Günlük olaylar, uzun süreli durumlar, olumlu durumlar, içsel etkenler, engellenme ve çatışmalar stresin kaynakları arasındadır.
Kişilik; bir insanı başkalarından ayıran duygu, düşünce, davranış gibi tüm özelliklerin tutarlı bir bütünlük içinde süreklilik göstermesi şeklinde tanımlanabilir. Kişilik, bireye özgü ve biriciktir. Kişiliğin mizaç ve karakter olmak üzere iki yönü vardır. Mizaç, kişiliğin doğuştan gelen yönüdür. Karakter, kişiliğin sonradan kazanılan yönüdür. Kişiliğin şekillenmesinde aile, genetik faktörler, koşullama, bilişsel ve sosyal koşullar etkilidir. Kişilik sadece basit bir şartlanma değildir. İnançlar, değerler ve beklentiler gibi bilişsel faktörler de kişiliği etkiler.
Bu kuramın en önemli temsilcisi olan Sigmund Freud, kişilik gelişimini bireyin bebeklik ve çocukluk yıllarına dayandırır. Freud’a göre insanlar, doğuştan bazı ilkel istek ve arzularla dünyaya gelir. Toplum tarafından hoş karşılanmayan bu istekler bilinçaltına itilir ancak yok olmaz, yaşantıyı etkilemeye devam eder. Kişiliğin ve davranışların şekillenmesinde bastırılan bu duygular belirleyicidir. Freud’a göre kişiliğin üç katmanı bulunur. İd (ilkel benlik), kişiliğin doğuştan gelen yönüdür. Ego (benlik), kişiliğin gerçeklikle ilgili yanıdır. Süper ego (üst benlik), kişiliğin toplumsal yanıdır.
Kuramın temsilcisi Erik Erikson’dur. Erikson’a göre temel kişilik özelliklerinin gelişimi yaşamın ilk yıllarıyla sınırlı değildir. Kişilik gelişimi bütün yaşam boyunca devam eder. Kişiliğin oluşmasında biyolojik faktörlerle birlikte sosyal çevre ve kişiler arası ilişkiler de önemlidir. Kişiliği belli dönemlere ayırarak açıklayan Erikson her gelişim döneminin kendine özgü gelişim görevleri olduğunu söyler. Bireyin belli davranışları, belli dönemlerde kazanabilmesine kritik dönem denir. Kişi her gelişim döneminde farklı bir çatışma ile karşılaşır. Bireyin herhangi bir dönemdeki gelişim görevlerini yapabilmesi için o dönemde karşılaştığı çatışmaların üstesinden gelmesi gerekir. Birey bu çatışmalarla başa çıkabildiği oranda sağlıklı bir kişilik geliştirir.
Kişilik, bir insanı diğerlerinden ayıran benzersiz özellikler kümesidir. Kişilik, doğuştan gelen ve sonradan kazanılan özelliklerin birleşimidir. Kişiliğin şekillenmesinde aile, genetik faktörler, koşullama, bilişsel ve sosyal koşullar etkilidir. Kişilik kuramları, kişiliğin nasıl geliştiğini ve nelerden etkilendiğini açıklamak için geliştirilmiştir. Bu kuramlar, kişiliğin daha iyi anlaşılmasına ve insanların birbirleriyle daha iyi iletişim kurmasına yardımcı olabilir.
YoutTube video linki: https://www.youtube.com/watch?v=e4rCOyO1v64 Diğer kaynak linkleri: * https://www.psychologytoday.com/basics/personality * https://www.webmd.com/mental-health/what-is-personality * https://www.mayoclinic.org/diseases-conditions/personality-disorders/symptoms-causes/syc-20354463Kişilik, bir bireyin davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını etkileyen kalıcı özellikler bütünüdür. Kalıtım ve çevre etkileşimiyle oluşur. Kişilik, bir bireyin diğerlerinden ayıran özellikleri, tutumları, değerleri ve davranış biçimlerini içerir.
Bireyler, fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal olarak birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar, kalıtım ve çevre etkileşiminin sonucudur. Bireysel farklılıklar, toplumun zenginliğini ve çeşitliliğini oluşturur.
Kişilik testleri, bireyin kişilik özelliklerini ve davranış biçimlerini belirlemeye ve çözümlemeye yarayan testlerdir. Kişilik testleri, uzmanlık gerektirir. Güvenilir ve geçerli kişilik testleri, çok ciddi ve yıllar süren psikometrik çalışmalar sonucunda oluşturulur.
Kişilik, bireyin davranışlarını, düşüncelerini ve duygularını etkileyen kalıcı özellikler bütünüdür. Kişilik, kalıtım ve çevre etkileşimiyle oluşur. Bireyler, fiziksel, bilişsel, sosyal ve duygusal olarak birbirinden farklıdır. Bu farklılıklar, toplumun zenginliğini ve çeşitliliğini oluşturur. Kişilik testleri, bireyin kişilik özelliklerini ve davranış biçimlerini belirlemeye ve çözümlemeye yarayan testlerdir.
giriş paragrafı
Stres, karşılaşılan yeni durumlarda insanın psikolojik veya fizyolojik sınırlarının zorlanmasıdır. Stres nedenleri günlük olaylar, daha uzun bir sürece yayılan ve bireyin yaşam biçiminde genelliliklere yol açan durumlar, olumlu durumslar, içsel etkenler, engellenme ve bilinçli veya bilinçsiz çatışmalardır.1. Günlük olaylar
2. Daha uzun bir süreye yayılan durumlar
3. Olumlu durumlar
4. İçsel etkenler
5. Engellenme
6. Çatışmalar
Sonuç Metni
Stres, bireyin fiziksel ve psikolojik sağlıkını olumsuz yönde etkileyebilir. Stres nedenlerini ve şiddetli sinin belirtilerini bilmek, strese başa çıkmada bireye yardımcı olur.Stres, kişinin karşılaştığı zorluklarla baş etmesi gereken bir durumdur. Stres tepkileri, bireye bedensel ve ruhsal olarak zarar verebildiği gibi bireyin karşılaştığı zorluklarla baş etmesinde ona fayda da sağlayabilir. Stresle başa çıkamama durumunda ise organizmada birtakım fizyolojik ve psikolojik sorunlar ortaya çıkar.
Stres tepkileri, alarm, direnç ve tükenme olmak üzere üç aşamada sınıflandırılır.
Stres, bireyde çeşitli fiziksel, psikolojik, bilişsel ve davranışsal sorunlara neden olabilir.
Fiziksel belirtiler:Stresle başa çıkmak için çeşitli stratejiler kullanılabilir. Bu stratejilerden bazıları şunlardır:
Stres, günlük yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Ancak stresi yönetmek ve strese bağlı sorunları önlemek mümkündür. Stresle başa çıkmak için çeşitli stratejiler kullanılabilir. Bu stratejiler, bireyin stres kaynağını belirlemesi, stres kaynağını ortadan kaldırmak veya azaltması, sağlıklı beslenmesi, düzenli egzersiz yapması, yeterli uyku alması, stres yönetimi teknikleri öğrenmesi, sosyal destek alması ve profesyonel yardım almasıdır.
Faydalı Kaynaklar:Stres, bireyin fiziksel veya ruhsal sağlığını olumsuz yönde etkileyebilen bir durumdur. Strese karşı başa çıkma yöntemleri, stresin olumsuz etkilerini azaltmaya ve bireyin ruh sağlığını korumaya yardımcı olur.
Problem odaklı baş etme stratejileri, stresli durumu doğrudan değiştirmeye yönelik bilişsel ve davranışsal etkinlikleri içerir. Bu stratejiler şunlardır:
Duygu odaklı baş etme stratejilerinde ise kişi, zorlanma karşısında durumu değiştirmeye çalışmak yerine savunmaya yönelik tepkiler geliştirir. Bu stratejiler şunlardır:
Ego savunma mekanizmaları, bilinç dışında gelişen ve bireyin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyebilen tepkilerdir. Bu mekanizmalar şunlardır:
Stresle başa çıkmada yaygın olarak kullanılan yapıcı ve olumlu stratejiler şunlardır:
Stresle başa çıkma yöntemleri, bireyin ruh sağlığını korumak ve olumsuz etkileri azaltmak için önemlidir. Bu stratejiler, bireyin stresli durumlarla daha etkili bir şekilde başa çıkmasını ve uyum sağlamasını sağlar.
Kaynaklar: 1. Düzenli Egzersizin Stres Üzerindeki Etkileri: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3693943/ 2. Rahatlama Tekniklerinin Stres Üzerindeki Etkileri: https://www.apa.org/helpcenter/relaxation-techniques 3. Tinsel-Meditatif Uygulamaların Stres Üzerindeki Etkileri: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3003491/ 4. Duanın Stres Üzerindeki Etkileri: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC3628483/Ruh sağlığı, bir kimsenin düşünce, duygu ve davranışlarının birbirleriyle ve çevresiyle uyum içinde olmasıdır. Ruh sağlığı bozulduğunda, kişi kendisiyle ve çevresiyle uyumsuzluk yaşar ve günlük yaşantısı etkilenir.
Ruh sağlığının çeşitli ölçütleri vardır. Bunlar arasında şunlar yer alır:
Ruh sağlığını korumada denge, empati ve hobiler önemli bir rol oynar.
Denge, kişinin fiziksel, ruhsal ve sosyal olarak uyum içinde olmasıdır. Dengeli bir yaşam sürmek için, kişinin kendisine ve çevresine yeterli zaman ayırması, sağlıklı beslenmesi ve düzenli egzersiz yapması gerekir.
Empati, kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini anlamasıdır. Empati, sağlıklı ilişkiler kurmak ve çatışmaları çözmek için önemlidir.
Hobiler, kişinin boş zamanlarında yaptığı ve zevk aldığı etkinliklerdir. Hobiler, kişinin stresi azaltmasına, rahatlamasına ve yeni şeyler öğrenmesine yardımcı olur.
Ruh sağlığı, genel sağlığımızın bir parçasıdır ve ruh sağlığımızı korumak için dengeli bir yaşam sürmek, empati göstermek ve hobiler edinmek önemlidir.
Ruh sağlığı, bir bireyin duygusal, zihinsel ve sosyal olarak iyi olma halidir. Ruh sağlığı bozuklukları, bir bireyin düşüncelerini, duygularını ve davranışlarını olumsuz yönde etkileyebilir ve günlük yaşamını zorlaştırabilir.
Normal davranış, toplum tarafından kabul edilen ve uygulanan davranışlardır. Normal dışı davranış ise, toplum tarafından kabul edilmeyen ve uygulanmayan davranışlardır.
Normal ve normal dışı davranışlar, toplum tarafından belirlenen değerlere ve normlara göre değişebilir. Bu nedenle, bir davranışın normal olup olmadığı konusunda bir fikir birliği bulunmayabilir.
Psikosomatik bozukluklar, korku, kaygı gibi psikolojik nedenlerden kaynaklanan bedensel rahatsızlıklardır. Psikosomatik bozukluklar, duyguların açık olarak belli edilmediği kültürlerde daha sık görülür. Fiziksel bir temeli olmayan baş, sırt, eklem ağrısı gibi bedensel yakınmalarla kendini gösterir. Bu yakınmalar kol ve bacaklarda kısmi felç, tamamen ya da kısmi körlük gibi daha ciddi boyutta da olabilir.
Psikosomatik bozukluklar, ruhsal ve bedensel sağlığı olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, psikosomatik bozuklukların tedavisi önemlidir.
Anksiyete-kaygı bozukluğu; kötü bir şey olacağı endişelerine kalp çarpıntısı, nefes alamama, kaslarda gerginlik gibi fiziksel belirtilerin de eklendiği yoğun korku hâli olarak tanımlanabilir. Tehdit edici bir durumla karşılaşıldığında endişelenmek, gergin hissetmek ve korkmak normaldir. Kaygı, vücudun tehlikeye karşı verdiği doğal bir tepkidir. Orta düzeyde kaygı dikkati, odaklanmayı ve uyanık kalmayı kolaylaştırır, bireyi harekete geçirir ve problemlerin çözümü için motivasyon sağlar. Bununla birlikte kaygının şiddeti ve süresi artarsa bireyin ruh sağlığı ve yaşamı bu durumdan olumsuz etkilenmeye başlar. Kaygı bozukluklarının oluşmasında genetik faktörler, beyin nörokimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve stres yaratan olaylar etkilidir.
Kaygı bozuklukları, tedavi edilmediğinde bireyin ruh sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, kaygı bozukluklarının tedavisi önemlidir.
Mizaç-duygudurum bozuklukları, kişinin uyaranlara karşı oluşturduğu uzun süreli öfke, neşe, nefret, üzüntü ve sıkıntı gibi duygusal tepkileri kapsar. Depresyon ve bipolar bozukluk olmak üzere iki türü vardır.
Mizaç-duygudurum bozuklukları, tedavi edilmediğinde bireyin ruh sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, mizaç-duygudurum bozukluklarının tedavisi önemlidir.
Kişilik bozuklukları, kişinin yaşadığı toplumun beklentilerinden belirgin olarak sapan ve sürekli olan davranış örüntülerine dönüşmüş olmasıdır. Kişilik bozukluklarında genetik yatkınlıkla birlikte anne baba tutumlarının, çocukluk çağında yaşanan travmaların, fiziksel ve kültürel çevrenin etkili olduğu düşünülmektedir.
Kişilik bozuklukları, tedavi edilmediğinde bireyin ruh sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, kişilik bozukluklarının tedavisi önemlidir.
Şizofreni, düşünce, duygu ve davranışlarda bozulmaya neden olan ciddi bir ruhsal hastalıktır. Şizofreni hastaları, halüsinasyonlar, sanrılar, konuşma ve davranış bozuklukları gibi belirtiler yaşayabilirler.
Şizofreni, tedavi edilmediğinde bireyin ruh sağlığı ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Bu nedenle, şizofreninin tedavisi önemlidir.
Ruh sağlığını korumak için yapılabilecek birçok şey vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Ruh sağlığını korumak, bireyin yaşam kalitesi için önemlidir. Ruh sağlığını korumak için yapılabilecek birçok şey vardır. Bu nedenle, ruh sağlığına dikkat etmek ve gerektiğinde profesyonel yardım almak önemlidir.
Psikolojik destek, ruhsal sıkıntı yaşayan kişilere destek sağlamak için kullanılan bir dizi yöntemdir. Bu yöntemler arasında şunlar yer alır:
Psikolojik rahatsızlıkların biyolojik nedenlerden kaynaklandığını ve rahatsızlıkların tedavisinde psikoaktif ilaçların kullanılması gerektiğini savunan yaklaşımdır. Biyomedikal tedavide uzman, hastanın göstermiş olduğu belirti ve bulgulara göre tanı koyar ve ilaç yazar. Bu yaklaşımın tedavi sürecinde terapistin etkisi daha fazladır ancak iyileşme sürecinde hastanın da terapist ile iş birliği yapması beklenir.
Bilinçaltına önem veren bu yaklaşım ilk kez Sigmund Freud tarafından ortaya atılmıştır. Psikanalitik yaklaşıma göre bastırılmış anı, düşünce ve istekleri barındıran bilinç dışı bölüm, çatışmalara yol açarak psikolojik ve fiziksel semptomlara neden olur. Bastırılmış düşüncelerin ortaya çıkarılması için serbest çağrışım, rüya yorumu ve dil sürçmelerinin analizi gibi teknikler kullanılır. Tedavide amaç, bireyin geçmiş yaşantılarının şu anki davranışlarını nasıl etkilediğini anlamaya çalışarak var olan problemi çözmektir. Psikanalistlere göre davranışın değişmesi, bireyin kendi bilinç dışı süreçlerini ve çatışmalarını anlamasına ve içgörü kazanmasına bağlıdır.
Problemin kaynağının yanlış düşünce, inanç ve hatalı şemalardan kaynaklandığını, bunların değiştirilmesi ile duygu ve davranışların da değişeceğini savunan yaklaşımdır. Bilişsel yaklaşımın öncülerinden Aaron Beck'e göre insanın kendi kendine söylediği "Çok şanssızım.", "Başarısızım.", "Asla mutlu olamayacağım." gibi olumsuz ifadeler bireyin düşünce ve duygu durumunu olumsuz etkiler. Terapist, kişinin bu olumsuz ifade ve düşüncelerini fark etmesini ve değiştirmesini sağlamaya çalışır. Bu yaklaşım panik atak, depresyon, yeme bozuklukları gibi çeşitli semptomların tedavisinde etkilidir.
Davranışsal yaklaşım gözlenebilir davranışlara odaklanır. Bu yaklaşıma göre koşullanma yolu ile öğrenilen duygusal tepkiler, aynı öğrenme ilkeleri kullanılarak unutturulabilir. Yapılan terapide edimsel koşullanma ilkeleri kullanılarak davranışlar biçimlendirilir. Bunu yaparken genelde ödüllendirme, olumlu davranışları pekiştirme, olumsuz davranışları söndürme, model alma ve sistematik duyarsızlaştırma gibi yöntemleri kullanır. Davranışçı yaklaşımda terapist bilinç dışı çatışmalardan çok davranışların ve düşüncelerin değişmesi üzerinde durur.
Psikolojik destek, ruhsal sıkıntı yaşayan kişilerin hayat kalitelerini iyileştirmek için önemli bir araçtır. Bu nedenle, ruhsal sıkıntı yaşayan kişilerin psikolojik destek almaları önerilir.
Psikolojik Destek Nedir?