Türk edebiyatında eleştiri, sanat eserlerinin değerini belirleyen önemli bir türdür. Nesnel ve öznel eleştiriye dayanan yazılar, sanatseverlere rehberlik eder.
Eleştiri, bir sanat yapıtının iyi ve kötü yönlerini inceleyerek bir yargı ile belirten yazı türüdür. Eleştiri türünde eseri veren kişiye eleştirmen denir.
Eleştirinin amacı, sanat eserinin güçlü ve zayıf yönlerini belirterek gerçek değerini ortaya koymaktır.
Türk edebiyatında Batılı anlamdaki eleştiri Tanzimat Dönemi’yle başlamıştır. Bu dönemde başlangıçta bir yönteme dayanmayan, bir dönemi veya eser sahibini (onun düşüncesini) yerme anlayışıyla eleştiriler yazılmışsa da zamanla olgun örneklere ulaşılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde daha çok öznel eleştiri örneklerine rastlanırken sonraları nesnel eleştiriler ağırlık kazanmaya başlamıştır.
Eleştiri, sanat eserlerinin değerlendirilmesi ve yorumlanması için önemli bir türüdür. Eleştiriler, sanat eserlerinin daha iyi anlaşılmasını ve sanatçının gelişimine katkıda bulunmasını sağlar.
Eleştiri TürüGürsel Aytaç'ın Türkiye Yazarlar Birliğinin 1986'da düzenlediği "25 Yıl Sonra Peyami Safa" anma seminerinde sunduğu bildiri metni.
Yazar, Peyami Safa'nın Yalnızız adlı romanındaki anlatım özelliklerini ele alır. Romanda kullanılan kurgu, üslup ve dil gibi unsurları inceler.
Gürsel Aytaç, romanın anlatımının okuyucu üzerinde etkili olduğunu belirtir. Anlatımın akıcı, sürükleyici ve merak uyandırıcı olduğunu söyler.