kağan liderliğinde Töles boylarını kendilerine bağlayarak kuruldu. Nüfusunu artıran ve askerî olarak güçlenen Kök Türkler, Asya Hun Devleti’nin yıkılışından sonra bölgede kurulmuş olan Avar Devleti’ni yıkarak 552 yılında devleti kurdular.
Kök Türkler, Mukan Kağan zamanında her yönüyle parlak bir dönem yaşadı. Kore’den Karadeniz’e kadar uzanan sahada yaşayan bütün Töles ve diğer Türk boylarını, kuzeyde Kırgız Türklerini ve yabancı kavimleri devlete bağladı. Onun zamanında Kök Türkler dünyanın en güçlü devletlerinden biri oldu.
Mukan Kağan’dan sonra kardeşi Tas- par Kağan (Ta-Po) devletin başına geç- ti. Taspar Kağan’ın ölümünden sonra yaşanan taht kavgaları sırasında Kök Türk Devleti sarsıldı. Babası İstemi’den sonra devletin batı tarafını Tardu idare etmeye başladı. Meydana gelen an- laşmazlıklardan yararlanarak Tardu 582 yılında Batı Kök Türk Devleti’nin bağımsızlığını ilan etti. Bu olay ile I. Kök Türk Devleti, Batı ve Doğu olmak üzere ikiye ayrıldı.
630 yılında Doğu Kök Türk Devleti, Çinliler tarafından ortadan kaldırıldı. Batı Kök Türk Dev- leti ise 630 yılında Çin’e bağlı birçok beyliğe ayrıldı.
Türkler, tarih boyunca geniş bir coğrafyada yaşamış ve güçlü devletler kurmuştur. Bu devletlerin yönetim anlayışında, töre önemli bir yere sahiptir. Töre, yazılı olmayan hukuk kurallarının bütünüdür ve toplum düzenini sağlamak için kullanılır.
Töre, Türk toplumunda gelenek, görenek ve örflerin oluşturduğu sözlü hukuk kurallarıdır. Töre, toplumun düzenini sağlamak ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek için kullanılır. Töre, kağanlar tarafından konulan kurallar, kurultaylarda alınan kararlar ve toplum içinde oluşan geleneklerden oluşur. Töre, kağanlar da dahil olmak üzere herkesi bağlar.
Orhun Kitabeleri, 8. yüzyılda yazılmış ve Türk tarihinin en önemli kaynaklarından biridir. Kitabelerde, töre kavramına birçok kez değinilmektedir. Bilge Kağan, töreyi "devletin temeli" olarak nitelendirir ve kağanların töreye uygun davranmaları gerektiğini vurgular. Kitabelerde ayrıca, töreyi bozanların cezalandırılacağı belirtilir.
Türklerin yönetim anlayışı, töreye dayanır. Kağan, devletin başındaki kişidir ve töreye göre hareket etmek zorundadır. Kağan, kurultay tarafından seçilir ve yetkileri sınırlıdır. Kurultay, Türk toplumunun en önemli karar organıdır ve kağanın kararlarını onaylar veya reddeder.
Töre, Türk toplumunda ve devlet yönetiminde önemli bir yere sahiptir. Töre, toplum düzenini sağlamak ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenlemek için kullanılır. Kağanlar, töreye göre hareket etmek zorundadır ve yetkileri sınırlıdır. Kurultay, Türk toplumunun en önemli karar organıdır ve kağanın kararlarını onaylar veya reddeder.
Kavimler Göçü, milattan sonra 376 civarında Germen kavimlerinin göçü ile başlayan ve avrupa kıtasını etkileyen bir olaya ilişkin harekettir.
Kavimlerin Hareketinden Yanıyan nedenlerin dan biri, Çin devletin baskısıdır. Çin devleti, avrasya'daki Hun Devletini dağıtmak için çeşitli saldırılar yapmş ve Hunların batıya göç etmesine neden olmuştur.
Ayrıca, ekonomik sıkıntılar ve yeni yurtlar edinme arzusu da Kavimlerin göç etmesinin nedenleri arasındadır.
Kavimlerin hareketleri, Avrupada büyük bir karmaşaya neden olmuştur. Günümüz Avrupasının temelleri atılmış ve Rova İmparotorluğu, Doğu ve Batı olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Bunun yanında, Avrupa Hun Devleti kurulmuş, Avrupa'da feodalite güç kazanmış ve Skolastik düşünce gelişmiştir
https://www.kavimleri-gocu.comKavimler Göçü, 4. ve 6. yüzyıllarda Avrupa'da büyük bir nüfus hareketine yol açan bir olaydı. Bu göçler, Hunların Batı Asya'dan Avrupa'ya doğru hareket etmeleriyle başladı ve diğer birçok kavimin de yerinden edilmesine neden oldu. Kavimler Göçü'nün sonuçları arasında Avrupa'daki etnik ve kültürel yapının değişmesi, yeni devletlerin kurulması ve Hristiyanlığın yayılması yer almaktadır.
Avrupa Hun Devleti, Balamir'in liderliğinde Hunların Batı Asya'dan Avrupa'ya doğru hareket etmeleriyle kuruldu. Hunlar, önlerine çıkan kavimleri yerlerinden ederek ilerlediler ve kısa sürede Avrupa'nın önemli bir gücü haline geldiler. Avrupa Hun Devleti'nin en parlak dönemi, Attila'nın hükümdarlığı sırasında yaşandı. Attila, Batı Roma İmparatorluğu'na karşı başarılı seferler düzenledi ve Doğu Roma İmparatorluğu'ndan haraç aldı.
Kavimler Göçü ve Avrupa Hun Devleti, Avrupa tarihini derinden etkileyen iki önemli olaydı. Bu olaylar, Avrupa'daki etnik ve kültürel yapının değişmesine, yeni devletlerin kurulmasına ve Hristiyanlığın yayılmasına neden oldu.
Avrupa Hun Devleti
Kavimler Göçü
Orta Çağ'da Türk devletleri ve halkları, geniş bir coğrafyada yaşamış ve önemli katkılarda bulunmuştur. Bu devletler arasında şunlar yer almaktadır.
Bulgarlar, 7. yüzyılda Volga Nehri'nin alt bölgelerinde yaşamış bir Türk halkıdır. 632 yılında Asparuh (679-702) tarafından Tuna Bulgar Devleti'ni kurmuştur. Ticari ilişkiler sonucu İslamiyet’le tanışan Bulgarlar, X. yüzyılın ilk yarısında İslamiyet’i kabul etmiş ve Doğu Avrupa’da Türk İslam kültürünün temsilcisi olmuştur. Dobruca’nın güneyinde Asparuh (679-702) tarafından kurulan Tuna Bulgar Devleti ise Boris Han Dönemi’nde Hristiyanlığı resmen kabul etmiştir.
Oğuzlar, 630-682 yılları arasında Dokuz-Oğuz Kağanlığı altında toplanmıştır. Daha sonra Kök Türk ve Uygur hâkimiyetine giren Oğuzlar, X. yüzyılda Oğuz Yabgu Devleti’ni kurmuştur. X. yüzyılın sonlarına doğru İslamiyet’i kabul eden Oğuzlar; Büyük Selçuklu ve Osmanlı gibi cihanşümul devletler kurmuştur.
Peçenekler, IX-XII. yüzyıllarda Karadeniz’in kuzeyindeki steplerde yaşamıştır. Oğuzların ve Hazarların baskısı sonucunda Karadeniz’in kuzeyine gelerek Macarları buralardan uzaklaştırmıştır. Peçenekler ilk defa 1035’te Tuna’yı geçerek Bizans topraklarına girmiş ve Bizans’a karşı akınlar düzenlemiştir. Bizans ordusunda paralı askerlik yapan Peçenekler, Malazgirt Savaşı’nda Bizans ordusundan ayrılarak Alp Arslan’ın ordusuna katılmıştır.
Kıpçaklar, Batı Kök Türk topluluklarından olup kaynaklarda çoğunlukla Kumanlar adı altında anılmıştır. XI. yüzyılda Güney Rusya’ya gelerek burayı ele geçiren Kıpçaklar, Bizans’a karşı akınlar düzenlemiştir. Doğu Avrupa-Batı Sibirya bozkır bölgelerinin tamamını kapsayan bölge, İslam kaynaklarında “Deşt-i Kıpçak” (Kıpçak Bozkırı) adıyla anılmıştır. 1250’de Mısır’da kurulan Memlûklular Devleti kısa bir süre sonra Kuman-Kıpçak Türklerinin eline geçmiştir. Zaman içerisinde bir kısmı Hristiyanlığı benimseyen Kıpçakların bir kısmı da Kırım, Kafkaslar ve İdil Bulgarları ülkesinde Müslüman olmuştur.
Kırgızlar, 840 yılında Uygur Devleti’ni yıkarak Ötüken’de devlet kurmuştur. XIII. yüzyılda Moğolların, XIX. yüzyılda Rusların egemenliğine giren Kırgızlar, 1991’de bağımsızlığına kavuşmuştur. Türk edebiyatı- nın en güzel örneklerinden olan Manas Destanı, Müslüman Kırgızlarla gayrimüslimler arasındaki mücadeleler anlatılmaktadır.
Macarlar, Fin-Ugur kavimlerinin bir bölümü Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara inerek Onugurlarla kaynaşmıştır. IX. yüzyılın başlarında Hazar egemenliği altında olan Macarlar, Peçeneklerin baskısıyla batıya doğru göç etmiştir. 896’da günümüzdeki Macaristan’a yerleşen Macarlar, Hristiyanlığı benimseyerek Türk kimliğini kaybetmişlerdir.
Orta Çağ'da Türk devletleri ve halkları, geniş bir coğrafyada yaşamış ve önemli katkılarda bulunmuştur. Bu devletler arasında Bulgarlar, Oğuzlar, Peçenekler, Kıpçaklar, Kırgızlar ve Macarlar yer almaktadır. Bu devletler, siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda önemli başarılara imza atmışlardır ve dünya tarihine damga vurmuşlardır.