9sinif-tarih-3-unite-orta-cagda-dunya-ozeti
Orta Çağ'da, dünyada çeşitli siyasi oluşumlar vardı. Bu oluşumların coğrafi yapıları, hayat ve geçim tarzları, soy dayanışması ve silahlı güçleri açısından benzer ve farklı yönleri vardı.
Orta Çağ'da, siyasi oluşumların coğrafi yapıları oldukça çeşitlilik gösteriyordu. Bazı siyasi oluşumlar, geniş topraklar üzerinde hâkimiyet kurarken, bazıları ise daha küçük alanlarda hüküm sürüyordu. Örneğin, Bizans İmparatorluğu, Akdeniz'in doğusunda ve Balkanlar'da geniş bir alana sahipti. Moğol İmparatorluğu ise, Asya'nın büyük bölümünü kaplıyordu.
Orta Çağ'da, siyasi oluşumların hayat ve geçim tarzları da farklılık gösteriyordu. Bazı siyasi oluşumlar, tarımla uğraşırken, bazıları ise ticaret veya hayvancılıkla geçiniyordu. Örneğin, Çin İmparatorluğu, tarımla uğraşan bir devletti. Bizans İmparatorluğu ise, ticaretle uğraşan bir devletti. Moğol İmparatorluğu ise, hayvancılıkla uğraşan bir devletti.
Orta Çağ'da, siyasi oluşumlarda soy dayanışması önemli bir yer tutuyordu. Soy dayanışması, aynı soydan gelen kişilerin birbirlerine karşı duydukları yardımlaşma ve destek duygusudur. Bu duygu, Orta Çağ'da siyasi oluşumların yönetiminde önemli bir rol oynuyordu. Örneğin, Bizans İmparatorluğu'nda, hanedan üyeleri yönetimde önemli görevlere sahipti. Moğol İmparatorluğu'nda ise, Cengiz Han'ın soyundan gelen kişiler yönetimde önemli görevlere sahipti.
Orta Çağ'da, siyasi oluşumların silahlı güçleri de farklılık gösteriyordu. Bazı siyasi oluşumlar, güçlü ve düzenli ordulara sahipti. Bazıları ise, daha zayıf ve düzensiz ordulara sahipti. Örneğin, Bizans İmparatorluğu, güçlü ve düzenli bir orduya sahipti. Moğol İmparatorluğu ise, zayıf ve düzensiz bir orduya sahipti.
Orta Çağ'da, dünyada çeşitli siyasi oluşumlar vardı. Bu oluşumların coğrafi yapıları, hayat ve geçim tarzları, soy dayanışması ve silahlı güçleri açısından benzer ve farklı yönleri vardı. Bu benzerlikler ve farklılıklar, siyasi oluşumların tarihini ve gelişimini etkilemiştir.
Orta Çağ'da tarım, ekonominin temelini oluşturuyordu. Toprak sahipleri, soylular ve din adamlarıydı. Köylüler, toprak sahiplerinin topraklarını işleyerek geçiniyordu. Kentlerde ise esnaf ve tüccarlar yaşıyordu. Esnaflar, el sanatları ürünleri üretirken, tüccarlar ise bu ürünleri satıyordu.
Orta Çağ'da Avrupa'da feodalizm sistemi uygulanıyordu. Feodalizmde, toprak sahipleri olan senyörler, siyasi, ekonomik ve hukuki haklara sahipti. Köylüler, senyörlere mal ve hizmet üretmekle yükümlüydü. Feodalizm, toplumsal tabakalaşmayı artırdı ve soyluların gücünü pekiştirdi.
Orta Çağ'da ticaret, ticaret yolları vasıtasıyla yapılıyordu. Ticaret yollarında genel olarak ipek, ipekli kumaşlar, porselen, madenî eşyalar, kâğıt, baharat, tuz, cam eşya, şarap, at, hayvan ürünleri (deri ve postlar), değerli madenler, taşlar ve ziynet eşyaları (takılar) taşınıyordu.
Orta Çağ'da ekonomi ve toplum, tarım, feodalizm ve ticaret gibi unsurlarla şekillenmiştir. Feodalizm, toplumsal tabakalaşmayı artırmış ve soyluların gücünü pekiştirmiştir. Ticaret ise, kıtalar arasında kültür alışverişine de imkân sağlamıştır.
Feudalism - HISTORYOrta Çağ'da dünya çapında ticaret yolları sayesinde ekonomik ve kültürel alışverişler gerçekleşmiştir. Bu yollar arasında Kral Yolu, İpek Yolu, Kürk Yolu ve Baharat Yolu en önemlileridir.
Pers İmparatoru Darius tarafından yaptırılan Kral Yolu, Anadolu'nun batısındaki Sardes'e kadar uzanıyordu. Bu yol, Anadolu'nun yollarının belkemiğini oluşturmuştur.
İpek Yolu, Çin'den başlayıp Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, İran, Suriye ve Anadolu topraklarına kadar uzanan bir ticaret yoludur. Bu yol, Doğu ve Batı kültürlerinin kaynaşmasında önemli rol oynamıştır.
Kürk Yolu, Don Nehri'nin denize döküldüğü yerden başlayıp Ural Dağları ve Güney Sibirya ormanları sınırından Altaylara, Sayan Dağları üzerinden Çin'e ve Amur Nehri'ne ulaşan bir ticaret yoludur. Bu yoldan hayvanlarla getirilen deri ve postlar, İtil Nehri vasıtasıyla Hazar Devleti'nin merkezi Hanbalık'a (Etil) ulaştırılmıştır. Daha sonra da Güney Sibirya'dan geçerek Avrupa'ya ve İslam ülkelerine gönderilmiştir.
Baharat Yolu, Hindistan'dan başlayarak Avrupa'ya ulaşan bir ticaret yoludur. Bu yol, Coğrafi Keşifler sonucunda önemini kaybetmiştir.
Orta Çağda ticaret yolları, dünya çapında ekonomik ve kültürel alışverişlerin gerçekleşmesini sağlamıştır. Bu yollar, Doğu ve Batı kültürlerinin kaynaşmasında önemli rol oynamış ve dünya ticaretinin merkezi hâline gelmiştir.
YouTube video linki: https://www.youtube.com/watch?v=dQw4w9WgXcQOrta Çağ'da, ordular devlet yapısının en önemli unsurlarından biriydi. Askeri organizasyon, emir komuta zinciri ve görevleri yerine getiren teşkilat, İlk Çağ'dan beri vardı. Devletler varlıklarını sürdürmek, savaşlarda başarılı olmak ve huzuru sağlamak için güçlü askerî teşkilatlar kurarlardı.
Batı Avrupa'da, VIII. yüzyılda Franklar, feodal sistemi adı verilen askerî bir düzen geliştirdiler. Buna göre, kral, soylu şövalyelere toprak bağışlardı ve şövalyeler de krala bağlılık yemini ederek kralın savaşçısı olurdu. Böylece, Orta Çağ'ın başlarında ordunun büyük kısmını oluşturan köylü askerin yerini şövalye aldı.
Doğu'da ise, Türk ve Moğol atlı okçuları, Orta Çağ'ın en etkili askerî güçlerinden biriydi. Hem Türk hem de Moğol askerleri çok disiplinli olup büyük bir cesaretle savaşmış ve hafif süvari teknikleri kullanmıştı. Cengiz Han, hâkimiyet kurduğu kabileleri yeniden organize ederek, Türklerin oluşturduğu onlu sisteme göre güçlü bir idari ve askerî düzen kurmuştur.
Orta Çağ'da Müslümanların da atlı okçuları vardı. Hem atlarının hızı ve çevikliği hem de kullanılan silahların hafifliği sayesinde, Batılı atlı okçulardan daha hızlı ve esnekti. Franklar, Haçlı Seferlerinde çok sayıda Müslüman ve Türk atlı okçuyla karşılaştı ve hareket kabiliyeti oldukça yüksek olan bu birliklerin başarısını görünce, Türk atlı okçularından yararlanmak istedi.
Orta Çağ'da ücretli askerlik sistemi birçok devlette görüldü. Bizans İmparatorluğu, tarihinin her döneminde ordusunda ücretli askerlere yer verdi. Aynı şekilde Orta Çağ Avrupa devletleri ile Sasani İmparatorluğu'nda da bu sistem uygulandı.
XIV. yüzyıldan itibaren devletler sürekli piyade kıtaları bulundurmaya başladı. Avrupa ordularında piyadeleri en etkili kullanan devletler, İngiltere ve Osmanlı Devleti oldu. Savaş tarihini değiştirecek olan top, tüfek gibi ateşli silahlar, 1331'den sonra kullanılmaya başlandı. Fransa XV. yüzyılda silahlı askerlerden oluşan daimî bir kıta oluşturmaya başladı, Osmanlılar ise bunu XIV. yüzyıldan itibaren yaptı.
Cengiz Yasası, 13. yüzyılda Cengiz Han tarafından Moğollar için oluşturulan bir hukuk sistemidir. Bu yasa, Moğol İmparatorluğu'nun yönetim, ceza, aile ve vergi sistemini düzenliyordu. Cengiz Yasası, Moğolların askeri başarılarının ve imparatorluğun genişlemesinin temel taşlarından biri olarak kabul edilir.