11.Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 2.Dönem 1.Test

Cevap anahtarı: D) Tevriye. Bu cümlede edebi sanat olarak "tevriye" kullanılmıştır. Tevriye, gerçek anlamından farklı bir anlamı çağrıştıran bir deyim veya benzetme kullanarak anlatımı zenginleştiren bir sanattır. Bu cümlede, göç zamanı ve bavulların hazırlanması gibi somut olaylarla birlikte "kalanlar gittiler, geride anılar kaldı" ifadesi yer alarak duygusal bir anlam katılmıştır.

Cevap anahtarı: E) Düşmanlarımıza karşı dişimizi göstermeliyiz. "Gözdağı" anlamında kullanılan bir deyim, kişilerin ya da bir grubun karşısındakilere güç, korku veya tehdit gibi unsurları gösterme amacıyla davranması anlamına gelir. Seçenekler arasında sadece "Düşmanlarımıza karşı dişimizi göstermeliyiz" ifadesi bu anlamı taşır. Diğer seçenekler farklı anlamları ifade etmektedir.

Cümledeki vurgu, anlamıyla diğer kelimelerden ayrılan ve üzerine daha fazla vurgu yapılan kelimeyi belirtir. İfadeye dikkatlice baktığımızda, "gururlu" kelimesi cümlenin anlamını belirleyen ve öne çıkan bir kelime olarak görünmektedir. Dolayısıyla, vurgu "gururlu" kelimesi üzerindedir.

Cevap anahtarı: A) Kedi uyumayı sevmez. Eylemsiz fiiller, kendilerinden sonra gelen fiilleri etkilemeden kullanılan fiillerdir. Bu soruda, "uyumayı sevmez" ifadesinde eylemsiz bir fiil olan "sevmez" kullanılmıştır. Diğer seçeneklerde ise eylemsiz fiil bulunmamaktadır.

Sorunun cevap anahtarı: C) Masal. "Halk edebiyatının bir türüdür" ifadesi masal için söylenebilir. Masallar genellikle halk arasında nesilden nesile aktarılan, anonim özellik gösteren ve sözlü olarak aktarılan öykülerdir. Halkın yaşamından, geleneklerinden, inançlarından ve değerlerinden etkilenen masallar, insanlara ders vermek, eğlendirmek veya hayal gücünü beslemek amacıyla anlatılır. Bu nedenle, masal bir halk edebiyatı türü olarak kabul edilir.

Sorunun cevap anahtarı: A) Anlatım. Edebiyat eserlerinde zaman ve mekân bilgilerinin verilmesine "anlatım" adı verilir. Anlatım, bir edebi eserin yazılı veya sözlü olarak sunuluş biçimidir. Anlatım, yazarın dil ve üslup seçimleriyle birlikte, olayların, karakterlerin, mekânın ve zamanın nasıl aktarıldığını belirler. Zaman ve mekân bilgileri, eserin atmosferini oluşturur ve okuyucunun olayları ve karakterleri daha iyi anlamasına yardımcı olur.

Edebiyat türleri arasında en uzun soluklu olanı "A) Roman" olarak belirlenmiştir. Roman, genellikle daha uzun bir metin şeklinde yazılan bir türdür. Romanlar, geniş bir kurgusal dünya ve karakterlerin gelişimiyle daha detaylı bir hikaye anlatımı sağlar. Bu nedenle, diğer edebi türlerden daha uzun bir süre boyunca varlığını sürdürmüş ve popülerliğini korumuştur. Edebiyat türleri arasında en uzun soluklu olanı roman türüdür. Romanlar, genellikle daha uzun bir metin şeklinde yazılan eserlerdir ve geniş bir kurgusal dünya ve karakterlerin gelişimiyle daha detaylı bir hikaye anlatımı sağlar. Romanlar, uzun soluklu olmaları ve çeşitli okuyucu kitlesi tarafından ilgi görmeleri nedeniyle edebiyat dünyasında önemli bir yer tutarlar.

"Aşağıdakilerden hangisi edebiyat eserlerinde kullanılan bir anlatım tekniği değildir?" sorusunun cevap anahtarı "C) İşlev" olarak belirlenmiştir. İşlev, edebiyat eserlerinde kullanılan bir anlatım tekniği değildir. Diğer seçenekler olan benzetme, kişileştirme, iç monolog ve ironi, edebiyat eserlerinde sıkça kullanılan anlatım teknikleridir. İşlev ise dilbilgisel bir kavram olup, anlatım tekniği olarak değerlendirilmez. Edebiyat eserlerinde kullanılan anlatım tekniklerinden biri olan işlev, seçenekler arasında yer almaz. İşlev, dilbilgisel bir kavramdır ve edebiyat eserlerinde kullanılan bir anlatım tekniği değildir. Diğer seçenekler olan benzetme, kişileştirme, iç monolog ve ironi ise edebiyat eserlerinde sıklıkla kullanılan anlatım teknikleridir. Bu teknikler yazarın duygularını, düşüncelerini, olayları ve karakterleri etkili bir şekilde ifade etmesine yardımcı olur.

Sorunun cevap anahtarı: E) Rönesans Edebiyatı. Verilen cümlede, "Rönesans'ın eşsiz güzelliklerini görürdük" ifadesiyle Rönesans dönemine gönderme yapılmaktadır. Cümlede, hümanizmin eski Yunan ve Roma'yı çağdaş İtalya'yla buluşturan uzlaştırıcı felsefesi ve edebiyatının Rönesans'ın güzelliklerine atıfta bulunduğu belirtilmektedir. Rönesans, 14. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar süren bir dönemdir ve İtalya'da başlamıştır. Bu dönemde, antik Yunan ve Roma kültürüne olan ilgi yeniden canlanmış, insan odaklı düşünce ve sanat anlayışı gelişmiştir. Rönesans edebiyatı, klasik eserlere ve mitolojiye yoğun bir referansla karakterizedir.

Sorunun cevap anahtarı: E) Sabahattin Ali. Millî edebiyatımızın önemli temsilcileri arasında yer alan yazarlardan biri Sabahattin Ali değildir. Ömer Seyfettin, Halit Ziya Uşaklıgil, Yakup Kadri Karaosmanoğlu ve Peyami Safa millî edebiyat döneminde etkili olan yazarlardır ve eserleriyle Türk edebiyatına önemli katkılarda bulunmuşlardır. Ancak Sabahattin Ali, daha çok Cumhuriyet dönemi yazarları arasında yer almaktadır.

Sorunun cevap anahtarı: C) istiare. Şairin düşünce ve duygularını, bir olay, bir varlık veya bir durum aracılığıyla okuyucuya aktarması istiare edebi sanatına örnek olarak verilebilir. İstiare, bir şeyi başka bir şeyle anlatma veya benzetme sanatıdır. Şair, mecaz yoluyla gerçek anlamın dışında bir anlamı ima eder ve okuyucunun zihninde bir çağrışım uyandırır. Şiirdeki anlatımı güçlendirir ve duygusal etkiyi artırır.

Sorunun cevap anahtarı: B) yüzme havuzu. Türkçede fiilimsi olmayan bir kelime öbeği, içerisinde fiil kökü bulunmayan ve dolayısıyla bir eylemi ifade etmeyen bir kelime öbeğidir. "yüzme havuzu" kelime öbeği, içerisinde fiil kökü bulunmayan bir isim tamlamasıdır ve bir eylemi ifade etmez. Diğer seçeneklerde ise "yemek yediğimiz", "kitap okuyan" ve "parka gittikleri" kelime öbeklerinde fiilimsi olan fiil kökleri bulunmaktadır.

Sorunun cevap anahtarı: B) paragraf. Düşüncelerin sıralanması ve anlatımın doğru bir biçimde aktarılması için kullanılan paragraf öğesi, bir yazıda belirli bir konuya veya düşünceye odaklanan bir metin bölümüdür. Paragraflar, birbirleriyle bağlantılı cümlelerin bir araya gelerek mantıklı bir yapı oluşturduğu ve birbirini tamamlayan düşüncelerin bir arada sunulduğu bölümlerdir. Paragraflar, yazının düzenini sağlar, okuyucuya anlatılanları daha anlaşılır hale getirir ve yazının akışını sağlar.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) Roman" olarak belirlenmiştir. Bir olayın üslup, dil, biçim, karakter, çevre, zaman, mekân vb. unsurların yer aldığı yazı türü roman olarak adlandırılır. Romanlar genellikle uzun metinlerdir ve karmaşık hikayeleri anlatırken çeşitli edebi unsurları kullanırlar. Romanlar geniş bir karakter ve olay yelpazesini kapsayabilir ve detaylı bir şekilde olayların gelişimini anlatma özelliğine sahiptirler.

Sorunun cevap anahtarı: A) Toplumsal roman. Acı bir hayatı olan, çevresi tarafından dışlanan ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren karakterleri konu alan roman türü, toplumsal romandır. Toplumsal roman, genellikle toplumsal sorunlar, sınıf ayrımları, adaletsizlik ve yoksulluk gibi konuları ele alır. Bu tür romanlar, toplumsal gerçeklikleri yansıtarak okuyucuya sosyal eleştiri yapar ve toplumda yaşanan sorunlara dikkat çeker.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) Gerçek yaşamda yaşanan olayları" olarak belirlenmiştir. Roman ve tiyatro eserlerindeki kahramanlar genellikle gerçek yaşamda yaşanan olayları yansıtır. Yazarlar, bu eserler aracılığıyla toplumun farklı kesimlerini, sosyal, kültürel ve tarihsel olayları ele alır ve karakterleri aracılığıyla bu durumları aktarır. Roman ve tiyatro eserleri, toplumun güncel konularını, sorunlarını ve deneyimlerini anlatarak insanların yaşadıklarıyla bağlantı kurmalarını sağlar.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Tarihi roman" olarak belirlenmiştir. Romanın tarihî bir olayı anlatması durumunda tarihi roman türü kullanılır. Tarihi romanlar, gerçek tarihsel olayları ve dönemleri konu alırken, kurgusal unsurları da içerir. Yazarlar, tarihi olayları ve karakterleri kullanarak okuyucuları geçmişe götürür ve tarihsel bir atmosfer oluştururlar. Bu tür romanlar, hem tarihsel gerçeklikleri yansıtmayı hem de edebi bir kurgu sunmayı hedefler.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) Çok yoruldum, dinlenmek istiyorum." olarak belirlenmiştir. Sıfat-fiil, hem sıfat hem de fiil özelliklerini taşıyan kelimelerdir. Bu cümleler arasında sıfat-fiilin kullanıldığı cümle "D) Çok yoruldum, dinlenmek istiyorum." cümlesidir. "Yoruldum" fiili, eylemi gerçekleştiren kişinin durumunu anlatırken aynı zamanda sıfat gibi nitelik bildirmektedir. "Dinlenmek" ise bir istek ifade eden fiil olup sıfat-fiil özelliği taşır.

Sorunun cevap anahtarı: D) Kitabımı okurken çok keyif aldım. Birleşik fiil, fiilin yanına eklenen bir yardımcı fiil veya edatla oluşan bir fiil birliğidir. Cümleler arasında sadece D seçeneğinde "okurken" zarf-fiil bileşeni kullanılmamıştır. Bu cümlede "okurken" ifadesi birleşik fiil değil, basit bir fiil olan "okumak" fiiline zarf olarak bağlanmıştır.

Sorunun cevap anahtarı: B) Geçmişte güzel günler yaşandı. Fiilimsi, bir fiilin isim görevinde kullanılan hali olarak tanımlanır. Cümleler arasında sadece B seçeneğinde "yaşandı" fiili isim görevinde kullanılmıştır. Bu cümlede "yaşandı" fiili geçmişte gerçekleşen bir olayı anlatan bir isim görevinde kullanılmıştır.

Sorunun cevap anahtarı: C) Göldeki yansıma güzel bir manzara oluşturuyor. Yansıma, ışığın veya sesin bir yüzeye çarptıktan sonra geri yansıması anlamına gelir. Cümleler arasında sadece C seçeneğinde "göldeki yansıma" ifadesi doğru olarak kullanılmıştır. Bu cümlede göl yüzeyindeki yansıma güzel bir manzara oluşturuyor anlamı verilmektedir.

Sorunun cevap anahtarı: A) Ayşe, arkadaşları ile birlikte pikniğe gitti. Edatlar, kelimelerin birbirleriyle olan ilişkisini belirtmek için kullanılır. Cümleler arasında sadece A seçeneğinde "arkadaşları ile" ifadesi doğru olarak kullanılmıştır. Bu cümlede Ayşe'nin arkadaşlarıyla birlikte pikniğe gitmesi anlatılmaktadır.