Teizm, Deizm, Politeizm ve Materyalizm gibi felsefi ve dini kavramların tanımları ve özellikleri hakkında detaylı bilgiye erişim sağlayın.
İnsanlık tarihinde birçok farklı inanç biçimi ortaya çıkmıştır. Bunlardan üçü teizm, deizm ve politeizmdir.
Teizm, tek bir Tanrı'ya inanma biçimidir. Bu inanç, genellikle vahye dayalı dinlerle ilişkilendirilir.
Teizm, eski çağlardan beri var olan bir inanç biçimidir. Bu inanç, birçok farklı kültür ve toplumda görülmüştür.
Deizm, Tanrı'nın varlığını kabul eden ancak onun evrene müdahale etmediğini savunan bir inanç biçimidir. Bu inanç, genellikle akılcı düşünceyle ilişkilendirilir.
Deizm, Batı dünyasında 17. ve 18. yüzyıllarda ortaya çıkan bir inanç biçimidir. Bu inanç, aydınlanma felsefesinin etkisiyle yaygınlaşmıştır.
Politeizm, birden fazla tanrıya inanma biçimidir. Bu inanç, genellikle doğa güçlerine ve mitolojik varlıklara dayalıdır.
Politeizm, insanlık tarihinin en eski inanç biçimlerinden biridir. Bu inanç, birçok farklı kültür ve toplumda görülmüştür.
Teizm, deizm ve politeizm, insanlık tarihinde ortaya çıkan farklı inanç biçimleridir. Bu inançlar, insanların Tanrı'ya ve evrene bakış açılarını yansıtır.
Teizm, Deizm ve Politeizm Nedir? | Felsefe TerimleriMateryalizm, "maddecilik" veya "tabiatçılık" olarak da adlandırılan, var olan her şeyin maddeden ibaret olduğunu, fizik ötesi bir alanın bulunmadığını, her şeyin sadece maddi sebeplerle açıklanabileceğini ve tabiatüstü bir gücün mevcut olmadığını ileri süren felsefi bir kavramdır.
Materyalizmin kökü milattan öncesine uzanır. Madde üzerinde ilk tartışmayı başlatanlar, Antik Çağ Yunan düşünürlerinden Demokrit ve Epikür'dür. Bunların savunduğu materyalizme "mekanik materyalizm" denir.
Antik Çağ'a ait bu materyalist yaklaşım, Hristiyan teolojisinin Orta Çağ'daki egemenliğinden dolayı güçlenememiştir. Özellikle fizik ve kimyanın yanında biyoloji, zooloji, tıp, psikoloji ve antropoloji gibi bilim dallarındaki gelişmelerin etkisiyle 17. yüzyıldan itibaren materyalizmde yeniden bir canlanma görülmüştür.
Bu yeni yaklaşım, "diyalektik materyalizm" olarak adlandırılır. Diyalektik materyalizme göre, hiçbir şey sabit ve durağan değildir. Her şey oluşur, değişir ve yok olur. Bu hareketlilik, karşıtlıklar ve çelişkiden kaynaklanır.
Batı'da din karşıtı bu gibi akımların 20. yüzyılın başlarında güçlenerek taraftar toplayıp gelişmesinde Orta Çağ zihniyetinin büyük etkisi vardır. Ancak günümüzde yeni bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla birlikte materyalist yaklaşımlar giderek önemini kaybetmiştir.
Materyalizm, var olan her şeyin maddeden ibaret olduğunu ve tabiatüstü bir gücün mevcut olmadığını ileri süren felsefi bir kavramdır. Materyalizm, Antik Çağ'dan günümüze kadar varlığını sürdüren bir düşünce akımıdır. Ancak günümüzde yeni bilimsel çalışmaların sonuçlarıyla birlikte materyalist yaklaşımlar giderek önemini kaybetmiştir.
Sekülarizm, dünyevileşme demektir. Genel olarak sekülarizm, "hukuki konularda, toplumu ilgilendiren sosyal kararlarda ve siyaset biliminin işleyişinde din merkezli görüşleri kabul etmeyen" yaklaşıma denir.
Sekülarizm, Batı dünyasına ait bir kavramdır ve başlangıçta dinin toplum hayatındaki etkisini azaltmayı hedeflemiştir. Ancak günümüzde sekülarizm kavramı daha geniş bir anlamda kullanılmaktadır ve dinin toplum hayatından tamamen çıkarılmasını değil, dinin özel alana çekilmesini ve toplum hayatında tarafsız bir şekilde yer almasını savunmaktadır.
Youtube Video Linkleri Sekülarizm nedir? Sekülarizm ve laiklik arasındaki fark nedir? Diğer Kaynak Linkleri Vikipedi: Sekülarizm TBMM: Sekülarizm RaporuBu bölümde, inanç ve inançla ilgili çeşitli meseleler ele alınmıştır. Bunlar arasında deizm, sekülarizm, agnostisizm ve ateizm gibi kavramlar yer almaktadır.
Deizm, Tanrı'nın varlığını kabul eden, ancak onun dünyaya müdahale etmediğini savunan bir inanç sistemidir. Deistler, Tanrı'nın dünyayı yarattıktan sonra onu kendi haline bıraktığını ve artık dünyadaki olaylara müdahale etmediğini düşünürler. Bu nedenle, deistler dua ve ibadet gibi dinsel uygulamaları anlamsız görürler.
Deizm, özellikle Aydınlanma Çağı'nda Avrupa'da yaygınlaşmıştır. Günümüzde de deizme inanan birçok kişi bulunmaktadır.
Sekülarizm, dinin devletten ve toplumdan uzaklaştırılması gerektiğini savunan bir ideolojidir. Seküleristler, dinin insanların özel hayatına ait bir konu olduğunu ve devletin veya toplumun din işlerine karışmaması gerektiğini düşünürler.
Sekülarizm, özellikle Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Günümüzde birçok ülkede seküler bir yönetim anlayışı benimsenmiştir.
Agnostisizm, Tanrı'nın varlığı veya yokluğu hakkında kesin bir bilgi edinmenin mümkün olmadığını savunan bir inanç sistemidir. Agnostikler, insan aklının Tanrı'nın varlığını veya yokluğunu kanıtlayamayacağını düşünürler. Bu nedenle, agnostikler ne teist ne de ateisttirler.
Agnostisizm, özellikle Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Günümüzde birçok kişi agnostiktir.
Ateizm, Tanrı'nın varlığını reddeden bir inanç sistemidir. Ateistler, Tanrı'nın olmadığını ve evrenin kendiliğinden oluştuğunu düşünürler. Ateizm, özellikle komünist ülkelerde yaygınlaşmıştır. Günümüzde birçok ülkede ateistler bulunmaktadır.
Ateizm, özellikle Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Günümüzde birçok kişi ateisttir.
Ateizm ve Nihilizm, din ve inançla ilgili iki önemli kavramdır. Ateizm, Tanrı'nın varlığını reddeden bir inanç biçimidir. Nihilizm ise, hiçbir şeyin gerçek olmadığını veya anlamlı olmadığını savunan bir felsefi görüştür.
Ateizm, Tanrı'nın varlığını reddeden bir inanç biçimidir. Ateistlere göre, evren ve içindeki her şey tesadüfen oluşmuştur ve bir yaratıcısı yoktur. Ateizm, Batı'da doğmuş bir akımdır ve Orta Çağ'dan itibaren kilisenin ortaya koyduğu din anlayışına tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Nihilizm, hiçbir şeyin gerçek olmadığını veya anlamlı olmadığını savunan bir felsefi görüştür. Nihilistlere göre, insan hayatı anlamsızdır ve bir amaç veya hedef yoktur. Nihilizm, Antik Yunan'daki inkârcılık felsefesine dayanan bir yaklaşımdır.
Ateizm ve Nihilizm, din ve inançla ilgili iki önemli kavramdır. Ateizm, Tanrı'nın varlığını reddeden bir inanç biçimidir. Nihilizm ise, hiçbir şeyin gerçek olmadığını veya anlamlı olmadığını savunan bir felsefi görüştür. Her iki kavram da İslam inancıyla uyumlu değildir.
Yeni dinî hareketler, geleneksel dinî grupların dışında ortaya çıkan ve genellikle bir lider etrafında şekillenen dinî hareketlerdir.
Yeni dinî hareketler, geleneksel dinî grupların yetersizliği, modernleşme ve sekülerleşme, kişisel arayışlar ve manevi boşluk gibi çeşitli sebeplerle ortaya çıkmaktadır. Bu hareketler, geleneksel dinî gruplara alternatif bir seçenek olarak görülmektedir.
Yeni Dinî Hareketler Yeni Dinî Hareketler: Kavramsal Bir ÇerçeveYeni dinî hareketler, geleneksel dinî inançlar ve uygulamalara karşı çıkan ve yeni bir dinî anlayış ortaya koyan hareketlerdir. Bu hareketler, genellikle karizmatik bir lider tarafından yönetilir ve üyelerine farklı bir kimlik ve topluluk duygusu sağlar.
Batı dünyasında ortaya çıkan bazı yeni dinî hareketler şunlardır:
New age hareketi, 1980'lerde popüler hâle gelen doğaüstü güçlere inanma hareketidir. İnsan potansiyellerini geliştirme hareketi, yeni putperestlik hareketi gibi akımlar için kullanılan üst bir kavramdır. Manevi uyanış, doğanın bütünlüğüne inanma, kozmik bilinçlilik ve keşif gibi kavramlar, New Age hareketinin ortak kavramlarıdır. New Age hareketi içindeki grupların en belirgin özelliği, modern toplumda geleneksel kültüre karşı dinî nitelik içeren bir karşı kültür hareketi olarak ortaya çıkmalarıdır.
Scientology hareketi, 1950'de Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan ve öğretilerinin kişiyi hayatta mutluluğa ulaştıran, hedeflerini gerçekleştiren temel bilgiler sunduğunu söyleyen bir harekettir. Uyguladıkları zihinsel egzersizlerin kişileri aydınlanmaya ulaştırdığını savunmaktadırlar. Scientolojistlerin iddialarına göre bu egzersizlerle insanlar içlerindeki potansiyeli açığa çıkararak tüm güçlerini kullanabilen “ideal insan” hâline geleceklerdir. Hareketin dinî olup olmadığı daima tartışılmıştır. Onun için pek çok ülkede yasaklanmıştır.
Yeni dinî hareketler, giderek yaygınlaşan bir olgudur. Bu hareketler, çeşitli nedenlerle insanların ilgi odağı olmaktadır.
Yeni dinî hareketlerle ilgili daha fazla bilgi edinmek için şu kaynakları inceleyebilirsiniz:
Sanayi Devrimi'nden sonra Batı'da ortaya çıkan yeni dinî hareketler, geleneksel dinlerin eksik kaldığı yönleri tamamladıklarını iddia ederek büyük bir hızla yayılmışlardır. Bu hareketler, genellikle Doğu dinlerinden ve felsefelerinden esinlenmiş olup Tanrı, insan, dünya ve kurtuluş anlayışlarına dair farklı görüşler ileri sürmektedirler.
Batı kaynaklı yeni dinî akımların ortak noktaları şunlardır:
Batı kaynaklı yeni dinî akımlar, genellikle şu eleştirilere maruz kalmaktadır:
Batı kaynaklı yeni dinî akımlar, günümüz dünyasında önemli bir fenomen haline gelmiştir. Bu hareketler, insanların manevi arayışlarına cevap vermeyi amaçlayan çeşitli yollar sunmaktadırlar. Ancak, bu akımların eleştirel bir bakış açısıyla ele alınması ve gerçek yüzlerinin anlaşılması gerekmektedir.
Bu bölümde, inançla ilgili çeşitli meselelere değineceğiz. Bunlar arasında Allah'ın (c.c.) sıfatları, dinî görünümlü illegal ve marjinal çıkarcı gruplar, İslamofobi ve FETÖ / PDY yer almaktadır.
Allah'ın (c.c.) sıfatları, O'nun zatını niteleyen ve O'nu diğer varlıklardan ayıran özellikleridir. Bu sıfatlar, Allah'ın (c.c.) yüceliğini ve mükemmelliğini gösterir.
Sıfat | Anlam |
---|---|
Vahdaniyet | Allah'ın (c.c.) bir ve tek olması |
Ehadiyet | Allah'ın (c.c.) bölünmez ve parçalanamaz olması |
Beka | Allah'ın (c.c.) ezeli ve ebedi olması |
Kiyam bi nefsihi | Allah'ın (c.c.) varlığının kendisinden kaynaklanması |
Muhalefetün lil havadis | Allah'ın (c.c.) yaratılmış varlıklara benzememesi |
Allah'ın (c.c.) sıfatları, O'nun yüceliğini ve mükemmelliğini gösterir. Bu sıfatlar, O'nu diğer varlıklardan ayırır ve O'nun tek ve benzersiz olduğunu vurgular.
Dinî görünümlü yasadışı ve marjinal çıkarcı gruplar, dinî inançları ve değerleri kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaya çalışan yapılardır. Bu gruplar, genellikle gizli ve örgütlü bir şekilde çalışırlar ve üyelerini sıkı bir disiplin altında tutarlar. Dinî görünümlü yasadışı ve marjinal çıkarcı gruplar, toplum için ciddi bir tehdit oluştururlar. Bu gruplar, insanların inançlarını ve değerlerini istismar ederek onları kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilirler.
Dinî görünümlü yasadışı ve marjinal çıkarcı gruplara karşı uyanık olmak ve bu grupların faaliyetlerine karşı önlem almak önemlidir.
İslamofobi, İslam ve Müslümanlara karşı duyulan önyargı, nefret ve düşmanlık duygularını ifade eden bir kavramdır. Bu kavram, Batı dünyasında özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra yaygınlaşmaya başlamıştır. İslamofobi, Müslümanların ibadet özgürlüğünü kısıtlama, onlara karşı ayrımcılık yapma ve hatta onları hedef alan şiddet eylemlerine yol açabilir.
İslamofobi, dünya barışına ve güvenliğine yönelik ciddi bir tehdittir. İslamofobiye karşı mücadele etmek ve Müslümanların haklarını korumak için uluslararası iş birliği şarttır.
FETÖ / PDY, uzun yıllardır ülkemizde faaliyet gösteren bir dinî görünümlü gruptur. Bu grup, Fethullah Gülen tarafından yönetilmektedir ve eğitim, medya, finans ve bürokrasi gibi alanlarda örgütlenmiştir. FETÖ / PDY, 15 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişiminde bulunmuş ve bu girişim başarısızlığa uğramıştır. FETÖ / PDY, darbe girişiminden sonra terör örgütü olarak ilan edilmiş ve faaliyetleri yasaklanmıştır.
FETÖ / PDY, ülkemizin güvenliği ve istikrarı için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu örgütün faaliyetlerine karşı uyanık olmak ve bu örgütün üyelerinin topluma kazandırılması için çalışmalar yapmak önemlidir.
Ayette, Allah’ın (c.c.) ilminin, insan gözünün gördüğü en büyük varlıklardan düşen bir yaprağa, yerin karanlıklarındaki bir bitki tanesine kadar her şeyi kuşattığı bildirilir. Her şey onun yasası, bilgisi içinde gerçekleşmektedir. Bu aynı zamanda bütün varlıkların en yüce, en ince bir bilgi ve kudretle belli bir düzen içinde yaratıldığını da gösterir.
Ayette, Allah’ın (c.c.) ilminin, insan zihninin kuşatamayacağı derecede sınırsız olduğu bildirilir. Yazılı olan ve olmayanıyla birlikte gördüğümüz ve göremediğimiz bütün yaratılmışlar, Allah’ın (c.c.) ayetleridir. İnsan ancak Allah’ın (c.c.) ayetlerinden sadece kendisine vahiyle bildirilenleri ve görebildiklerini bilmektedir. Bu ise aslında ne kadar küçük bir kısmını bildiğimizi gösterir.
Onun için ayette Allah’ın (c.c.) bizim göremediğimiz ve bilemediğimiz muhteşem ayetleri olduğu haber verilir. Bunların hepsini bilme iddiasının da insan için ne kadar yersiz olduğu “yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de arkasından yedi deniz katılarak (mürekkep olsa) yine Allah’ın sözleri (yazmakla) tükenmez.” şeklinde bir benzetmeyle vurgulanır.
Allah’ın (c.c.) ilmi, sonsuz ve sınırsızdır. İnsanlar, Allah’ın (c.c.) ilminin ancak çok küçük bir kısmını bilebilirler. İslam dini, insanlara Allah’ın (c.c.) ilmine güvenmeleri ve O'na tevekkül etmeleri gerektiğini öğretir.
Yararlı Kaynaklar En'am Suresi 59. Ayet