Türkiye'nin 1994, 2001 ve 2008 ekonomik krizleri dış kaynaklı faktörlerle tetiklendi. Enflasyon, faiz oranları ve döviz kuru olumsuz etkiler görüldü
Türkiye, 1980'lerden sonra ekonomide attığı liberal adımlarla dünya piyasasındaki dalgalanmalara açık hale geldi.
Türkiye'yi etkileyen 1994, 2001 ve 2008 Ekonomik Krizlerinin benzer ve farklı yönleri şunlardır:
Terör, korku salma, zorlama, tehdit gibi usullerle şiddetin planlı kullanılmasıdır. Terörizm, Soğuk Savaş Dönemi'nde iki blok arasındaki mücadelede kullanılmıştır. 1990'lı yıllarda küresel terörizm olarak adlandırılan yeni bir döneme girilmiştir. 11 Eylül Saldırıları terörizmi daha farklı boyutlara taşımıştır. Terörle mücadele bahanesiyle girişilen savaşlar, bazı devletlerin insan hakları, demokrasi ve ulusal güvenlik adına terörizmi kullanmasının önünü açmıştır. Bu dönemdeki terör faaliyetlerinin oluşmasında büyük devletlerin dinsel ve etnik kimlikleri öne çıkarmaları, "Böl, Parçala, Yönet!" anlayışıyla yeni bir dünya düzeni yaratmak istemeleri etkili olmuştur.
Türkiye, jeopolitik konumu nedeniyle 1980'lerin başından itibaren PKK başta olmak üzere pek çok terör örgütünün hedefi olmuştur.
Türkiye, terörle mücadele konusunda önemli adımlar atmıştır. Güvenlik güçleri, terör örgütlerine karşı operasyonlar düzenlemektedir. Ayrıca, terör örgütlerini destekleyen ülkelerle diplomatik ilişkiler kesilmiştir. Türkiye'nin terörle mücadelesinde uluslararası işbirliği de önemli bir yer tutmaktadır.
Terörizm, küresel bir sorundur. Türkiye, terörle mücadelede önemli adımlar atmıştır. Ancak, terörle mücadele uzun ve zorlu bir süreçtir. Türkiye'nin bu mücadelede uluslararası işbirliğine ihtiyacı vardır.
Küreselleşme, ülkeler arasındaki bilgi ve kültür alışverişinin artmasına ve bilimsel ve sanatsal faaliyetlerin zenginleşmesine yol açtı. Türkiye de bu gelişmelerden etkilendi ve bilim, sanat ve spor alanlarında önemli başarılar elde etti.
Türkiye, küresel etkileriyle bilim, sanat ve spor alanlarında önemli başarılara imza atmıştır. Bu başarılar Türkiye'nin uluslararası alanda tanınırlığını ve saygınlığını artırmıştır.
Türkiye'nin Küresel Etkileri1990'lı yıllarda, Sovyetler Birliği'nin dağılması ve Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte, Türkiye'nin dış politikası yeni bir döneme girmiştir. Bu dönemde, Türkiye, Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerini geliştirmeye öncelik vermiş ve bu ülkelerin ekonomik ve siyasi kalkınmasını desteklemiştir. Aynı zamanda, Türkiye, Avrupa Birliği'ne üye olma hedefini sürdürmüş ve bu doğrultuda gerekli reformları gerçekleştirmiştir.
1980'li yıllardan itibaren, Sovyetler Birliği'nde ekonomik ve siyasi sorunlar yaşanmaya başlamıştır. Bu sorunlar, 1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasına yol açmıştır. Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Özbekistan bağımsızlığını kazanmıştır.
Türkiye, Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olmuştur. Türkiye, bu ülkelerle siyasi, ekonomik ve kültürel ilişkiler kurmuş ve kalkınmalarını desteklemiştir. Türkiye'nin desteği, Türk cumhuriyetlerinin ekonomik ve siyasi istikrarına önemli katkıda bulunmuştur.
Türkiye, Türk cumhuriyetleriyle olan ilişkilerine büyük önem vermektedir. Türkiye, bu ülkelerle siyasi, ekonomik ve kültürel iş birliğini geliştirmeye çalışmaktadır. Türkiye, Türk cumhuriyetlerinin uluslararası alanda tanınması ve kalkınması için çalışmalar yapmaktadır.
Türkiye, Türk cumhuriyetleriyle olan ilişkilerinde, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yunus Emre Enstitüsü gibi kurumları kullanmaktadır. TİKA, Türk cumhuriyetlerine ekonomik ve teknik yardım sağlamakta, Yunus Emre Enstitüsü ise bu ülkelerde Türkçe eğitimi ve kültür faaliyetleri düzenlemektedir.
Türkiye ayrıca BDT üyesi olan Türk Cumhuriyetleriyle aynı zamanda BDT bünyesinde ikili ve çok taraflı anlaşmalarla iş birliği yapmaktadır.
Türkiye'nin 1990 sonrası dış politikasında, Türk cumhuriyetleriyle ilişkilerin geliştirilmesi önemli bir yer tutmuştur. Türkiye, bu ülkelerin kalkınmasını desteklemiş ve uluslararası alanda tanınmasına yardımcı olmuştur. Türkiye'nin desteği, Türk cumhuriyetlerinin ekonomik ve siyasi istikrarına katkıda bulunmuştur.
Türkiye'nin Türk cumhuriyetleriyle olan ilişkileri, gelecekte de devam edecektir. Türkiye, bu ülkelerle iş birliğini geliştirerek, bölgedeki barış ve istikrara katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Bosna-Hersek Savaşı, 1992-1995 yılları arasında Bosna-Hersek'te meydana gelen ve Bosnalı Müslümanlar, Hırvatlar ve Sırplar arasında yaşanan bir iç savaştı. Savaş, Yugoslavya'nın dağılmasıyla birlikte başladı ve Sırpların Bosna-Hersek'i işgal etmesiyle escalate oldu. Savaş sırasında Sırplar, Bosnalı Müslümanlara ve Hırvatlara karşı soykırım ve etnik temizlik politikaları uyguladı.
Srebrenitsa Katliamı, 1995 yılında Bosna Hersek'te Sırp güçleri tarafından gerçekleştirilen ve 8.372 Boşnak Müslüman'ın öldürüldüğü bir soykırım olayıdır. Bu katliam, Avrupa'da İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yaşanan en büyük insan hakları ihlallerinden biridir. Srebrenitsa Katliamı, Bosna Hersek'in sancılı parçalanışında en çok zarar gören ve en büyük kayıpları verenler arasında yer alan ülkenin yaralarının kolay kolay kapanmayacak bir katliamdır.
Srebrenitsa Katliamı'nın temel nedenleri şunlardır:
Srebrenitsa Katliamı, Bosna Hersek'te ve bölgede derin yaralara yol açmıştır. Katliamın sonuçları şunlardır:
Srebrenitsa Katliamı, dünya barışı ve insan hakları açısından önemli bir dönüm noktasıdır. Katliam, uluslararası toplumun insan hakları ihlallerini önleme konusunda daha fazla çaba göstermesi gerektiğini göstermiştir. Ayrıca, katliam, etnik ve dini farklılıkların çatışmalara yol açabileceğini ve bu farklılıkların barışçıl bir şekilde çözülmesinin önemini vurgulamıştır.
Srebrenitsa Katliamı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biridir. Bu katliamın yaşanmaması için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekir. Aksi takdirde, Srebrenitsa Katliamı gibi trajediler tekrar yaşanabilir.
Youtube Link: https://www.youtube.com/watch?v=KFOeorqZjhUOrta Doğu, yakın geçmişte önemli gelişmelere sahne olmuştur. Bu gelişmeler, bölgenin siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısını etkilemiş ve Türkiye'yi de yakından ilgilendirmiştir.
Arap Baharı, 2010 yılında Tunus'ta başlayan ve kısa sürede diğer Arap ülkelerine yayılan bir dizi halk ayaklanmasıdır. Arap Baharı, daha fazla özgürlük, demokrasi ve insani hak talep eden kitle hareketlerine yol açmıştır. Tunus'ta, Mısır'da, Libya'da ve Yemen'de mevcut siyasi rejimler devrilmiş ve yeni yönetimler kurulmuştur. Arap Baharı, bölgede önemli bir değişim sürecini başlatmış ve Türkiye'nin de dış politikasında etki yaratmıştır.
Arap Baharı, Türkiye'nin dış politikasında önemli bir değişim sürecini başlatmıştır. Türkiye, Arap Baharı'na destek vermiş ve yeni yönetimlerle yakın ilişkiler kurmaya çalışmıştır. Arap Baharı'nın etkisiyle Türkiye, bölgede daha aktif bir rol almaya başlamıştır. Ancak, Arap Baharı ile birlikte bölgede ortaya çıkan otorite boşluğu, terör örgütlerinin yayılmasına zemin hazırlamış ve Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir durum yaratmıştır.
11 Eylül 2001'de ABD'deki Dünya Ticaret Merkezi binaları ve Pentagon'a düzenlenen terörist saldırılar, küresel terörle mücadelede önemli bir dönüm noktası olmuştur. Saldırılar sonrasında, ABD ve diğer Batı ülkeleri terörizme karşı savaş başlatmış ve bu kapsamda Afganistan ve Irak'a askerî müdahalelerde bulunmuştur. 11 Eylül Saldırıları, Türkiye'yi de yakından etkilemiş ve Türkiye'nin terörle mücadele politikalarında değişikliğe yol açmıştır.
11 Eylül Saldırıları, Türkiye'nin terörle mücadele politikalarında önemli bir değişikliğe yol açmıştır. Türkiye, 11 Eylül Saldırıları'ndan sonra terörle mücadeleye daha fazla kaynak ayırmaya başlamış ve terör örgütleriyle mücadele konusunda uluslararası işbirliğini güçlendirmiştir. Ayrıca, Türkiye, 11 Eylül Saldırıları'nın ardından ABD ile yakınlaşmış ve ABD'ye terörle mücadele konusunda destek vermiştir.
Irak ve Suriye'de yaşanan siyasi gelişmeler, Türkiye'yi olumsuz yönde etkilemiştir. Irak'ta 2003 yılında başlatılan ABD işgali, ülkede istikrarsızlığa neden olmuş ve terör örgütlerinin güçlenmesine yol açmıştır. Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş, ülkeyi kaosa sürüklemiş ve milyonlarca insanı yerinden etmiştir. Irak ve Suriye'deki siyasi gelişmeler, Türkiye'ye sınır güvenliği ve mülteci akını gibi sorunlar yaratmıştır.
Irak ve Suriye'deki siyasi gelişmeler, Türkiye'yi olumsuz yönde etkilemiştir. Irak'ta 2003 yılında başlatılan ABD işgali, ülkede istikrarsızlığa neden olmuş ve terör örgütlerinin güçlenmesine yol açmıştır. Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaş, ülkeyi kaosa sürüklemiş ve milyonlarca insanı yerinden etmiştir. Irak ve Suriye'deki siyasi gelişmeler, Türkiye'ye sınır güvenliği ve mülteci akını gibi sorunlar yaratmıştır.
Orta Doğu, yakın geçmişte önemli gelişmelere sahne olmuştur. Arap Baharı, 11 Eylül Saldırıları ve Irak ve Suriye'deki siyasi gelişmeler, bölgenin siyasi, ekonomik ve toplumsal yapısını etkilemiş ve Türkiye'yi de yakından ilgilendirmiştir. Türkiye, bu gelişmelere göre dış politikasında değişiklikler yapmış ve bölgede daha aktif bir rol almaya başlamıştır. Ancak, Orta Doğu'daki istikrarsızlık, Türkiye'yi de güvenlik ve ekonomi sorunlarıyla karşı karşıya bırakmıştır.
Suriye İç Savaşı, 2011 yılında başlayan ve halen devam eden bir iç savaştır. Savaş, Suriye hükümeti ile muhalif gruplar arasında yaşanmaktadır. İç savaş nedeniyle milyonlarca insan evlerini terk etmek zorunda kalmıştır.
Türkiye, Suriye İç Savaşı nedeniyle oluşan mülteci akınına karşı açık kapı ve geçici koruma politikaları izlemiştir. Bu politikalar gereği, Türkiye sınırları Suriyeli mültecilere açılmıştır ve mültecilere geçici koruma statüsü verilmiştir.
Türkiye'nin mülteci politikaları yüz milyarlarca liralık maliyete ve toplumsal sorunlara yol açmıştır. Nisan 2022 itibarıyla Türkiye'deki Suriyeli sayısı 3 milyon 762 bin 385 kişiye ulaşmıştır.
Türkiye, Suriye İç Savaşı nedeniyle oluşan mülteci akınına karşı büyük bir sorumluluk üstlenmiştir. Ancak, Türkiye'nin mülteci politikaları yüz milyarlarca liralık maliyete ve toplumsal sorunlara yol açmıştır. Diğer ülkeler, Türkiye'nin mülteciler karşısındaki duruşunu takdir etmekte fakat üzerlerine düşen sorumlulukları tam olarak yerine getirmemektedir.