Dünya üzerinde herhangi bir yerin belirlenmesinde kullanılan coğrafi konum kavramı, mutlak ve göreceli olarak iki ana başlık altında incelenir
Doğa, başta insan olmak üzere tüm canlıların yaşam alanını oluşturur. İnsanın bütün faaliyetleri bu doğal sistemler içerisinde gerçekleşir.
İnsan, doğanın bir parçasıdır ve doğayla uyum içinde yaşamak zorundadır. Doğaya zarar veren faaliyetlerden kaçınmalı ve doğal kaynakları korumak için elinden geleni yapmalıdır.
Coğrafya, insan ve doğal çevre arasındaki etkileşimi inceleyen bilimdir.
Doğal çevre, litosfer, hidrosfer, atmosfer ve biyosferden meydana gelir.
Coğrafyanın konusu, doğal sistemler ve beşerî sistemlerdir.
Fiziki coğrafya, yeryüzü şekilleri, iklim, su kaynakları, bitki örtüsü ve hayvan örtüsü gibi doğal sistemleri inceleyen coğrafya dalıdır.
Beşerî coğrafya, nüfus, yerleşme, kültür, siyaset, tarih, tarım, sanayi, ulaşım, enerji, turizm ve sağlık gibi beşerî sistemleri inceleyen coğrafya dalıdır.
Coğrafya, doğal sistemleri ve beşerî sistemleri inceleyen bir bilim dalıdır. Coğrafya, insanın doğal çevreyle etkileşimini ve bu etkileşimin sonuçlarını araştırır. Coğrafya bilgisi, insanların dünyayı ve içinde yaşadıkları yeri daha iyi anlamalarına yardımcı olur.
Coğrafya, Dünya'nın fiziksel ve beşeri özelliklerini inceleyen bilim dalıdır. Coğrafya, insan yaşamı ve çevresi arasındaki etkileşimi anlamak için önemli bir araçtır.
Coğrafya, insanlık tarihi boyunca önemli bir rol oynamıştır. İlk coğrafi düşünceler, Anadolu, Mısır ve Mezopotamya dolaylarında yaşayan uygarlıkların eserlerinde görülmektedir. Orta Çağ'da coğrafya, kilisenin baskısı altında gerilemiştir. Rönesans ve Reform hareketlerinin etkisiyle coğrafya, Yeni Çağ'da büyük bir gelişme göstermiştir. XIX. yüzyılda, Alexander von Humboldt ve Carl Ritter gibi coğrafyacılar, modern coğrafyanın temellerini atmışlardır.
Coğrafya, insan yaşamı ve çevresi arasındaki etkileşimi anlamak için önemli bir araçtır. Coğrafya, insanların yaşadıkları çevreyi anlamalarına, çevre sorunlarına duyarlı olmalarına, farklı kültürleri anlamalarına ve dünya üzerindeki yerlerini anlamalarına yardımcı olur.
Dünya'nın şekli ve hareketleri, coğrafya biliminin temel konularıdır. Bu ders notunda, Dünya'nın şekli ve hareketlerinin nedenleri, sonuçları ve önemi ele alınacaktır.
Dünya, uzayda küresel bir şekle sahiptir. Bu şekil, Dünya'nın kendi etrafında dönmesi ve Güneş'in etrafında dolanmasıyla ortaya çıkar. Dünya'nın şekli, birçok önemli sonuç doğurur. Bunlardan bazıları şunlardır:
Dünya, kendi ekseni etrafında ve Güneş'in etrafında olmak üzere iki şekilde hareket eder. Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki hareketi, günlük hareket olarak bilinir. Dünya'nın Güneş'in etrafındaki hareketi ise yıllık hareket olarak bilinir.
Dünya, kendi ekseni etrafında batıdan doğuya doğru döner. Bu hareket, 24 saatte tamamlanır. Dünya'nın günlük hareketi, birçok önemli sonuç doğurur. Bunlardan bazıları şunlardır:
Dünya, Güneş'in etrafında elips şeklinde bir yörüngede döner. Bu hareket, 365 gün 6 saatte tamamlanır. Dünya'nın yıllık hareketi, birçok önemli sonuç doğurur. Bunlardan bazıları şunlardır:
Dünya'nın şekli ve hareketleri, coğrafya biliminin temel konularıdır. Bu konular, Dünya'nın yapısını, iklimini ve canlı çeşitliliğini anlamak için çok önemlidir.
Dünya'nın Şekli ve Hareketleri Dünya'nın Şekli ve HareketleriDünya'nın yıllık hareketi, güneş etrafındaki dönüşüdür. Bu yolculuk, 365 gün 6 saat sürer ve buna takvim yılı veya güneş yılı denir.
Mevsimler, Dünya'nın yıllık hareketi ve eksen eğikliğine bağlı olarak meydana gelen iklim şartlarıdır. Astronomik mevsimlerin başlangıcı olarak dört önemli tarih bulunmaktadır. Bunlar, 21 Haziran-21 Aralık (gün dönümü ya da solstis) ve 21 Mart-23 Eylül (ekinoks ya da gece-gündüz eşitliği) tarihleridir.
Yıllık hareket ve mevsimler, Dünya'nın iklim koşullarını, bitki örtüsünü ve canlı yaşamını etkileyen önemli faktörlerdir. Bu nedenle, coğrafya biliminde önemli bir yere sahiptir.
Coğrafi konum, Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın veya bölgenin bulunduğu yerdir. Coğrafi konum, mutlak ve göreceli konum olmak üzere ikiye ayrılır.
Dünya üzerindeki herhangi bir noktanın, başlangıç paraleli (Ekvator) ve başlangıç meridyenine (Greenwich) göre yerine mutlak konum denir. Mutlak konumun anlaşılabilmesi için paralel ve meridyenler kullanılır. Paraleller, Ekvator'a paralel olarak çizilen yatay çizgilerdir. Meridyenler ise, Kuzey Kutbu'ndan Güney Kutbu'na doğru çizilen dikey çizgilerdir.
Mutlak konum, enlem ve boylam kullanılarak belirlenir. Enlem, bir noktanın Ekvator'a olan uzaklığını gösterir. Boylam ise, bir noktanın Greenwich meridyenine olan uzaklığını gösterir.
Örneğin, Türkiye'nin başkenti Ankara'nın mutlak konumu, 39°56' kuzey enlemi ve 32°52' doğu boylamıdır.
Bir noktanın veya bölgenin, çevresindeki diğer noktalara veya bölgelere göre konumuna göreceli konum denir. Göreceli konum, yön, mesafe ve komşuluk olmak üzere üç şekilde belirlenir.
Örneğin, Türkiye'nin göreceli konumu, Avrupa ve Asya kıtaları arasında yer alması, Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi'ne kıyısı olması ve Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak, Suriye ve Kıbrıs gibi ülkelerle komşu olmasıdır.
Coğrafi konum, bir noktanın veya bölgenin yerini belirlemek için kullanılan önemli bir kavramdır. Mutlak konum, enlem ve boylam kullanılarak belirlenir. Göreceli konum ise, yön, mesafe ve komşuluk olmak üzere üç şekilde belirlenir.
Ekvator, Dünya'yı ikiye bölen hayali bir çizgidir. Ekvator'a paralel olarak çizilmiş olan çemberlere ise paralel daireleri denir. Paralel daireleri, Dünya'nın Kuzey ve Güney Yarım Küre'sini birbirinden ayırır. Meridyenler ise, Kuzey ve Güney Kutup noktalarından başlayarak Ekvator'a kadar uzanan yarım dairelerdir. Başlangıç meridyeni, Greenwich, İngiltere'den geçen meridyendir.
Paralel daireleri ve meridyenler, Dünya üzerindeki yerleri belirlemek için kullanılır. Paralel daireleri, Dünya'nın enlem değerlerini, meridyenler ise boylam değerlerini belirler. Bu iki çizgi sistemi, Dünya'nın konumunu belirlemek ve yerküre üzerindeki yerlerin birbirlerine göre konumunu saptamak için kullanılır.
Kaynaklar: https://www.youtube.com/watch?v=Y-WvRQ8D_1Q https://www.ngenesisk12.com/earth-science-1/geography-of-the-earth/lesson/parallels-and-meridians-latitude-and-longitudeHarita, yeryüzünün tamamına ya da bir bölümüne ait kuş bakışı görünüşün belli bir oranda küçültülerek düzlem üzerine aktarılmasıdır. Harita bilimine ise kartografya denir.
Harita okuryazarlığı, haritaları anlayabilme ve yorumlayabilme becerisidir. Harita okuryazarlığı, günlük yaşamda birçok alanda gereklidir. Örneğin, yolda giderken bir haritayı kullanarak gideceğiniz yere ulaşabilir, bir seyahat planlarken bir haritayı kullanarak rota belirleyebilir veya bir araştırma yaparken bir haritayı kullanarak bilgi toplayabilirsiniz.
Haritalar, hayatın birçok alanında kullanılan önemli araçlardır. Harita okuryazarlığı, haritaları anlayabilme ve yorumlayabilme becerisidir. Harita okuryazarlığı, günlük yaşamda birçok alanda gereklidir. Kısacası haritalar, her alanda insanlara sunduğu kolaylıklar sayesinde yaşamın vazgeçilmezleri arasında yer almaktadır.
Haritalar, bir yere ait kuş bakışı görünüşün kabataslak şekilde düzleme aktarılmasıdır. Haritalar, yön belirleme, mesafe hesaplama ve yer şekillerini inceleme gibi birçok amaçla kullanılır.
Haritayı oluşturan temel unsurlar şunlardır:
Ölçek, haritalardaki küçültme oranına denir. Haritalarda iki çeşit ölçek kullanılır:
Küçültme oranının kesirli sayılar ile ifade edilmesidir.
Eşit aralıklara ayrılmış bir doğru üzerinde küçültme oranının gösterilmesidir.
Dünya’nın küresel şeklinden dolayı haritalarda bozulmalar meydana gelmektedir. Olabilecek hataları ve bozulmaları en aza indirebilmek ve küre üzerindeki yerleri düzleme aktarabilmek için bazı yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlere projeksiyon yöntemleri denir.
Üç çeşit projeksiyon yöntemi vardır:
Model küreye sarılmış silindir bir düzlemin, Dünya’nın eksenine paralel bir hat boyunca kesilerek açılması sonucu elde edilir.
Bir düzlemin kutup noktalarına teğet şekilde geçirilmesiyle oluşturulan projeksiyondur.
Model küreye koni şeklinde bir düzlemin sarılması ile oluşur.
Kuş uçuşu uzaklık, yükselti ve çukurla- rın dikkate alınmadığı iki nokta arasın- daki uzaklığa denir.
Haritalarda uzunluk hesaplamaları üç şekilde yapılır:
Harita uzunluğunun ölçeğin paydası ile çarpılmasıyla hesaplanır.
Gerçek uzunluğun ölçeğin paydasına bölünmesiyle hesaplanır.
Harita uzunluğunun gerçek uzunluğa bölünmesiyle hesaplanır.
Gerçek alan, yeryüzü şekillerinin eğim ve engebelerle birlikte sahip olduğu toplam yüzey alanıdır. İz düşümsel alan ise engebe faktörünün ortadan kaldırılarak her yerin düzmüş gibi kabul edildiği alandır.
Haritalar, coğrafyanın temel araçlarından biridir. Haritalar sayesinde dünyayı ve çevremizi daha iyi anlayabiliriz.
Youtube kaynakları: Harita Nedir? Harita Ölçeği Nedir? Harita Projeksiyonları Nelerdir?Haritalar, çeşitli konularda bilgi veren ve yön bulmayı kolaylaştıran araçlardır. Haritalar, ölçeklerine, işlenen konulara ve kapsadıkları alanlara göre farklı gruplara ayrılır.
Haritalar, ölçeklerine göre üç gruba ayrılır:
Haritalar, işlenen konunun özelliğine göre genel ve tematik haritalar olmak üzere ikiye ayrılır.
Haritalar, kapsadıkları alanlara göre ülke, kıta ve dünya haritaları olmak üzere üçe ayrılır.
Haritalar, belirli bir amaca göre hazırlanmış, yön bulmaya ve bilgi vermeye yarayan araçlardır. Haritalar, ölçeklerine, işlenen konularına ve kapsadıkları alanlara göre farklı gruplara ayrılır.
Atmosfer, Dünya'nın etrafını çevreleyen gaz tabakasıdır. Atmosfer içindeki gazlar canlıların yaşaması için gereklidir ve hava olaylarının meydana gelmesini sağlar.
Atmosfer, sıcaklık özelliklerine göre beş katmana ayrılır:
Atmosfer, canlıların yaşaması için gereklidir ve birçok önemli görevi yerine getirir:
Ozon tabakası, atmosferin stratosfer katmanında bulunan ve Güneş'ten gelen zararlı morötesi ışınları tutan bir tabakadır. Ozon tabakası, canlıların hayatta kalması için çok önemlidir.
Atmosfer, fabrikaların bacalarından çıkan gazlar, araçların egzoz dumanları ve orman yangınları gibi nedenlerle kirlenmektedir. Atmosferin kirlenmesi, hava kalitesinin düşmesine, küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine yol açmaktadır.
Atmosfer, canlıların yaşaması için gereklidir ve birçok önemli görevi yerine getirir. Atmosferin kirlenmesi, hava kalitesinin düşmesine, küresel ısınmaya ve iklim değişikliğine yol açmaktadır. Atmosferi korumak için önlemler alınması gerekmektedir.
Kaynaklar: * https://www.meb.gov.tr/ogretmen/dersler/fen-bilimleri/ders-kitaplarim/9-sinif-fen-bilimleri-dersi-ogretmen-kitabi.pdf * https://www.youtube.com/watch?v=n4iWnA1iKDU * https://www.sciencedirect.com/science/article/abs/pii/S0048969710012238Sıcaklığın dağılışı, bir bölgenin iklimini belirleyen önemli bir faktördür. Sıcaklık, Güneş'ten gelen ışığın yeryüzüne ulaşma açısına, rakıma, denizellik etkisine ve rüzgâr yönüne göre değişir.
Enlem etkisi, sıcaklığın Ekvator'dan kutuplara doğru azalmasıdır. Bunun nedeni, Güneş ışınlarının Ekvator'a dik olarak düşmesi, kutuplara doğru ise eğimli olarak düşmesidir. Eğimli olarak düşen Güneş ışınları, daha az ısı üretir.
Rakım etkisi, sıcaklığın yükseldikçe azalmasıdır. Bunun nedeni, havanın yükseldikçe daha az yoğun hale gelmesi ve daha az ısıyı tutmasıdır.
Denizellik etkisi, denizlerin sıcaklığı düzenleyici etkisidir. Denizler, yazın sıcaklığı düşürür, kışın ise yükseltir. Bunun nedeni, suyun ısıyı toplama ve depolama kapasitesinin yüksek olmasıdır.
Rüzgâr yönü etkisi, sıcaklığın rüzgârın geldiği yöne göre değişmesidir. Örneğin, Akdeniz'den gelen rüzgârlar Türkiye'nin güney kıyılarında sıcaklığı yükseltirken, Sibirya'dan gelen rüzgârlar Türkiye'nin iç bölgelerinde sıcaklığı düşürür.
Sıcaklığın dağılışı, bir bölgenin iklimini belirleyen önemli bir faktördür. Sıcaklık, Güneş'ten gelen ışığın yeryüzüne ulaşma açısına, rakıma, denizellik etkisine ve rüzgâr yönüne göre değişir.
YouTube video linki: https://www.youtube.com/watch?v=37W1JO_knGk Diğer kaynak linkleri: * https://www.mgm.gov.tr/veridegerlendirme/iklimde-uzamsal-degisimlerv1.aspx * https://www.meteroloji.gov.tr/iklim/iklim-elemanlarinin-dagilisi.aspxSıcaklığın dağılımı, birçok faktörün etkisi altında meydana gelir. Bunlar:
Basınç, Dünya'yı çevreleyen atmosfer tabakası tarafından yeryüzüne uygulanan kuvvettir. Atmosferi oluşturan gazların ağırlığı vardır ve yer çekiminin etkisiyle bu gazlar yeryüzüne basınç uygular. Basıncın birimi milibardır. Standart hava basıncının kuvvet değeri 1013 mb, ağırlık değeri ise 1033 gramdır. Atmosfer basıncı barometre ile ölçülür.
Basıncı etkileyen faktörler şunlardır:
Yeryüzündeki basınç değerleri yere ve zamana bağlı olarak değişirken Ekvator, kutup noktaları, 30° ve 60° enlemlerinde ise durum farklıdır.
Dünya'nın şeklinden dolayı kutup noktaları ile Ekvator'da sürekli termik basınç kuşakları, günlük hareketten dolayı ise 30° ve 60° enlemlerinde sürekli dinamik basınç kuşakları oluşur.
Bu sayfadaki içerikte verilen linklerden bilgi edinebilirsiniz.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü - Hava Basıncı Basınç Nedir? Yükselti Basınç İlişkisi Sıcaklık Basınç İlişkisiRüzgâr, basınç farkından dolayı oluşan yatay hava hareketidir. Rüzgârlar, yüksek basınç alanlarından alçak basınç alanlarına doğru hareket eder ve yönleri basınç merkezlerinin konumu, Dünya'nın günlük hareketi ve yeryüzü şekilleri tarafından etkilenir.
Sürekli rüzgârlar, sürekli basınç merkezleri arasında yıl boyunca aynı yönde eser ve etki sahası, yönü ve esme sıklığı bakımından üçe ayrılır: alize, batı ve kutup rüzgârları.
Yerel rüzgârlar, genellikle yerel basınç şartlarına bağlı olarak oluşur. Başlıca yerel rüzgârlar şunlardır:
Rüzgâr, Dünya'nın iklim sisteminde önemli bir rol oynar. Rüzgârlar, hava kütlelerini taşıyarak sıcaklığı ve nemi dengeler, yağış oluşumuna katkıda bulunur ve bitki örtüsünün dağılımını etkiler.
Rüzgâr ve Çeşitleri Hakkında VideoSu döngüsü, suların yeryüzü, atmosfer ve yer altı suları arasında sürekli olarak dolaştığı bir süreçtir. Bu döngü, suyun buharlaşması, yoğuşması, yağış ve sızma olmak üzere dört ana aşamadan oluşur.
Yağış, atmosferdeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı hâle geçmesidir. Yağış türleri şunlardır:
Nem, havadaki su buharı miktarıdır. Nem üç şekilde ifade edilir:
Yağışın oluşumu için atmosferde yeterli su buharının bulunması, yoğuşma ve çökelme süreçlerinin gerçekleşmesi gerekir. Yoğuşma, su buharının soğuması veya havadaki nem artışı sonucu sıvı ya da katı hâle geçmesidir. Çökelme ise, yoğuşan su buharının su damlacıkları veya buz kristalleri hâlinde yeryüzüne düşmesidir.
Yağış, su döngüsünün önemli bir parçasıdır. Yağış, tarım, su kaynakları ve ekosistemler için hayati önem taşır. Ancak aşırı yağışlar sel, toprak erozyonu ve altyapı hasarı gibi olumsuz sonuçlara da yol açabilir.
Kaynaklar: Su Döngüsü ve Yağışİklim tipleri, genel olarak sıcaklık, basınç, rüzgârlar, nem ve yağış gibi iklim elemanlarının uzun süreli ortalamaları dikkate alınarak belirlenir. Dünya’nın şekli (enlem), karasallık-denizellik, sıcak-soğuk su akıntıları ve yeryüzü şekillerindeki (yükselti, bakı, dağların uzanışı ve eğim) değişmeler sonucu farklı iklim tipleri ortaya çıkmıştır. Özellikle sıcaklıklara bağlı olarak yeryüzündeki iklim tipleri; sıcak, ılıman ve soğuk iklimler şeklinde üçe ayrılır.
Tropikal kuşakta görülen sıcak iklimlerde ortalama sıcaklıklar yıl boyunca çok fazla değişmez. Mevsimler, genel olarak kurak ve yağışlı dönemler şeklinde belirginleşir. Sıcak iklimler; ekvatoral iklim, çöl, savan ve muson iklimleri olmak üzere dörde ayrılır.
Ekvator çizgisi ve yakın çevresinde, özellikle Amazon ve Kongo havzaları ile Güneydoğu Asya Adaları’nın büyük bölümünde etkilidir.
Yıllık ortalama sıcaklıklar 25 °C dolaylarında, yıllık sıcaklık farkı ise 2-3 °C’dir.
Bu iklim tipinde yıllık yağış miktarı 2000 mm civarındadır.
Yıl boyunca yüksek sıcaklıkların, düzenli ve bol yağışların görüldüğü bu bölgede bitki örtüsü oldukça gürdür.
Tropikal yağmur ormanları adı verilen bu bitki örtüsü, dünya-nın akciğerleri olarak adlandırılabilir.
10°-20° kuzey ve güney enlemleri arasındaki tropikal bölgede görülür.
Yıl boyunca sıcaklık değerleri yüksek olmasına rağmen yağış rejimi düzensizdir.
Yıllık yağış miktarı 1000-1500 mm civarındadır.
Güneş ışınlarının dik açılarla düştüğü aylarda yağışlar artar, diğer aylar ise kurak geçer.
Bitki örtüsü yağışlı aylarda yeşeren, kurak aylarda ise sararan savan adı verilen uzun boylu otlardan oluşur. Ayrıca bu iklimin gö-rüldüğü alanlarda yer yer kuraklığa dayanıklı çalı ve ağaçlara da rastlanır.
Dönencelerin bulunduğu enlemler (23° 27’) ile orta kuşakta denizel etkinin giremediği iç kesimlerde görülür.
Bu iklimin en belirgin özelliği yağışların oldukça az olmasıdır.
Çöl ikliminde yıllık yağış ortalaması 250 mm’nin altındadır.
Gündüz ve gece arasında çok büyük sıcaklık farkları vardır (örneğin; gündüz 40 °C, gece 15 °C).
Bitki örtüsü çok fakirdir. Özellikle kış mevsiminde gece sıcaklıkları donma noktasının altına düşebilir.
Özellikle Güneydoğu Asya Adaları’nda görülür.
Muson ikliminde yazlar çok sıcak ve yağışlı, kışlar ise kurak ve nispeten sıcaktır.
Asya’da, Himalaya Dağları’nın güneyinde yer alan Hindistan yarımadası, muson ikliminin en tipik örneklerindendir.
Hindistan’da yazın sıcaklıklar 40 °C’ye yaklaşırken kışın ise 25 °C civarında seyreder.
Yıllık yağış miktarı 1000 mm civarındadır.
Dünyadaki iklim tipleri, sıcaklık, yağış, nem, rüzgârlar ve basınç gibi faktörlere bağlı olarak çeşitlilik gösterir. Bu faktörler, bir bölgenin iklim koşullarını belirler ve o bölgede yaşayan canlıların yaşam biçimlerini etkiler.
(Video kaynağı: https://www.youtube.com/watch?v=fOwTzW-5g9Y)Dünya'nın farklı bölgelerinde, farklı iklim tipleri görülmektedir. Bu iklim tipleri, sıcaklık, yağış ve rüzgâr gibi faktörlere bağlı olarak belirlenir.
Çöl iklimi, yıllık yağışının 250 mm'den az olduğu iklim tipidir. Çöl iklimi, sıcaklık farklarının fazla olduğu bir iklim tipidir. Gündüzleri sıcaklıklar 50 °C'ye kadar çıkabilirken, geceleri sıcaklıklar 0 °C'ye kadar düşebilir. Çöl ikliminde bitki örtüsü seyrektir. Çöl ikliminde yaşayan canlılar, genellikle kuraklığa dayanıklı canlılardır.
Muson iklimi, yaz mevsiminin yağışlı, kış mevsiminin ise kurak geçtiği iklim tipidir. Muson iklimi, Güneydoğu Asya başta olmak üzere Hint Okyanusu çevresinde görülmektedir. Muson ikliminde yıllık yağış miktarı 2000 mm'den fazladır. Muson ikliminde sıcaklıklar yıl boyunca yüksektir. Muson ikliminde bitki örtüsü, gür ormanlardır.
Akdeniz iklimi, yazların sıcak ve kurak, kışların ılık ve yağışlı olduğu iklim tipidir. Akdeniz iklimi, Akdeniz çevresi, ABD'de Kaliforniya, Afrika'nın güneyi (Kap Bölgesi), Orta Şili ve Avustralya'nın güneyinde görülmektedir. Akdeniz ikliminde yıllık yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Akdeniz ikliminde sıcaklık farkları azdır. Akdeniz ikliminde bitki örtüsü, kızılçam ormanları ve makilerdir.
Okyanusal iklimi, yıl boyunca yağışların düzenli olarak dağıldığı iklim tipidir. Okyanusal iklimi, 40°-60° enlemleri arasında anakaraların batı kıyılarında görülmektedir. Okyanusal ikliminde yıllık yağış miktarı 1000 mm civarındadır. Okyanusal ikliminde sıcaklık farkları azdır. Okyanusal ikliminde bitki örtüsü, iğne ve geniş yapraklı ağaçlardan oluşan ormanlardır.
Ilıman karasal iklimi, kışların soğuk, yazların sıcak olduğu iklim tipidir. Ilıman karasal iklimi, karaların deniz etkisine kapalı iç kesimlerinde görülmektedir. Ilıman karasal ikliminde yıllık sıcaklık farkı fazladır. Ilıman karasal ikliminde yıllık yağış miktarı 300-500 mm civarındadır. Ilıman karasal ikliminde bitki örtüsü seyrektir.
Sert karasal iklimi, kışların çok soğuk, yazların kısa ve serin olduğu iklim tipidir. Sert karasal iklimi, Orta Asya, Kanada ve Doğu Avrupa'da görülmektedir. Sert karasal ikliminde yıllık sıcaklık farkı çok fazladır. Sert karasal ikliminde yıllık yağış miktarı 500-600 mm civarındadır. Sert karasal ikliminde bitki örtüsü, iğne yapraklı ormanlar, bozkırlar ve çayırlar.
Tundra iklimi, yazların kısa, kışların uzun ve soğuk olduğu iklim tipidir. Tundra iklimi, 65°-80° enlemlerinde Kuzey Kutbu çevresinde görülmektedir. Tundra ikliminde yıllık sıcaklık farkı fazladır. Tundra ikliminde yıllık yağış miktarı düşüktür. Tundra ikliminde bitkiler cılızdır.
Kutup iklimi, yıl boyunca sıcaklıkların düşük olduğu iklim tipidir. Kutup iklimi, Kuzey Kutbu ve Güney Kutbu çevresinde görülmektedir. Kutup iklimi dünyanın en soğuk iklim tipidir. Kutup ikliminde yıllık sıcaklık farkı düşüktür. Kutup ikliminde yıllık yağış miktarı düşüktür. Kutup iklimi bitki örtüsünden yoksundur.
Yüksek dağ iklimi, yüksekliğe bağlı olarak sıcaklık ve yağışların değiştiği iklim tipidir. Yüksek dağ iklimi, Asya'da Himalaya Dağları, Kuzey Amerika'da Kayalık Dağları, Avrupa'da Alpler ve Güney Amerika'da And Dağları'nda görülmektedir. Yüksek dağ ikliminde yıllık sıcaklık farkı fazladır. Yüksek dağ ikliminde yıllık yağış miktarı da fazladır. Yüksek dağ ikliminde bitki örtüsü, yükseltiye bağlı olarak farklılık gösterir.
Türkiye, iklim özellikleri açısından oldukça çeşitli bir ülkedir. Bu çeşitlilik, ülkenin bulunduğu coğrafi konum, yükseklik farkları ve denizlerin etkisi gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır.
Türkiye, Kuzey Yarım Küre'de, Yengeç Dönencesi'nin kuzeyinde ve orta kuşakta yer almaktadır. Bu konum nedeniyle, ülke genelinde dört mevsim yaşanmaktadır.
Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkedir. Bu durum, kıyılarda denizel iklim, iç kesimlerde ise karasal iklim özellikleri yaşanmasına neden olmaktadır.
Türkiye'nin ortalama yükseltisi 1141 metredir. Bu yükseklik, ülkenin iklim özellikleri üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yükselti arttıkça sıcaklık azalmaktadır.
Türkiye'de bulunan dağlar, iklim özellikleri üzerinde önemli bir rol oynamaktadır. Mesela, Toroslar ve Kuzey Anadolu Dağları'nın kıyıya paralel uzanması, nemli hava kütlelerinin iç kesimlere ulaşmasını engellemektedir. Bu nedenle, iç bölgelerde kurak iklim şartları etkilidir.
Türkiye'nin iklim özellikleri, mutlak konum, göreceli konum, yükselti ve dağların uzanış şekli gibi faktörlerden etkilenmektedir. Bu faktörlerin etkisiyle, ülke genelinde oldukça çeşitli bir iklim görülmektedir.
Türkiye'nin İklim Özellikleri Türkiye'nin İklimiTürkiye'nin iklimi, coğrafi konumu, yükseltisi ve denizelliği gibi faktörlerle şekillenir. Ülkemizde genel olarak ılıman bir iklim görülür, ancak bölgesel farklılıklar da oldukça fazladır.
Türkiye'de en yüksek sıcaklıklar, Akdeniz ve Ege kıyılarında görülür. Bu bölgelerde ortalama sıcaklık 20 °C'nin üzerindedir. En düşük sıcaklıklar ise, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde görülür. Bu bölgelerde ortalama sıcaklık 10 °C'nin altındadır.
Sıcaklıklar, yükseltiye göre de değişir. Yükselti arttıkça sıcaklık azalır. Örneğin, İstanbul'da deniz seviyesindeki ortalama sıcaklık 14 °C iken, Uludağ'da 2.542 metre yükseklikteki ortalama sıcaklık 4 °C'dir.
Türkiye'de yağışlar, kıyı bölgelerde daha fazla, iç kesimlerde ise daha azdır. En fazla yağış, Karadeniz kıyılarında görülür. Bu bölgede ortalama yıllık yağış miktarı 1.000 mm'nin üzerindedir. En az yağış ise, Anadolu'nun iç kesimlerinde görülür. Bu bölgede ortalama yıllık yağış miktarı 300 mm'nin altındadır.
Yağışlar, mevsimlere göre de değişir. Kış mevsiminde yağışlar daha fazladır, yaz mevsiminde ise daha azdır. Bunun nedeni, kışın hava sıcaklığının düşük olması ve havanın daha fazla nem tutmasıdır.
Türkiye'de etkili olan başlıca rüzgârlar şunlardır:
Türkiye'de nem oranı, kıyı bölgelerde fazlayken iç kesimlere gidildikçe azalır. Nem oranının en fazla olduğu yer Karadeniz kıyıları, en az olduğu yer ise Anadolu'nun güneydoğusudur.
Bulutluluk oranı da, nem oranına benzer şekilde kıyı bölgelerde daha fazla, iç kesimlerde ise daha azdır. Bulutluluk oranının en fazla olduğu yer Karadeniz kıyıları, en az olduğu yer ise Anadolu'nun güneydoğusudur.
Türkiye'nin iklimi, coğrafi konumu, yükseltisi ve denizelliği gibi faktörlerle şekillenir. Ülkemizde genel olarak ılıman bir iklim görülür, ancak bölgesel farklılıklar da oldukça fazladır.
Kaynaklar: https://www.meteoroloji.gov.tr/ https://www.mgm.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=İSTANBUL https://www.mgm.gov.tr/tahmin/il-ve-ilceler.aspx?m=ULAŞTürkiye, mutlak konumu itibarıyla Akdeniz iklim kuşağı içinde yer alır. Ancak kısa mesafelerde yükseltinin çok fazla değişmesi, denizellik-karasallık ve dağların uzanış doğrultusu gibi faktörlerin etkisi ile ülkemizde çeşitli iklim tipleri ortaya çıkmıştır.
• Akdeniz ve Anadolu’nun batı kıyılarında belirgin olarak görülen bu iklimin etkisi; Marmara Denizi kıyıları, Manisa, Denizli, Burdur, Isparta, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Kilis illerinde de hissedilmektedir. • Yazlar oldukça sıcak, kurak ve uzun; kışlar ise ılık, yağışlı ve kısa geçer. • Bu iklimin tipik olarak görüldüğü Akdeniz kıyılarında don olayına az rastlanır. • Marmara kıyılarına doğru enlemin, iç kesimlere doğru da yükselti ve karasallığın etkisi ile yazlar daha serin, kışlar daha soğuk geçer ve yaz kuraklığı daha az hissedilir.
• Karadeniz kıyıları boyunca görülen bu iklim tipinde yazlar kısa ve ılık, kışlar ise uzun ve yağışlı geçmektedir. • Yıllık ortalama sıcaklık 12-14 santigrat derece civarındadır. • Karadeniz ikliminin en önemli özelliklerinden biri de yüksek yağış miktarıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000 milimetrenin üzerindedir. • Karadeniz kıyılarında sık sık sis ve pus olayları yaşanır.
• İç Anadolu Bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi, İç Batı Anadolu Bölgesi, İç Ege Bölgesi ve Akdeniz Bölgesi'nin bazı kesimlerinde görülen bu iklim tipinde kışlar uzun ve soğuk, yazlar ise kısa ve sıcak geçmektedir. • Yıllık ortalama sıcaklık 10-12 santigrat derece civarındadır. • Karasal iklimin en önemli özelliklerinden biri de günlük ve yıllık sıcaklık farklarının fazla olmasıdır. • Karasal iklim bölgelerinde yaz aylarında sıcaklık 35-40 santigrat dereceye kadar çıkabilirken, kış aylarında -20 santigrat dereceye kadar düşebilir.
Türkiye'de etkili olan üç büyük iklim tipinin özellikleri şunlardır: • Akdeniz iklimi: Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. • Karadeniz iklimi: Yazlar kısa ve ılık, kışlar uzun ve yağışlıdır. • Karasal iklim: Kışlar uzun ve soğuk, yazlar kısa ve sıcak geçmektedir.
Youtube videosu: https://www.youtube.com/watch?v=0I_j7lDypuc Diğer kaynaklar: • Meteoroloji Genel Müdürlüğü web sitesi: https://mgm.gov.tr • Türkiye İklim Atlası: https://iklim.mgm.gov.tr