Türkiye'nin II. Dünya Savaşı sonrası dönemdeki siyasi ve ekonomik evrimini anlamak için yazımızı keşfedin!
II. Dünya Savaşı'ndan sonra Türkiye'de siyaset büyük bir değişim geçirdi. Tek parti dönemi sona erdi ve çok partili hayata geçildi. Bu dönemde, Demokrat Parti kuruldu ve iktidara geldi. Demokrat Parti, Türkiye'de demokrasi ve liberalizmi hâkim kılmayı hedefliyordu.
Türkiye'de seçim sistemi ve usulleri de bu dönemde değişti. 1946'da yeni bir seçim kanunu kabul edildi. Bu kanun, daha demokratik bir seçim sisteminin temelini oluşturdu.
II. Dünya Savaşı sonrasında Türkiye'de yaşanan siyasi değişimler, ülkenin demokratikleşme sürecine önemli katkılar sağladı. Çok partili hayatın başlaması ve seçim sisteminin değiştirilmesi, Türkiye'de demokrasinin yerleşmesine yardımcı oldu.
II. Dünya Savaşı'nın ardından ortaya çıkan iki kutuplu dünya düzeninde, ABD ve SSCB süper güç olarak uluslararası arenada yer aldı ve birbirleriyle rekabet içine girdi.
ABD, savaş sonrası dönemde gerek ekonomik gerek askerî açıdan oldukça güçlü durumdaydı. Savaş sırasında kendi coğrafyasını savaştan uzak tutmayı başarmıştı. Ayrıca dönemin büyük nükleer gücüydü.
SSCB, savaş sonrasında Doğu Avrupa ülkelerini işgal ederek komünist rejimler kurdu ve bunları uydusu hâline getirdi.
İki kutuplu dünya düzeni, Soğuk Savaş'ın başlamasına ve dünya siyasetinde uzun yıllar süren gerilimlere yol açtı.
ABD ve SSCB Soğuk Savaş'ta Neden Rekabet Ettiler? ABD-Sovyetler Birliği Arasında Soğuk Savaş Nasıl Başladı?1950'li yıllarda Türkiye, Demokrat Parti'nin iktidar dönemine girdi. Bu dönemde, ülkede önemli siyasi, ekonomik ve toplumsal değişimler yaşandı.
• 1950 seçimlerinde Demokrat Parti zafer kazandı ve iktidara geldi. • Adnan Menderes başbakan, Celal Bayar cumhurbaşkanı oldu. • Genel Af Kanunu ve Yeni Basın Kanunu çıkarıldı. • Okullarda din dersleri zorunlu hâle getirildi. • Yüksek İslam enstitüleri ve imam hatip okulları açıldı. • Köy enstitüleri, öğretmen okullarına dönüştürüldü. • Millet Partisi kapatıldı. • “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun” kabul edildi. • Yabancı dille eğitim veren kolejler açıldı. • Amerikan üniversite modeline göre Orta Doğu Teknik Üniversitesi kuruldu. • Ezanın Türkçe okunması mecburiyeti kaldırıldı.
• Demokrat Parti, liberal ekonomi politikaları uyguladı. • Özel sektöre destek verildi. • Tarımda makineleşme teşvik edildi. • Sanayileşme hız kazandı. • Turizm sektörü geliştirildi.
• Toplumda refah seviyesi arttı. • Eğitim ve sağlık hizmetlerine daha fazla kaynak ayrıldı. • Kadınların toplumsal hayata katılımı arttı. • Kentlere göç hızlandı.
Demokrat Parti dönemi, Türkiye'nin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde, ülkede birçok alanda köklü değişiklikler yaşanmıştır. Ancak, Demokrat Parti'nin iktidarı, 1960 yılında askeri darbeyle son bulmuştur.
İlgili Kaynaklar • 1950'li Yıllardaki Siyasi Gelişmeler • Celal Bayar'ın Biyografisi • Demokrat Parti'nin Kuruluş Bildirgesi1950 seçimlerinden başarı ile çıkan Demokrat Parti (DP), iktidarının ilk yıllarında iç ve dış politikada önemli adımlar attı. Liberal yaklaşımlar sergileyerek ülkenin çehresini değiştirdi.
DP döneminde tarımın gelişmesine öncelik verildi. Marshall Planı'ndan elde edilen sermaye ile traktör, makine ve tarımsal araç ithalatı desteklendi. Yapılan yasal düzenlemeler ve traktör sayısındaki artış, ülkedeki ekili arazilerin çoğalmasında önemli rol oynadı. 1950'lerin başlarındaki hava koşullarının tarımsal verimliliği artırması, Kore Savaşı'na bağlı olarak tarım ürünlerindeki talep artışı ve ürün fiyatlarının yükselmesi Türkiye ekonomisinin güçlenmesini sağladı. Ülke 1950'ye kadar buğday ithalatçısıyken 1954'te buğday ihracatında dünya dördüncüsü oldu. 1950'lerin ilk yıllarında tarım sektörünün yanı sıra kent ekonomisi de büyümeden payını aldı.
Kore Savaşı'nın sona ermesi ve yaşanan kuraklık, tarım gelirlerinin düşmesine yol açtı. Hükûmetin çiftçiye destek vermek için takip ettiği destekleme alımları enflasyona sebep oldu. İthalatta sınırlamalara gidilirken bolluk dönemi yerini yokluk dönemine bıraktı. Ekonomik bunalım döneminde Demokrat Parti, liberalizmden vazgeçerken giderek devletçi bir politika izlemeye yöneldi. Büyük altyapı projeleri hazırladı; barajların, fabrikaların temellerini attı. Yapılan yatırımlarla kasaba ve köylere elektrik verilmeye başlandı.
Devlet bir yandan çimento, şeker, enerji ve inşaat sektörlerinde yüksek miktarda yatırım yaparken diğer yandan özel girişimi teşvik etmeye çalıştı. Sanayinin millî gelirdeki payı yükseldi ve devlet tarafından önemli kuruluşlar açıldı.
Bu dönemde yabancı sermayeye vergi muafiyetleri ve ayrıcalıklı koşullar sunuldu. 1954 Petrol Yasası ile yabancı şirketlerin Türkiye sınırları içerisinde petrol arama çalışmaları yapmasına izin verildi. Muhalefet, Petrol ve Yabancı Sermayeyi Teşvik Yasalarının kapitülasyonları hatırlattığı gerekçesiyle hükûmeti eleştirdi. Ekonomideki tablonun kötüleşmesi sonucu 1958'de ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla devalüasyona gidildi, Türk lirasının değeri %320'ye yakın oranda düşürüldü. 1 ABD doları 2,80 liradan 9 lira seviyesine yükseldi.
Demokrat Parti ülkenin ulaşım politikasında değişikliğe giderek kara yolu yapımı ve taşımacılığına ağırlık verdi. Köyleri kentlere, kentleri birbirine bağlayan gelişmiş kara yolu ağları oluşturdu. Yeni kara yolu ağları kırsal kesimdeki küçük üreticilerin ticari hayata doğrudan katılmalarını sağlayarak ekonomik ve sosyolojik yapıyı değiştirdi. Öte yandan Türkiye'yi petrole bağımlı hâle getirdi.
Sosyal ve ekonomik beklentiler, yapılan yollar, topraksızlık, tarımda makineleşme sonucu ortaya çıkan işsizlik gibi etkenler kırsal bölgelerden kentlere göçü hızlandırdı. 1950'de %78,3 olan kırsal nüfus, 1960'ta %71,2'ye düştü. Pek çok farklı beklentiyle geçekleştirilen bu göçler; geniş çaplı sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi sorunlar doğurdu. Köyden kente gelenler barınma ve iş bulma yanında kente uyum sağlama konusunda da sosyal, kültürel pek çok sorun yaşadılar. Öte yandan barınma amacıyla kurulan altyapıdan mahrum gecekondu mahalleleri şehirlerin kontrolsüz büyümesine yol açtı. Türkiye'de 1948'de 30.000 olan gecekondu sayısı 1950'de 50.000, 1960'ta 240.000, 1965'te ise 430.000'e yükseldi.
DP iktidarı, basın özgürlüğü ve çok partili sistem çerçevesinde önemli adımlar attı. Ancak iktidarın arttıkça otoriterleşmesi ve muhalefete karşı baskıcı tutumu, demokrasiyi zayıflattı. 1957 seçimlerine siyasi gerilim ve ekonomik olumsuzluklar içinde gidildi. DP, düşen oylarına rağmen seçimi kazandı.
Muhalefet ve DP içi muhalefet, gazetecilere "ispat hakkı" tanınmasını isterken hükûmet bu görüşe karşı çıktı.
1957'den sonra ordu içinde darbeci oluşumlar arttı ve ordu 27 Mayıs 1960 Askerî Darbesi ile yönetime el koydu. Yönetimi ele alan Millî Birlik Komitesi DP'yi tasfiye etti. Bu durum Türkiye Cumhuriyeti'nin çıktığı demokrasi yolculuğunu kesintiye uğrattı.
Menderes döneminde, tarımda köklü değişimler yaşandı.
Bu dönemde, tarımın mekanizasyonunda önemli adımlar atıldı. Traktör, biçerdöver gibi tarım makinelerinin sayısı arttı. Bu sayede, tarımda verimlilik arttı.
Yıl | Karasaban | Traktör | Biçerdöver |
---|---|---|---|
1950 | 1.981.550 | 31.415 | 3.222 |
1954 | 2.030.996 | 37.743 | 4.706 |
1957 | 1.968.187 | 44.144 | 6.523 |
1960 | 1.991.259 | 42.136 | 5.554 |
Buğday tarımı, Türkiye'de en önemli tarım dallarından biridir. Menderes döneminde, buğday ekilen alan ve üretim arttı. Bu sayede, Türkiye'nin buğday ihtiyacı karşılandı ve hatta ihraç edildi.
Yıl | Ekilen Alan (hektar) | Üretim (ton) | Verim (kg/ha) |
---|---|---|---|
1950 | 4.477 191 | 3.871.926 | 864 |
1954 | 6.405 000 | 4.900.000 | 765 |
1957 | 7.157 000 | 8.300.000 | 1.159 |
1960 | 7.700 000 | 8.450.000 | 1.097 |
Motorlu taşıtların kullanımı, Menderes döneminde arttı. Otomobil, otobüs ve kamyon sayısı arttı. Bu sayede, ulaşım kolaylaştı ve ticaret hızlandı.
Yıl | Otomobil | Otobüs | Kamyon |
---|---|---|---|
1950 | 3.755 | 191 | 15.404 |
1954 | 28.599 | 6.671 | 30.250 |
1957 | 36.755 | 8.291 | 36.919 |
1960 | 45.767 | 10.981 | 57.460 |
Menderes döneminde, tarımda önemli gelişmeler yaşandı. Tarımın mekanizasyonu arttı, buğday ekimi ve üretimi arttı, motorlu taşıtların kullanımı yaygınlaştı. Bu gelişmeler, Türkiye'nin ekonomisini güçlendirdi ve halkın yaşam kalitesini yükseltti.