Girişimcilikte iş ahlakı ve Atatürk'ün ekonomiye katkılarıyla ilgili önemli bilgiler. Videoyu izleyerek daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
İş ahlakı, iş davranışlarıyla ilgili neyin doğru, neyin yanlış, neyin haklı, neyin haksız olduğu hakkında inançlara dayalı ilkeler ve kurallar toplamıdır. İş ahlakı ve sosyal sorumluluk işletme davranışlarını yönlendiren çoğu kez yazılı olarak tanımlanmamış, buna karşın toplum ve ilgili meslek grubu tarafından genel kabul görmüş değerlere uyma zorunluluğudur.
Kişinin kendi davranışlarını etik değerlere göre düzenlemesidir.
İşletmenin faaliyetlerini etik değerlere göre yürütmesidir.
Toplumun genel ahlak değerlerine göre davranılmasıdır.
İş ahlakı, iş hayatının olmazsa olmazıdır. İş ahlakına uygun davranmak, işletmenin başarısı için gereklidir. İş ahlakına aykırı davranmak ise, işletmenin itibarını zedeler, çalışanların motivasyonunu düşürür, müşteri memnuniyetini azaltır ve rekabet avantajı kaybetmesine neden olur.
Atatürk, hem fikirsel hem de eylemsel olarak girişimciliği desteklemiştir. Bu destek, özel sektörü canlandırma politikaları, girişimci ruha sahip kişilerin önünü açma çabaları ve girişimciliğin önemine ilişkin yaptığı vurgularla kendini göstermiştir.
Atatürk, girişimciliği ülkenin kalkınması için olmazsa olmaz bir unsur olarak görüyordu. Girişimcilerin, ülkenin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli rol oynadıklarına inanıyordu. Atatürk, girişimcilerin önünün açılması gerektiğini ve onlara destek verilmesi gerektiğini düşünüyordu.
Atatürk'ün girişimciliği destekleyen politikaları ve görüşleri, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınmasında önemli rol oynamıştır. Atatürk'ün destekleriyle girişimcilik ruhu yaygınlaşmış ve ülkede birçok başarılı girişimci yetişmiştir. Bu girişimciler, ülkenin ekonomik kalkınmasına önemli katkılar sağlamışlardır.
Ek Kaynaklar: - Atatürk'ün Girişimciliğe Bakışı - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Girişimcilik Destek ProgramıTürkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, ülkenin ekonomik ve sağlık alanında çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin en önemlilerinden biri, Merkez Bankası ve Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün oluşturulmasıdır.
Türk parası, 1920'li yıllarda büyük bir değer kaybına uğramıştı. Bu durum, ülke ekonomisine zarar veriyordu. Bu nedenle, Cumhuriyet yönetimi, Türk parasının değerini korumak için bir merkez bankası kurmaya karar verdi.
Merkez Bankası, 1926 yılında çıkarılan bir kanunla kuruldu. Merkez Bankası'nın temel amacı, para biriminin ve para arzının istikrarını sağlamaktı. Fakat merkez bankalarının bunun dışında bankacılık sektörünün son kredi mercisi olmak, faiz haddinin kontrolü gibi görevleri de vardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında, ülkede sağlık koşulları oldukça kötüydü. Bu nedenle, Cumhuriyet yönetimi, halkın sağlık seviyesini yükseltmek için bir sağlık kurumu kurmaya karar verdi.
Hıfzıssıhha Enstitüsü, 1923 yılında çıkarılan bir kanunla kuruldu. Enstitünün amacı, ülkede sağlık hizmetlerinin düzenlenmesi ve sağlık eğitiminin verilmesiydi. Hıfzıssıhha Enstitüsü, günümüzde de çalışmalarını sürdürmektedir.
Merkez Bankası ve Hıfzıssıhha Enstitüsü'nün kurulması, Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik ve sağlık alanında yaptığı önemli düzenlemelerdendir. Bu kurumlar, ülkenin kalkınmasına önemli katkılar sağlamışlardır.
Kaynaklar: