Osmanlı sanatında Batı etkisi ve sanatçılarının önemi. Osmanlı'da mimari, resim ve edebiyat alanlarında Batı'nın etkisi inceleniyor.
Osmanlı Devleti'nde sanat, XVI. yüzyıldan itibaren önemli bir yer edinmeye başladı. Bu dönemde, resim, müzik, edebiyat ve mimari alanlarında önemli eserler verildi.
Osmanlı resim sanatının en önemli isimlerinden biri Şeker Ahmet Paşa'dır. Şeker Ahmet Paşa, resimlerini daha çok doğayı gözlemleyerek yapmıştır. Ülkemizdeki ilk resim sergisini 1874 yılında açan Şeker Ahmet Paşa, Bursa Manzaraları, Talim Yapan Erler, Narlar ve Ayvalar ve Tepe Üzerindeki Kale gibi birbiriinden değerli resimleri yapan dünyaca ünlü bir ressamdır.
Osmanlı resim sanatında dikkat çeken bir diğer isim de Osman Hamdi Bey'dir. Hem müzeci hem de arkeolog olan Osman Hamdi Bey, resim sanatıyla da yakından ilgilenmiştir. Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulmasında önemli görevler üstlenen Osman Hamdi Bey, resimlerinde daha çok Doğulu insan figürlerini işlemiştir. Kur'an Okuyan Adam, Kaplumbağa Terbiyecisi ve Silah Taciri onun önemli çalışmaları arasında yer alır.
Bu yüzyılın önemli ressamlarından biri de İbrahim Çallı'dır. İbrahim Çallı, portre ve manzara resimleri ile tarihî olayları konu alan tablolar çizmiştir. Mor Salkımlar, Manolyalar, Mevleviler ve Gül Koklayan Kadın, onun önemli eserleri arasında yer almaktadır.
Osmanlı mimarisinde Lale Devri'nden itibaren Batı etkisi görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde yapılan Sultan III. Ahmet Çeşmesi ve Nevşehirli İbrahim Paşa Külliyesi Batı üslubunun etkilerini taşımaktadır.
XVIII. yüzyılda mimari alanda da Batı üslubu hâkim olmuştur. Aşırı süslemenin ön planda olduğu bu yeni üsluba Türk-Barok üslubu denilmiştir. Nur-u Osmaniye Camisi, bu tarzın en güzel örneği olarak kabul edilmiştir.
XIX. yüzyılda ise Büyük Mecidiye Camisi'nde (Ortaköy Camisi) olduğu gibi insan heykeli ve kabartmalardan kullanılmıştır.
Osmanlı edebiyatı, Divan Edebiyatı, Halk Edebiyatı ve Tasavvuf Edebiyatı olmak üzere üç kısma ayrılır.
Divan Edebiyatı, aruzla şiir yazan şairlerin şiirlerinin divan adı verilen bir kitapta toplandığı için bu dönem edebiyatına verilen addır. Yüksek Zümre Edebiyatı olarak da bilinen bu dönem edebiyatının ilk temsilcisi Hoca Dehhâni'dir.
Halk Edebiyatı, hem ferdî (kişisel) hem de anonim olarak ortaya konulmuştur. Destanlar, masallar, halk hikâyeleri, bilmeceler, türküler, ağıtlar, fıkralar ve maniler Halk Edebiyatı'nın ortak ürünleri arasında yer almıştır.
Tasavvuf Edebiyatı, Osmanlı'da Yunus Emre ve Mevlâna geleneği üzerinde yükselmiştir. Gerek Hacı Bayram Veli ve gerekse damadı Eşrefoğlu Rumî XV. yüzyılda Yunus Emre tarzında dinî tasavvufi şiirler yazmışlardır.
XVI. yüzyıl sonlarına kadar İtalya ve Fransa gibi ülkelere giden Osmanlı elçileri, kılık-kıyafetleri ve âdetleri ile bu ülkelerin önde gelen çevrelerini etkilemiştir. Öyle ki bu yüzyılda saray çevresinde Türk modası (Alaturka) yaygınlaşmış, Osmanlı kültürü Batı kültürünü; dokuma, halı, çini ve seramik gibi sanat dallarında ciddi bir şekilde etkilemiştir.
Batılılar özellikle İznik seramiklerini örnek alarak üretim yapmışlardır. Lale Devri (1718-1730) ise Osmanlı'nın Avrupa'ya açıldığı ve Batılılaşma Hareketi'nin başladığı dönemdir. Mimari, süsleme ve diğer sanat dalları ile özel yaşam tarzında Fransızların taklit edilmeye başlandığı bu dönemde İstanbul, Selanik, İzmir, Kahire ve Beyrut gibi şehirler Batılılaşmanın merkezi hâline gelmiştir.
Bu dönemde Batı'nın sanat ürünleri daha çok tercih edilmeye başlamış, çinicilik giderek gerilemiş, seramik ürünleri üretilmeye devam etse de bu sanattaki eski incelik kaybolmuştur.
XIX. yüzyılda Batılılaşma hareketleri devam etmiş, kültür değişimleri hızlanmış ve Batı etkisinde bir Türk Edebiyatı ortaya çıkmıştır. Bu dönemde dil sadeleştirilerek halk aydınlatılmaya çalışılmıştır. Fransız Edebiyatı'nın etkisinde kalan bu dönem Türk Edebiyatı, Şinasi ile başlamıştır. Makale, fıkra, roman, tiyatro gibi edebî türler de bu dönemde ortaya çıkmıştır.
Minyatür sanatının ustalarından birisi olan Levnî ölünce minyatür sanatı önemini kaybetmiş, Avrupa'nın da etkisiyle minyatür sanatının yerini resim sanatı almıştır. Padişah Sultan II. Mahmut'un kendi resmini çizdirip devlet dairelerine astırması, Avrupa anlayışındaki resim sanatının Türkiye'de yayılmasına öncülük etmiş, resim sanatı okullarda ders olarak okutulmaya başlanmıştır.
XVIII. yüzyıl, müzik alanında Osmanlı Devleti'ndeki mehter müziğinin Batı müziğini etkilediği dönemdir. Rusya, Avusturya, Fransa ve İngiltere mehter müziğinden etkilenerek bu müziği ve bu müzikle birlikte Türk müzik aletlerini de kullanmış, Türk müzisyenler İngiltere'de Kraliçe Victoria Dönemi'ne kadar görev yapmışlardır.
Batı'nın ünlü müzisyenlerinden olan Mozart, Türk müziğinden etkilenerek Saraydan Kız Kaçırma adlı eserini bestelemiştir. Ünlü besteci Beethoven (Bethofın), 1811 yılında mehter marşından etkilenerek bir Türk marşı yazmış ve bu marşa Atina Harabeleri adlı eserinde yer vermiştir.
XIX. yüzyılda Batı müziğinin etkileri artmış, Mehterhane'nin kaldırılması ile birlikte Batı müziği resmen Osmanlı toplumunu etkisi altına almıştır. Mızıka-i Hümâyun (Askerî Mızıka Okulu) İtalyan müzisyen Donizetti'ye (Donicetti) kurdurul-muş, Batı müziği Sultan Abdülaziz Döneminden sonra saray ve çevresinde kendisini hissettirmeye başlamıştır. Bu müziğin en önemli enstrümanı olan piyano, bir üstünlük ifadesi olarak Türk toplumundaki yerini almıştır.
Osmanlı Devleti'nde sanat, XVI. yüzyıldan itibaren önemli bir yer edinmeye başladı. Bu dönemde, resim, müzik, edebiyat ve mimari alanlarında önemli eserler verildi.
Cumhuriyet Dönemi'nde sanat alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, mimari, resim, heykel ve müzik alanlarında önemli sanatçılar yetişmiştir.
Cumhuriyet Dönemi'nde mimari alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, geleneksel Türk mimarisi ile Batı mimarisi sentezlenerek yeni bir mimari anlayışı ortaya çıkmıştır. Bu anlayışla, birçok önemli yapı inşa edilmiştir.
Cumhuriyet Dönemi'nde resim alanında da önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, birçok önemli ressam yetişmiştir. Bu ressamlar, eserlerinde genellikle Atatürk ve silah arkadaşlarının faaliyetlerini, Türk ordusunun kahramanlıklarını ve halkın Millî Mücadele Dönemi'nde yaşadığı sıkıntıları anlatmışlardır.
Cumhuriyet Dönemi'nde sanat alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, mimari, resim, heykel ve müzik alanlarında önemli sanatçılar yetişmiştir. Bu sanatçılar, eserleriyle Türk kültürüne önemli katkılarda bulunmuşlardır.
Cumhuriyet Dönemi, Türk sanat tarihinin önemli bir dönemidir. Bu dönemde, Atatürk'ün öncülüğünde sanat dallarında önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nde mimarlık alanında önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, Batı mimarisinin etkisi altında birçok yeni yapı inşa edilmiştir. Ayrıca, geleneksel Türk mimarisinin öğeleri de yeni yapılarda kullanılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nin önemli mimarlarından bazıları şunlardır:
Cumhuriyet Dönemi'nde resim sanatında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde, Batı resim sanatının etkisi altında birçok yeni resim yapılmıştır. Ayrıca, geleneksel Türk resminin öğeleri de yeni resimlerde kullanılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nin önemli ressamlarından bazıları şunlardır:
Cumhuriyet Dönemi'nde heykeltıraşlık alanında da önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu dönemde, Batı heykeltıraşlığının etkisi altında birçok yeni heykel yapılmıştır. Ayrıca, geleneksel Türk heykeltıraşlığının öğeleri de yeni heykellerde kullanılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nin önemli heykeltıraşlarından bazıları şunlardır:
Cumhuriyet Dönemi'nde müzik alanında da önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde, Batı müziğinin etkisi altında birçok yeni eser bestelenmiştir. Ayrıca, geleneksel Türk müziğinin öğeleri de yeni bestelerde kullanılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi'nin önemli bestecilerinden bazıları şunlardır:
Cumhuriyet Dönemi, Türk sanat tarihinin önemli bir dönemidir. Bu dönemde, Atatürk'ün öncülüğünde sanat dallarında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Bu dönemde yapılan çalışmalar, Türk sanatının dünya çapında tanınmasını sağlamıştır.
Kaynaklar: Cumhuriyet Dönemi Sanatı Cumhuriyet Dönemi Sanat Tarihi