Dinimizde helal ve haram kavramları, adalet, kamu yararı ve hukukun ilişkisi. İslam'da ahlak ve hukukun amacı: Toplumsal huzur ve insanın iyiliği
Giriş: Dinimizde helal ve haram kavramları, insanların hayatlarını düzenlemek ve onları doğru yola iletmek için belirlenmiş sınırları ifade eder. Helal, yapılması ya da kullanılmasının serbest olduğu şeyleri, haram ise yasaklanan ve yapılmaması gereken şeyleri ifade eder.
Helaller: Allah'ın (c.c.) insanlara bahşettiği ve kullanılmasına izin verdiği şeylerdir. Yeme, içme, giyim, kuşam ve kazanç gibi hayatın tüm alanlarını kapsar. Ancak helal alanı, haram alanından daha geniştir.
Haramlar: Allah'ın (c.c.) yasakladığı ve yapılmasının günah olduğu şeylerdir. Yeme, içme, giyim, kuşam ve kazanç gibi hayatın tüm alanlarını kapsar.
Açıklama: Normal şartlarda haram kılınmış fiiller dahi zaruret durumlarında, zaruret miktarı kadar ve geçici olarak mübah olabilmektedir. Böyle durumlarda “Zarûretler haram olan şeyleri mübah kılar.” prensibine göre hareket edilir.
Açıklama: Giyim-kuşam konusunda temiz ve israfa kaçmadan giyinmek gibi genel kurallar konulmuştur. Oyun ve eğlence konusunda dinimiz şans faktörüne bağlı, emeğe dayanmayan veya bir başkasının malını haksız bir şekilde elde etmeyi içeren oyun ve eğlence anlayışlarını yasaklamıştır.
Açıklama: Dinimizde herhangi bir konuda helal ve haram koyma yetkisi yalnızca Yüce Allah'a ve O'nun elçisi Hz. Peygambere aittir. Bu nedenle helal ve haramlarla ilgili temel kaynaklarımız Allah'ın (c.c.) kelamı olan Kur'an-ı Kerim ile Allah (c.c.) Resulünün sünnetidir.
Açıklama: Adalet kavramı, hakka ve hukuka uygunluk, herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme gibi anlamları içerir. Adalet kişisel anlayışlara göre değil, hukukun öngördüğü esaslara göre sağlanır.
Açıklama: İslam hukukunda insanlar yaptığı hatalar veya işlediği günahlar konusunda cezalandırılırken bireysel olarak değerlendirilir. Başka bir ifadeyle bir kişi anne, baba veya herhangi bir yakınının işlediği bir günah yüzünden kınanamaz veya cezalandırılamaz.
Açıklama: İnsan, yapısı itibariyle hataya düşebilir. Bir kişi, işlediği bir suçun boyutu ya da niteliğine denk bir şekilde ceza görmelidir.
Açıklama: Kamu yararı, toplumun ihtiyaçlarını ve haklarını korumak amacıyla yapılan eylemlerdir. Kul hakkı ise, insanların birbirlerine karşı sahip olduğu hak ve menfaatlerdir.
Kaynaklar: - Bakara suresi, 173. ayet - Nisâ suresi, 135. ayet - Necm suresi, 38. ayet - Bakara suresi, 190. ayetKamu yararı, toplumun faydasına bir durumu içermekle beraber; toplumun zararına olma- yanı da ifade eder. Yapılan bir uygulamada kamunun yararının yanı sıra, zarar görmemesi de gözetilmelidir.
İslam hukukunun temel kaynakları, Allah’ın (c.c.) sözü olan Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamberin söz, davranış ve onaylarını içeren sünneti, ümmetin fikir birliği ettiği görüşleri ifade eden icma ve Kur’an, sünnet ve icmada doğrudan bir hüküm bulunmayan bir mesele hakkında; ilk üç kaynak doğrultusunda, mukayese yöntemiyle akıl yürütülerek yeni bir hükme ulaşılmasıdır.
İslam hukuku, Allah’ın (c.c) emir ve yasaklarına uygun olarak bireysel ve toplumsal hayatı düzenlemeyi amaçlar. Kişiyi dünya ve ahiret hayatında iyiye, güzele ve doğruya ulaştırmayı hedefler.
Hukuk, toplumsal bir varlık olan insanın kendisine ve başkalarına zarar vermeksizin, toplum içerisinde insan olmanın gereğine göre yaşaması için sınırlar çizer. Yani hukuk, bir arada yaşamak durumunda olan insanların ahlaki ilkeler doğrultusunda yaşamalarını tesis etmek üzere vardır.
Dinimizde gerek ahlakın gerekse hukukun amaçladığı hedeflere ulaşmak için ahlaki ve hukuki kurallara uymak bir gerekliliktir. Dinimizin emirleri, yapan ve buna muhatap olan kişiye iyilik ve güzellik sağlar; yasakları ise kötülükten ve çirkinlikten korunmayı sağlar.