"Alkol ve uyuşturucu kullanımı, akıl sağlığını bozar, bağımlılığa yol açar ve toplumda sosyal ilişkileri zedeler.
Aile, toplumun çekirdeği ve özüdür. Toplumun devamı ve huzuru aile ile sağlanır. Ailede sevgi, dayanışma ve yardımlaşma hakimdir.Toplumun temeli olan aile, evlilikle kurulur. Evlilik, bir erkek ve bir kadının birbirlerine eş olmak üzere yaptıkları mukaveledir.
İslam, evliliğin şartlarını belirlemiş ve evliliği nikâh akdi şartına bağlamıştır. Nikah, karşılıklı rıza ve şahitlerin tanıklığıyla herkese ilan edilen bir akittir. Nikâh, kadın için mehir gibi hakları tanımaktadır. Mehir, erkeğin nikâh sırasında kadına verdiği mal veya paradır.
Eşler birbirlerine karşı sorumluluk duymadan yaşaması mümkün değildir.Kur’an-ı Kerim’de eşlerin birbirleri için örtü ve elbise oldukları ifade edilmektedir.
Aile, toplumun temelidir ve evlilikle kurulur. Evlilik, karşılıklı rıza ve şahitlerin tanıklığıyla herkese ilan edilen bir akittir. Nikâh, kadın için mehir gibi hakları tanımaktadır. Evliliğin amacı sevme ve sevilme ihtiyacı, neslin korunması, dünyaya yeni nesiller getirme, güven içinde olma ve korunma duygusu, geleceğe güvenle bakabilmedir. Eşler birbirlerine karşı sorumluluk duymadan yaşaması mümkün değildir.
Evlilik ve Aile Hayatı Hz. Lokman'ın Oğluna NasihatleriEvlilik, iki insanın birbiriyle olan hukuki, ahlaki ve dini bağların toplamıdır. Evlilik, bir erkek ve bir kadının birlikte hayat boyu mutlu bir şekilde yaşamaları için kurulmuş bir kurumdur.
Boşanma, evlilik sözleşmesinin sona ermesidir. Boşanma, birbirleriyle uyuşamayan eşlerin en son başvuracakları çözüm şeklidir. Dinimiz, boşanma safhasına gelmeden önce, eşler arasındaki soğukluk, anlaşmazlık ve geçimsizlik gibi durumların çözümü için yollar göstermiştir. Bu çözüm sulh yoluyla evliliğin devam etmesi şeklindedir.
Evlilik ve aile, toplumun temel yapı taşlarıdır. Aile, çocukların sağlıklı bir şekilde yetişmesi ve toplumun huzurlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için olmazsa olmaz bir kurumdur. Boşanma, sadece eşleri değil, çocukları ve tüm toplumu olumsuz yönde etkileyen bir durumdur. Bu nedenle, evlilik öncesi ve sonrası eşlerin birbirlerine karşı sevgi, saygı ve anlayış içinde davranmaları, sorunlarını iletişim yoluyla çözmeleri ve boşanmaya giden yolu açmamaları büyük önem taşımaktadır.
İslam, insanların sosyal hayatını da düzenleyen bir dindir. İslam'ın sosyal hayatla ilgili olarak ortaya koyduğu ilkeler, fertleri birbirine kaynaştırır ve toplumda birlik ruhu oluşturur. Bu ilkelerin başında güven, barış, hakkaniyet, adalet, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler gelir.
Emniyet ve güven, sosyal hayatın temel taşlarından biridir. İslam, insanların birbirlerine güven duyabilecekleri bir ortam oluşturmayı amaçlar. Bu nedenle, yalan söylemeyi, hırsızlık yapmayı, gasp etmeyi ve dolandırmayı yasaklamıştır. İslam ayrıca, insanların birbirlerinin can ve mal güvenliğini korumalarını emretmiştir.
İslam, insanların doğuştan sahip olduğu bazı hakları olduğunu kabul eder. Bu haklar arasında can hakkı, mal hakkı, din özgürlüğü hakkı ve eğitim hakkı gibi haklar yer alır. İslam, bu hakların korunmasını emretmiş ve bunların çiğnenmesini yasaklamıştır.
Adalet, İslam'ın temel ilkelerinden biridir. İslam, insanların birbirlerine karşı adil davranmalarını emretmiş ve haksızlığı yasaklamıştır. Adaletin sağlanması için, İslam hukuku birçok düzenleme getirmiştir. Bu düzenlemeler arasında, suçluların cezalandırılması, borçların ödenmesi ve mirasın paylaştırılması gibi konular yer alır.
Barış ve kardeşlik, İslam'ın hedeflerinden biridir. İslam, insanların birbirleriyle barış içinde yaşamalarını ve kardeşçe ilişkiler kurmalarını emretmiştir. Bu nedenle, İslam savaşları ve çatışmaları yasaklamış ve barışı teşvik etmiştir. İslam'da farklı din, millet ve mezheplerin mensupları kardeş kabul edilir. İslam, insanların birbirlerinin farklılıklarına saygı duymalarını ve hoşgörülü olmalarını emretmiştir.
Yardımlaşma ve dayanışma, İslam'ın önemli ilkelerinden biridir. İslam, insanların birbirlerine yardım etmelerini ve dayanışma içinde olmalarını emretmiştir. Bu nedenle, İslam zekât, infak ve sadaka gibi ibadetleri farz kılmıştır. Ayrıca, İslam insanların birbirlerine yardım etmelerini ve dayanışma içinde olmalarını teşvik etmiştir.
İslam, insanların sosyal hayatını düzenleyen bir dindir. İslam'ın sosyal hayatla ilgili olarak ortaya koyduğu ilkeler, fertleri birbirine kaynaştırır ve toplumda birlik ruhu oluşturur. Bu ilkelerin başında güven, barış, hakkaniyet, adalet, kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma gibi değerler gelir.
İslam'da Sosyal Hayat Sosyal Hayatİnsan tabiatı gereği mutluluğu ve huzuru arayan bir varlıktır. İnsanın mutluluğu, yaşadığı toplumun huzur ve düzeniyle doğrudan ilgilidir. Bu mutluluğu sağlamak için İslam’ın sunduğu en önemli ilkelerden biri kardeşliktir. Bu anlamda kardeşlik; müminlerin birbirlerini sevmesidir. Bu sevgi sayesinde inananlar karşılıklı saygı çerçevesinde birbirlerinin haklarını gözetirler ve sorumluluklarını yerine getirirler.
Kardeşlik, sevgi, saygı, yardımlaşma ve dayanışma gibi ilkelere dayanır.
Kardeşliğe zarar veren davranışlar şunlardır:
Kardeşlik, toplumun huzuru için önemlidir. Kardeşliğin ilkelerine uymak ve kardeşliğe zarar veren davranışlardan uzak durmak gerekir..
Yardımlaşma ve dayanışma, insan olmanın bir gereğidir. Herhangi bir konuda ihtiyacı olan birine yardım etmek sizde hangi duyguları uyandırır? Bu bakımdan başkalarına yardımda bulunmak sizler için dinî ve insani bir sorumluluktur.
Peygamberimiz yardımlaşma ve dayanışma konusunda bizlere örnek olmuş ve yardımlaşmanın Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmaya vesile olacağını şöyle dile getirmiştir: "...Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da ihtiyacını karşılar. Müslümandan bir sıkıntıyı giderenin Allah kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslümanın ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde ayıplarını örter."
Yardımlaşma ve dayanışma, İslam dininin temel değerlerinden biridir. Yardımlaşma ve dayanışma sayesinde toplumdaki sorunlar çözülebilir ve herkes daha mutlu bir şekilde yaşayabilir.
Ahlaki yozlaşma, günümüzde iletişim araçlarının çeşitliliği ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla her geçen gün daha da artmaktadır. Müstehcen yayınlar yapan, ahlaki değerleri hiçe sayan bazı televizyon programları, internet siteleri, oyunlar ve dizilerle şekillenen magazin kültürü ahlaki yozlaşmaya sebep olmaktadır. Bütün bunlar insani ve ahlaki değerleri yozlaştırır- ken, insanı kendisine yabancılaştırmaktadır. Dinimizde bunlar malayani olarak adlandırılmıştır.
Yalan; aldatmak amacıyla bilerek ve gerçeğe aykırı olarak söylenen sözdür. Doğruluğun zıddıdır. Yalan söyleyen insan, bilerek karşısındaki kişiyi aldatır, insanların güvenini kaybeder.
Hile; birini aldatmak, yanıltmak için kurulan bir tuzaktır. Yalancılık gibi hile de dinimizin yasakladığı, sosyal hayatı olumsuz etkileyen kötü davranışlardan biridir. Hile, gerçeği gizleyerek çıkar sağlamak amacıyla yapılan ve yalanı da içine alan bir hastalıktır.
Tecessüs, bir kimsenin özel durumunu merak edip öğrenmek için onun bilgisi ve rızası dışında gizlice araştırma yapmaktır. Gizli kalması istenilen bir durumu öğrenmeye çalışmak da tecessüs olarak nitelendirilir. Dinimizde insanların özel hayatlarının araştırılması ve ifşa edilmesi yasaklanmıştır.
İslam insanların mahremiyetlerinin korunmasına büyük önem verir. İslam bu mahremiyeti korumak için bazı kurallar ortaya koymuştur. Tesettür de bu kurallardan biridir. Tesettür; örtünme, kapanma, gizlenme demektir. Dinimizde kadın ve erkeklerin dinen örtülmesi emredilen yerlerini örtmeleri anlamında kullanılır.
Ahlaki yozlaşma, yalan ve hile, tecessüs ve mahremiyeti ihlal gibi davranışlar sosyal hayatı olumsuz yönde etkileyen ve insanların huzurunu bozan kötü davranışlardır. Bu davranışlardan uzak durmak ve ahlaki değerlere göre yaşamak, sağlıklı bir toplum için olmazsa olmazdır.
Konuyla ilgili ek kaynaklar:
Fitne, fesat ve terör, toplum düzenini bozan ve huzursuzluk yaratan olumsuzlukların başlıcalarıdır. Bunların her biri, toplumsal yapıyı tehdit eden birer unsurdur.
Fitne, toplumda karışıklık ve huzursuzluk çıkarmak, insanların arasını açmak anlamına gelir.
Fesat, toplumda yerleşmiş olan doğru inanç, düşünce ve düzenin bozulmasıdır.
Terör, etrafa korku salmak, öldürmek, yaralamak, tahrip etmek suretiyle toplumun can, mal ve namus güvenliğini tehdit etmektir.
Fitne, fesat ve terör, toplumsal huzur ve güvenliği tehdit eden olumsuzluklardır. Bunlar, toplumun bütünlüğünü bozar ve insanların refahını tehlikeye atar. Bu nedenle, fitne, fesat ve terörle mücadele etmek, toplumun huzur ve güvenliğini sağlamak için çok önemlidir.
YouTube Video Linkleri: Fitne, Fesat ve Terörün Topluma Etkileri Fitne, Fesat ve Terörle Mücadele Diğer Kaynak Linkleri: Bakara Suresi Meali Fitne Fesat Terörİslam dini, can güvenliğini ve insan hayatının değerini korumayı amaçlar. Bu nedenle yaralama ve öldürme gibi davranışları yasaklamıştır.
Yaralama, kişinin vücut bütünlüğüne kasti veya hatayla zarar vermektir. Yaralama, saldırı, işkence veya kişinin bilgisi dışında uygulanan sağlık müdahaleleriyle oluşabilir.
Yaralama sonucu kişi acı, elem ve ıstırap çeker. Ayrıca, maddi ve manevi hakları ihlal edilir.
Öldürme, bir kimsenin hayat hakkını elinden almak demektir. Hayata yönelik her türlü tehdit ve tehlikeden uzak bir şekilde yaşayabilmek tüm insanların doğuştan kazandığı en tabii haklardandır.
Diğer bütün haklar bu hakkın varlığına bağlı olduğu için yaşama hakkı, bütün hakların da temelidir.
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın muhterem kıldığı cana kıymamak emredilmiştir. Bir kimseyi öldürmek büyük bir günah kabul edilmiştir.
Zina, evlilik bağı olmaksızın iki kişinin gayrimeşru ilişki kurmalarına denir. Zina yapan kimseye “zânî” denilir.
Zina, dinimizce yasaklanan en büyük günahlardandır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de zinaya yaklaşmama emri vermiştir. Çünkü zina, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü bir yoldur.
Ailenin huzuru için en önemli dayanak noktası eşlerin birbirlerine olan sadakatleridir. Nikâh ile Allah’ın (c.c.) ve insanların önünde birbirine eş olma sözü veren çiftlerin bu söze sadık kalmamaları aile yuvasının yıkılmasına neden olmaktadır.
Zina, nesli ve aile yapısını bozan gayri ahlaki bir davranıştır. Ayrıca bu davranış aile ve toplum ahlakını çökertmekte, psikolojik huzursuzluklara ve sosyal dengesizliklere sebep olmaktadır.
Yaralama, öldürme ve zina gibi davranışlar, İslam dini tarafından yasaklanmıştır. Bu davranışlar, insan hayatına ve aile yapısına zarar verir. Ayrıca, toplum ahlakını bozar ve sosyal dengesizliklere yol açar.
Müslümanlar, bu davranışlardan uzak durmalı ve emredilen güzel davranışları yerine getirmelidirler.
Yaralama, Öldürme ve Zina Hakkında Video Yaralama, Öldürme ve Zina Hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı Sayfası