Lise Seçmeli İslam Kültür ve Medeniyeti 1.Dönem Sonu Sınav - Klasik

Kültür, bir toplumun kendi içinde yaşadığı ve paylaştığı müşterek değerlerdir. Medeniyet ise milletlerarası seviyeye yükselmiş bir kültürün veya birbirine yakın kültürlerin oluşturduğu anlayış, tutum, bilgi, teknoloji, sosyal faaliyetler ile müesseselerin bütünüdür.

Gelişmiş toplumlar, ekonomik olarak gelişmiş, sosyal açıdan refah içinde olan ve kültürel olarak ileri seviyede olan toplumlardır. Az gelişmiş toplumlar ise ekonomik olarak geri kalmış, sosyal açıdan dezavantajlı olan ve kültürel olarak gelişmemiş toplumlardır. Gelişmekte olan toplumlar ise gelişmiş ve az gelişmiş toplumlar arasında yer alan, ekonomik, sosyal ve kültürel gelişim sürecinde olan toplumlardır.

Tevhid, İslam kültür ve medeniyetine aşağıdaki özellikleri kazandırmıştır: * Bütüncül bir evren anlayışı * Adalet ve hakkaniyete dayalı bir toplum düzeni * İnsana değer veren bir insan anlayışı * Düşünce ve ifade özgürlüğü * Bilim ve sanata önem veren bir kültürel yapı

İslam medeniyeti, eklektik, taklitçi ya da öykünmeci tutum içinde olmamıştır. Kendi özgün kimliğini korumak için aldıklarını kendi değerleriyle uyumlu hale getirmiştir.

İslam toplumu, kardeşlik idealiyle, toplumda huzur ve güven ortamının oluşmasını sağlar. Bu ideal, toplumun daha iyi bir yer haline gelmesine katkı sağlar.

Kur’an’da “Sizden iyilikle emreden, kötülükten sakındıran bir topluluk bulunsun” (Âl-i İmran suresi, 114. ayet) emri ile bu ilke vurgulanmıştır. İslam devleti, bu ilkeyi gerçekleştirmek için Hisbe teşkilatı kurmuştur. Dinî gayreti ve bilgisi yüksek kimseler de vaaz, irşad ve nasihatlerle iyiliğin gelişip yayılması, kötülüğün zararlarından korunulması yolunda çaba harcamıştır.

İslam’a göre, ekonomik faaliyetler sadece maddi ihtiyaçları karşılamak için değil, aynı zamanda toplumsal adaleti ve refahı sağlamak için de yapılmalıdır. Bu nedenle, İslam ekonomik sisteminde, gelir dağılımının adil olması, yoksulluğun azaltılması, üretim ve tüketimin dengeli bir şekilde yapılması gibi hedefler ön plana çıkar.

Bu ilkeler, İslam’ın ekonomik anlayışını şekillendirir ve toplumda adil ve refah bir ekonomik düzenin kurulmasına katkı sağlar.

İslam medeniyeti, diğer medeniyetlerle etkileşimi sayesinde, Yunan, Roma, Hint, İran ve Çin gibi medeniyetlerin bilgi birikimini kendi bilgi birikimine katmıştır. Bu bilgi birikimi, İslam medeniyetinin ilmî faaliyetlerinde önemli bir rol oynamıştır. Örneğin, İslam astronomları, Yunan astronomlarının çalışmalarını temel alarak yeni astronomik bilgiler geliştirmişlerdir. İslam medeniyeti, kendi bilgi birikimini de diğer medeniyetlere aktarmıştır. Bu aktarımlar, İslam medeniyetinin ilmî faaliyetlerinin diğer medeniyetler üzerinde etkili olmasını sağlamıştır. Örneğin, Avrupalılar, İslam medeniyetinden aldıkları matematik, astronomi ve tıp bilgilerini kullanarak Rönesans ve Reform hareketlerini gerçekleştirmişlerdir. İslam medeniyeti, evrensellik özelliği sayesinde ilmî faaliyetlerinde ön yargısız bir bakış açısı kazanmıştır. Bu bakış açısı, İslam âlimlerin farklı kültürlerden gelen bilgi birikimini objektif bir şekilde değerlendirmelerine olanak sağlamıştır. Örneğin, İslam filozofları, Yunan filozoflarının düşüncelerini eleştirel bir şekilde inceleyerek yeni felsefi düşünceler geliştirmişlerdir.

İslam dininin bilgi ve öğrenmeye verdiği önem, Müslümanların ilim konusundaki gayretlerini artırmıştır. Kur'an'da ve hadislerde bilginin önemi vurgulanmaktadır. Örneğin, Kur'an'da "De ki: Rabbim, ilmimi artır." (Taha suresi, 114. ayet) ayeti, bilginin önemini vurgulamaktadır. İslam medeniyetinin hoşgörü anlayışı, Müslümanların diğer medeniyetlerden bilgi ve birikim almasına olanak sağlamıştır. İslam medeniyeti, farklı kültür ve medeniyetlere hoşgörü ile yaklaşmıştır. Bu durum, Müslümanların diğer medeniyetlerden çeviriler yapmasına, eserler almasına ve bilim adamlarını davet etmesine olanak sağlamıştır. İslam medeniyetinin eğitim ve öğretime verdiği önem, Müslümanların ilim konusundaki bilgi ve becerisini artırmıştır. İslam medeniyetinde mescitler, kütüphaneler, medreseler ve üniversiteler gibi eğitim kurumları kurulmuştur. Bu kurumlarda, Müslümanlara ilim ve eğitim verilmektedir.

1. İslam medeniyeti, İslam dininin temelleri üzerine inşa edilmiştir. İslam dini ise, insan-Allah (c.c.) ilişkisine büyük önem verir. Bu nedenle, İslam medeniyeti de insan-Allah (c.c.) ilişkisinin temelleri üzerine inşa edilmiştir. 2. İslam'a göre, insan, Allah'ın (c.c.) yarattığı en değerli varlıktır. Çünkü insan, Allah'ın (c.c.) iradesiyle yaratılmıştır ve ona kıyasla diğer varlıklara üstünlük verilmiştir. 3. İslam'a göre, insan, hem dünya hayatı hem de ahiret hayatı için yaratılmıştır. Ancak, ahiret hayatı, dünya hayatından daha önemlidir. Bu nedenle, İslam medeniyetinde insan, ahiret hayatını kazanmaya çalışır. 4. İslam'a göre, insan, Allah'ın (c.c.) emir ve yasaklarına uymakla sorumludur. Çünkü bu emir ve yasaklar, insanın huzurlu ve mutlu bir hayat sürmesi için gereklidir. 5. İslam'a göre, insan, Allah'ın (c.c.) rızasını kazanmaya çalışır. Çünkü Allah'ın (c.c.) rızası, insanın dünyada ve ahirette mutlu olmasını sağlayan en önemli faktördür.

İslam dini, insanın Allah'ın (c.c.) kulu olduğunu, özgür bir varlık olduğunu, sorumlu bir varlık olduğunu, yaratıcısına karşı sorumluluklarını yerine getirmesini, yaratılış amacına uygun bir şekilde yaşaması gerektiğini kabul eder.