slam dininin temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, Allah'ın (c.c.) indirdiği kutsal kitaptır. Kur'an-ı Kerim'i okumak, anlamak ve yaşamak, her Müslümanın görevidir
Allah (c.c.), yeryüzünde bir halife yaratmayı kararlaştırdı. Meleklerden, Âdem’e secde etmelerini istedi. Ancak iblis, kibirlenerek secde etmedi. Bunun üzerine Allah (c.c.), onu cennetten kovdu.
Allah (c.c.), Âdem’e Havva’yı eş olarak verdi. Onlar cennette mutlu bir hayat yaşadılar. Ancak şeytan, onları kandırarak yasak meyveden yemelerine sebep oldu.
Âdem ve Havva, yaptıkları hatadan dolayı pişman oldular ve Allah’tan (c.c.) af dilediler. Allah (c.c.), onların tevbesini kabul etti. Ancak onları cennetten çıkarıp dünyaya gönderdi.
Hz. Âdem ve Havva’nın yaratılışı ve dünyaya inişleri, bize şu mesajları vermektedir:
* Allah (c.c.), insanları yeryüzünde halife olarak yaratmıştır.
* Şeytan, insanları Allah’tan (c.c.) uzaklaştırmak için elinden geleni yapar.
* Hata yaptığımızda Allah’tan (c.c.) af dilemeliyiz.
* Allah (c.c.), tevbeleri kabul edendir.
Ek Bilgiler
* Hz. Âdem ve Havva’nın yaratılışı, Kur’an-ı Kerim’de Bakara, A’raf, Tâhâ ve Hicr surelerinde anlatılmıştır.* Bu olay, ilk insan ve ilk günah olarak kabul edilir.
* Hz. Âdem ve Havva’nın dünyaya inişi, insanların yaratılış sürecinin bir sonraki aşamasıdır.
Hz. Nuh'un Hayatı ve Mücadelesi
Hz. Nuh, Allah'ın (c.c.) insanlara gönderdiği ilk peygamberlerden biridir. Kendisine inanmayan kavmi tarafından zulme uğramış, ancak Allah'ın (c.c.) yardımıyla bu zulümden kurtulmuştur. Hz. Nuh'un Çağrısı Hz. Nuh, kavmini Allah'a (c.c.) kul olmaya davet etti. Ancak kavmi, putlara tapmaya devam etti. Hz. Nuh, kavmini uyardı ve Allah'ın (c.c.) azabından korkmalarını söyledi. Hz. Nuh'un Kavminin Tepkisi Hz. Nuh'un kavmi, onun çağrısını kabul etmedi. Hatta ona karşı çıktılar ve onu yalanladılar. Hz. Nuh'a inananlar ise zulme uğradılar.
Hz. Nuh'un Duası
Hz. Nuh, kavminin imana gelmemesi üzerine Allah'a (c.c.) dua etti. Allah'tan (c.c.) kavmine azap göndermesini istedi. Nuh Tufanı Allah (c.c.), Hz. Nuh'un duasını kabul etti. Kavmine azap gönderdi. Nuh Tufanı ile birlikte Hz. Nuh'un kavmi yok oldu. Hz. Nuh ve İnananlar Kurtuldu Nuh Tufanı'ndan sadece Hz. Nuh ve ona inananlar kurtuldu. Allah (c.c.), Hz. Nuh ve inananları gemide korudu.
Hz. Nuh, Allah'ın (c.c.) çağrısına uyan ve kavmini doğru yola davet eden bir peygamberdir. O, kavminin imana gelmemesi üzerine Allah'a (c.c.) dua etmiş ve Allah (c.c.) da onun duasını kabul etmiştir.
Hz. Hud ve Âd Kavmi Kıssası
Hz. Hud, Allah tarafından Âd kavmine gönderilen bir peygamberdir. Âd kavmi, Yemen ve Umman arasında bulunan Ahkâf bölgesinde yaşayan güçlü bir kavmiydi. Ancak bu kavmin büyük bir kısmı Allah'ı inkâr ediyor, putlara tapıyordu.
Âd Kavminin Özellikleri
* Âd kavmi, Allah'ı inkâr eden, putlara tapan bir kavmetti.
* Çok güçlü ve kuvvetliydiler.
* Yüksek binalar, gösterişli saraylar yapıyorlardı.
* Mal mülk ve nimetlerin içerisinde sefa sürüyorlardı.
* Zorba ve kaba insanlardı.
Hz. Hud, kavmini Allah'a inanmaya ve ona kulluk etmeye davet etti. Ancak kavmi, onu yalanladı ve alay etti. Hz. Hud, kavmine Allah'ın nimetlerini hatırlattı ve onlara doğru yolu göstermeye çalıştı. Ancak kavmi, bu uyarıları dinlemedi.
Âd kavmi, Hz. Hud'un uyarılarını dinlemedi ve inkâr etmeye devam etti. Bunun üzerine Allah, onları şiddetli bir kasırga ile helak etti.
Ek Bilgi:
* Hz. Hud'un kavmi, tufanla helak edilen Nuh kavminin torunlarıydı.
* Hz. Hud'un mucizeleri arasında rüzgarların yönünü değiştirmesi ve yüzünü ibrişim haline getirmesi sayılabilir.
* Hz. Hud, Allah'ın merhametinin bir gereği olarak gönderilen bir peygamberdir.
Hz. Hud'un (a.s.) kavmi olan Âd kavmi, büyük bir zenginliğe ve güce sahipti. Ancak bu nimetleri Allah'a (c.c.) şükretmek yerine, putlara taparak nankörlük ettiler.
Hz. Hud (a.s.), kavmini Allah'a (c.c.) davet etti ve putlardan dönmelerini istedi. Ancak kavmi onu yalanladı ve tehdit etti.
Allah (c.c.), Âd kavmini kasıp kavuran bir rüzgârla cezalandırdı. Rüzgâr yedi gece, sekiz gün boyunca devam etti ve kavimden geriye hiçbir iz kalmadı.
Özellik | Âd Kavmi | Hz. Hud ve İnananlar |
---|---|---|
İnanç | Putlara taptılar. | Allah'a (c.c.) iman ettiler. |
Son | Helak edildiler. | Kurtarıldılar. |
Hz. Hud (a.s.) ve ona inananlar, Allah'ın (c.c.) rahmetiyle kurtuldular.
Âd kavminin helak oluşu, Allah'ın (c.c.) gazabını ve inkarın ne kadar tehlikeli bir şey olduğunu gösteren önemli bir olaydır.
Bu olaydan ders alarak, Allah'a (c.c.) karşı gelmekten ve inkardan kaçınmalıyız.
Hz. Salih, Semûd kavmine gönderilen bir peygamberdir. Semûd kavmi, maddi açıdan çok zengin bir kavmetti. Ancak inanç ve ahlak bakımından çok zayıftılar. Putperestlik yapıyorlar, zulüm ve haksızlık yapıyorlardı.
Hz. Salih, kavmini Allah'a (c.c.) kulluğa davet etti. Ancak kavmi, Hz. Salih'i dinlemedi. Onu büyülenmiş bir insan olarak suçladılar.
Hz. Salih'i dinlemeyen kavmi, ondan mucize göstermesini istedi. Hz. Salih, Allah'ın (c.c.) izniyle bir deve gönderdi. Bu deve, her sabah sütünden herkese yetecek kadar süt veriyordu.
Özellik | Deve |
---|---|
Rengi | Beyaz |
Boyu | Yüksekliği 10 metre, uzunluğu 20 metre |
Sütü | Her sabah herkese yetecek kadar süt verir |
Kavmi, bu mucizeyi görünce yine inanmadı. Hz. Salih'i ve ona inananları tehdit ettiler.
Hz. Salih'in kıssası, bize şu mesajları verir:
> * Peygamberler, insanları Allah'a (c.c.) kulluğa davet eder.
> * İnkârcılar, peygamberlere ve onların çağrılarına karşı çıkar.
> * Allah (c.c.), inananları korur ve onlara yardım eder.
Hz. Lokman, Kur'an'da adı geçen ve Allah'tan (c.c.) hikmet verilen bir peygamberdir. Hikmet, doğru bilgi, anlayış ve doğru davranışı ifade eder. Hz. Lokman, oğluna verdiği öğütlerde, onun doğru bilgeliğe sahip olmasını ve bu bilgeliği yaşamıyla yansıtmasını istemiştir.
Allah'a (c.c.) İman ve İbadet
* Allah'a (c.c.) ortak koşma
* Namaz kılma
* İyiliği tavsiye etme
* Kötülükten sakındırma
* Sabır
Hz. Lokman oğluna şöyle öğüt vermiştir:
> "Ey oğulcuğum! Allah'a ortak koşma. Şüphesiz şirk büyük bir zulümdür." (Lokman suresi, 13. ayet) >
> "Ey oğulcuğum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret, kötülükten sakındır. Başına gelene sabret. Şüphesiz bunlar azmedilmeye değer işlerdir." (Lokman suresi, 17. ayet) Hz. Lokman, oğlunun Allah'a (c.c.) iman etmesini ve yalnız O'na ibadet etmesini istemiştir. Bunun için de ona, Allah'a (c.c.) ortak koşmanın büyük bir zulüm olduğunu hatırlatmıştır. Ayrıca oğlunu namaz kılma, iyiliği tavsiye etme, kötülükten sakındırma ve sabırlı olma gibi ahlaki değerlere sahip olmaya yönlendirmiştir.
İnsanlara Karşı Davranış
* Anne ve babaya saygı
* İhtiyaç sahiplerine yardım
* Görgü kurallarına uyma
Hz. Lokman oğluna şöyle öğüt vermiştir:
> "Ey oğulcuğum! Annene ve babana iyi davran. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına ulaşırsa, onlara 'öf' bile deme, onları azarlama. Onlarla tatlı ve yumuşak bir şekilde konuş. Merhametinden dolayı onlara kanat ger ve 'Rabbim! Onları nasıl küçükken terbiye ettiysem, şimdi de sen onlara acı!' de." (Lokman suresi, 14-15. ayet) >
> "Ey oğulcuğum! Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen ne yeri yaradabilirsin, ne de dağlara ulaşabilirsin. Allah kibirlenen ve övünenleri sevmez." (Lokman suresi, 18. ayet) >
> "Ey oğulcuğum! Sözünü dinle, alçak gönüllü ol. Çünkü kibirlenenler (kibirlendikleri için) asla kurtuluşa eremezler." (Lokman suresi, 19. ayet) Hz. Lokman, oğlunun anne ve babasına saygılı olmasını ve onlara iyi davranmasını istemiştir. Bunun için de ona, anne ve babasının ihtiyarlık çağında onlara karşı sabırlı ve anlayışlı olmasını öğütlemiştir. Ayrıca oğlunu ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye ve görgü kurallarına uymaya yönlendirmiştir.
Hz. Lokman'ın oğluna verdiği öğütler, her insan için geçerli olan önemli ahlaki ilkeleri içermektedir. Bu öğütler, doğru bilgeliğe sahip olmak ve bu bilgeliği yaşamla yansıtmak isteyen herkes için yol göstericidir.
Hz. Lokman'ın oğluna verdiği öğütler, Kur'an'ın ahlaki değerlerini yansıtmaktadır. Bu öğütler, insanların doğru bir hayat sürmeleri için gerekli olan temel ilkeleri içermektedir.
Kur’an-ı Kerim’i Tanıyalım
Kur’an-ı Kerim, Allah’ın (c.c.) indirdiği, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) Cebrail (a.s.) aracılığıyla ulaştırdığı kutsal kitaptır. Kur’an-ı Kerim, İslam dininin en temel kaynağıdır.
Kur’an-ı Kerim’in Özellikleri
* Kur’an-ı Kerim, Allah’ın (c.c.) kelamı, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sözleri değildir.
* Kur’an-ı Kerim, vahiy yoluyla indirilmiştir.
* Kur’an-ı Kerim, Arapça olarak indirilmiştir.
* Kur’an-ı Kerim, 30 cüz ve 114 sureden oluşmaktadır.
* Kur’an-ı Kerim, Allah’ın (c.c.) emir ve yasaklarını, ahlaki değerleri, hikmetli öğütleri ve kıssalarını içermektedir.
Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamak ve yaşamak, her Müslümanın görevidir. Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve anlamanın birçok faydası vardır. Kur’an-ı Kerim’i okuyan kişi, Allah’ı (c.c.) tanır, ona olan sevgisi artar. Kur’an-ı Kerim’de bildirilen ahlaki değerlere uygun bir hayat yaşamaya çalışır. Kur’an-ı Kerim’deki hikmetli öğütlerden yararlanarak, hayatına yön verir.
Kur’an-ı Kerim, Müslümanlar için çok değerli bir kitaptır. Kur’an-ı Kerim’i okumak, anlamak ve yaşamak, her Müslümanın görevidir.
Ek:
* Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve anlamanın faydaları ile ilgili örnekler verilebilir.
* Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve anlamanın yolları ile ilgili bilgiler verilebilir.
* Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve anlamanın önemi ile ilgili vurgu yapılabilir.
Şükür, Rahmet ve İhlas
Şükür, nimetlerin değerini bilmek ve karşılığında Allah'a (c.c.) teşekkür etmektir. Şükür, hem maddi hem de manevi nimetler için yapılır. Maddi nimetler arasında sağlık, sıhhat, aile, ev, araba, para gibi şeyler sayılabilir. Manevi nimetler arasında iman, ibadet, sevgi, saygı, adalet gibi şeyler sayılabilir. Şükür, Allah'ın (c.c.) rızasını kazanmaya, nimetlerin artmasına ve huzurlu bir hayata kavuşmaya vesile olur.
Rahmet, acımak, esirgemek, korumak, affetmek, bağışlamak, nimet vermek gibi anlamlara gelir. Rahmet; hayır, iyilik, ihsan, nimet ve kalp yumuşaklığı demektir. İslam rahmet dinidir. Allah (c.c.), Kur'an'da rahmetinin sonsuz olduğunu bildirir. Rahmet, Allah'ın (c.c.) kullarına olan sevgisinin bir ifadesidir. Biz de Allah'ın (c.c.) rahmetine mazhar olmak için birbirimize karşı merhametli olmalıyız.
İhlas, iyiliği Allah'a (c.c.) adayıp O'na özgü kılmaktır. Kulun bütün hareket ve davranışlarının Allah Teâlâ'nın rızası için olmasıdır. İman, ibadet, ahlak, iyi davranış ve dua gibi her türlü dinî görevi halkın övgü ve beğenisini, yerme ve kınamasını düşünmeksizin sırf Allah (c.c.) için samimi bir niyetle yapmaktır. İhlas, kalbin bir eylemidir ve Allah da (c.c.) kişiye niyetine, kalbinin eğilimine göre değer verir. İhlaslı olmak için, yaptığımız her şeyi sadece Allah'ın (c.c.) rızasını kazanmak amacıyla yapmalıyız. Başkalarının övgü veya kınamasından uzak durmalıyız.
Şükür, rahmet ve ihlas, İslam dininin temel değerleridir. Bu kavramları hayatımızda uygulayarak Allah'a (c.c.) daha yakınlaşabilir, mutlu ve huzurlu bir hayat yaşayabiliriz.
* Manevi nimetler: İman, ibadet, sevgi, saygı, adalet
* Küçüklere sevgi, büyüklere saygı göstermek
* Hayvanlara eziyet etmemek
* İyilikleri sadece Allah'ın (c.c.) için yapmak
* Başkalarının övgü veya kınamasından uzak durma