8.Sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1.Dönem 2.Sınav 2021 (Test)

Doğru cevap C) ihram-şavt-vakfe-sa’y olmalıdır. Sorunun cevap anahtarı şu şekildedir: I - ihram: Hacıların giydikleri özel elbise olan "ihram"ı ifade eder. II - şavt: Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelmeyi ifade eder. III - vakfe: Arafat'ta hacıların belirli bir süre boyunca durup dua ettiği ve ibadet ettiği bir durumu ifade eder. IV - sa’y: Safa ve Merve tepeleri arasında gidip gelmeyi ifade eder.

Bu atasözü, yardımın sadece ihtiyaç sahibine yapıldığında gerçek değerine ulaşabileceğini ve yardımın gösterişten uzak, gizli bir şekilde yapılması gerektiğini vurgular. Dolayısıyla doğru cevap, bu felsefeyi ifade eden D seçeneğidir.

Verilen ayet-i kerime, zenginlerin mallarında muhtaç ve yoksullar için bir hak olduğunu belirtir. Bu, İslam'da zekat ve sadaka vermeyi vurgular. Zekat ve sadaka, İslam ibadetleri arasında yer alır ve zenginlerin malından muhtaç olanlara yardım etmeyi amaçlar. Bu nedenle bu ayet, zekat ve sadaka verme ibadeti ile doğrudan ilişkilidir.

Paragrafta, paylaşma ve yardımlaşmanın zenginler ve fakirler arasındaki sevgi ve dostluk bağlarını güçlendirdiği, huzur ve güven ortamını geliştirdiği ifade ediliyor. Bu, toplumsal dayanışma kavramına katkıda bulunur. Toplum içindeki bireyler arasındaki yardımlaşma ve paylaşma, toplumsal dayanışmayı artırır ve birlikte daha iyi bir yaşam sürdürmeye yardımcı olur.

Kader, bir kişinin yaşadığı olayların önceden belirlendiğine inançla ilgilidir. Ancak kişinin alkol alarak araç sürmesi, kazaya neden olma olasılığını artırır. Dolayısıyla Tunç Bey'in alkol almasaydı kaza yapma olasılığı daha düşük olurdu. Bu nedenle Tunç Bey'in alkol alması, kaza yapma olasılığını artırdı, ancak alkol almasaydı kaza yapmayabilirdi. Bu seçenek, kaderi ve kişisel sorumluluğu dengelemektedir.

Bu ifadede vurgulanan neden, insanın diğer canlılardan ayıran temel özelliklerden biri olan "akıl ve irade sahibi" olmasıdır. İnsan, diğer canlıların aksine düşünme yetisine ve iradesine sahiptir. Bu nedenle, insanın davranışlarından sorumlu tutulması, bu akıl ve irade sahibi olma yetisiyle ilişkilendirilir. İnsanlar, bilinçli olarak tercihler yapabilir ve davranışlarını yönlendirebilirler.

Verilen Hadis-i Şerif, müminler arasındaki dayanışma, yardımlaşma ve duygusal bağın vurgulandığı bir ifadedir. Hadis, müminler arasındaki birlik ve beraberliği öne çıkarırken, bir müminin sıkıntı içinde olduğunda diğer müminlerin onun sıkıntısını paylaştığını ve yardım ettiğini belirtir. Bu nedenle hadiste temel vurgu, insanlar arasındaki yardımlaşma, dayanışma ve duygusal bağdır.

Verilen ayet-i kerimelerde ortak olarak vurgulanan temel kavram "tevekkül" yani Allah'a güven ve dayanma kavramıdır. Her üç ayette de müminlere Allah'a güvenmeleri ve dayanmaları öğütlenir. Tevekkül, İslam inancına göre insanların yaşamlarında Allah'a olan güvenlerini ifade eder ve sıkıntı, zorluk veya belirsizlik anlarında Allah'a yönelmek, O'na güvenmek ve yardımını beklemek anlamına gelir.

Verilen metinde, bir tohumun uygun koşullarda büyüyüp gelişerek ağaç olması, zamanla yaşlanıp kuruyarak toprak olması anlatılıyor. Bu metinde vurgulanan ilişki, bir şeyin doğuşu, gelişimi ve sonunda sona ermesi olan "ömür ve ecel" kavramları arasındaki ilişkiyi yansıtıyor.

Verilen metinde bahsedilen olaylar ve özellikler, canlı organizmaların biyolojik özellikleri ve davranışlarıyla ilgilidir. Örneğin, balıkların solunum yapabilmesi için solungaca ihtiyaç duymaları, kuşların uçabilmesi için kanatları olması, farklı hayvan türlerinin beslenme alışkanlıkları ve çene yapıları, deve gibi hayvanların sıcak iklimde susuz yaşama yetenekleri ve kış uykusuna yatan hayvanlar gibi biyolojik süreçler bu metinde vurgulanmıştır. Dolayısıyla, bahsedilen evrensel yasa biyolojik yasalardır.

Ayete'l-Kürsi, Bakara suresinin 285. ayetidir. Bu nedenle doğru cevap D) Bakara olmalıdır.

Allah insanı çeşitli özellikleri ve potansiyeli ile yaratmıştır. Ancak insanı hesaba çekme sebebi genellikle onun ibadetleri ve ahlaki davranışlarıdır. İslam inancına göre insanın dünya hayatındaki davranışları, ibadetleri ve Allah'a olan bağlılığı ahirette hesaba çekilir. İbadetler, insanın Allah'a olan saygısını ve bağlılığını gösterir. Bu nedenle insanların Allah'a ibadet etmeleri ve ahlaki davranışlarda bulunmaları, hesap gününde önemli bir rol oynar.

Verilen ifadede, insanın başarıya ulaşmak için çaba sarf etmesi ve doğru yöntemleri uygulaması anlatılıyor. Ancak işin sonucunu Allah'a bırakıp O'na güvenme durumu da vurgulanıyor. Bu kavrama İslam kültüründe "tevekkül" denir. Tevekkül, insanın çaba harcadıktan sonra sonucun Allah'a ait olduğuna inanarak rızayla kabul etmesi ve O'na güvenmesi anlamına gelir.

Verilen ayette denizde yüzen gemilerin varlığından bahsedilmektedir. Bu ifade, fiziksel yasalara, özellikle de denizlerde yüzen nesnelerin hareketi ve denge konularına işaret eder. Gemilerin denizde yüzebilmesi, fiziksel yasalara uygun olarak suyun taşıma kuvveti, denge ve hareket yasalarına bağlıdır.

Doğru cevap D) Ablasına'dır. Zekât verilecek kişi, zekâtını anne, baba, çocuk, torun, büyük anne, büyük baba, kardeşler, teyze, hala ve dayılara veremez. Ancak ablasına zekât verilebilir. Bu nedenle ablasına zekât veremez.

Hacca gitmeye engel durumlar arasında, yol güvenliğinin olmaması, maddi olarak ailesini zor durumda bırakacak olmak ve orada bulaşıcı hastalık bulunması gibi somut sebepler bulunurken, kişinin evli olması bir engel teşkil etmez. Evlilik, bir kişinin hacca gitmesine engel bir durum değildir ve hacca gitmek isteyen evli kişiler de gidebilirler. Bu nedenle, verilen seçenekler arasında "Hacca gidecek kişinin evli olmaz" ifadesi dışındaki seçenekler engel olarak kabul edilebilir.

Sorunun cevabı aslında "C) Arafatta vakfe haccın farzıdır." seçeneğidir. Arafat'ta vakfe, hacın farzlarından biri değil, sünnetlerinden biridir. Arafat'ta vakfe yapma gerekliliği sünnet bir ibadettir. Dolayısıyla, yanlış olan seçenek C)dir.

Doğru seçenek C) Men zellezi yeşfeu indehu illa bi iznih olmalıdır. Verilen metin, Ayetel Kürsi'nin başlangıcını içerir ve tamamlanması gereken bölüm "Men zellezi yeşfeu indehu illa bi iznih" şeklinde devam eder.

Sadaka-i cariye, kişinin ölümünden sonra bile devam eden ve sürekli hayır işlerine katkıda bulunmasını sağlayan sadakalardır. Okul, cami, yol, hastane gibi hayır kurumlarının yapılmasına katkıda bulunmak, toplumun genel yararına olan bu işlere destek vermek, Sadaka-i cariye kapsamına girer.

Verilen kelimeler "…yalemü ma beyne eydihim vema halfehüm…" şeklindeki ifadeyi içerir. Bu ifade Ayetel Kürsi'nin bir bölümüdür ve Ayetel Kürsi Bakara Suresi'nin 255. ayetinde bulunur.

Cevap Anahtarı: A) Tavaf etme Hac, İslam'ın beş şartından biri olan ibadetlerden biridir ve bazı farzları bulunur. Haccın farzları arasında tavaf etmek, vakfe yapmak, Şeytan taşlamak ve ihrama girmek bulunurken, tavaf etmek bu farzlardan biri değildir. Tavaf, hacıların Kabe'nin etrafında yedi kez dönmesi olarak yapılır, ancak farzlar arasında değildir.

Verilen ayet metniyle ilgili olarak doğru cevap D) Hacca gitmenin farz bir ibadet olduğu seçeneğidir. Bu ayet, hac ibadetinin farz olduğunu ifade ediyor. Dolayısıyla, doğru cevap D) olmalıdır.

Zekât, belirli kriterlere uyan varlıklardan verilir. Toprak ürünleri, ticari mallar, küçük ve büyük baş hayvanlar gibi varlıklardan zekât verilir. Ancak evde kullanılan eşyalar zekâtın verilmesi gereken varlıklar arasında değildir. Zekât, genellikle kişinin tasarrufunda olmayan, artan veya ticaret amacıyla bulunan maddi değeri olan varlıklardan alınır.

Doğru cevap D) Vakfe – Tavaf – Şavt'tır. Bu terimlerin sırasıyla açıklamaları şu şekildedir: Vakfe: Hacıların Arafat'ta özel bir yerde toplanarak Allah'ın huzuruna çıkması anlamına gelir. Tavaf: Hacıların Kabe'nin etrafında yedi defa dönmesi anlamına gelir. Şavt: Safa ile Merve tepeleri arasında gidip gelmeye denir.

Hac ve Umre ibadetleriyle ilgili doğru bilgiler sunulmuş olan diğer seçeneklerin aksine, D seçeneği yanlıştır. Hac sırasında Müslümanlar Arafat'ta vakfe yaparlar, ancak Umre sırasında Müslümanlar Müzdelife'de vakfe yaparlar. Bu nedenle, D seçeneği yanlış bilgi içerir.

Hac ibadeti, Müslüman olan her bireye farzdır, ancak bu ibadeti yerine getirebilmek için kişinin özgür, akıllı ve maddi olarak buna muktedir olması gerekir. Yani, Müslüman bir ülkede yaşamak Hac ibadetinin farz olması için gerekli bir şart değildir. Müslüman olan bir kişi, hangi ülkede yaşarsa yaşasın, Hac ibadetini yerine getirebilir.

Verilen metinde İslam dininin yardımlaşma ve paylaşma konusundaki önemi vurgulanıyor ve buna dayalı olarak hayır kurumlarından bahsediliyor. Aşevi, Kızılay ve Huzurevi gibi kurumlar toplumda ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi amaçlayan kurumlardır. Ancak Tema Vakfı, doğal kaynakları korumayı hedefleyen bir çevre vakfıdır ve yardımlaşma kurumu olarak değil, çevre bilincini artırmayı amaçlayan bir kurumdur.

Bir kimsenin zorunlu olmaksızın Allah'ın rızası için yaptığı her türlü yardım ve iyilik sadaka olarak adlandırılır. Zekat, fitre ve fidye ise farklı bağlam ve şartlarda yapılması gereken diğer dini yardım kavramlarıdır. Sadaka genellikle gönüllü olarak ve kişinin imkanlarına göre yapılan bir iyilik ve yardım türüdür.