Atomun yapısı, elementler, bileşikler, karışımlar ve geri dönüşüm. Fiziksel ayırma yöntemleri ve geri dönüşümün önemi. Evsel atıklar, nasıl ayrılır?
Atomlar, maddenin yapı taşlarıdır. Bir elementin tüm kimyasal özelliklerini taşıyan en küçük taneciğine o elementin atomu denir. Atomun içinde bulunan ve atomu oluşturan tanecikler proton, nötron ve elektrondur.
Atomun yapısındaki pozitif (+) yüklü taneciklerdir. Protonlar atomun çekirdeğinde bulunur ve p+ sembolü ile gösterilir. Her atomun proton sayısı farklıdır. Örneğin kalsiyum atomunun çekirdeğinde yirmi tane proton varken hidrojen atomunun çekirdeğinde bir tane proton vardır.
Atomun çekirdeğinde bulunan yüksüz taneciklerdir. Kütlesi protonun kütlesine hemen hemen eşittir. Nötron n0 sembolü ile gösterilir.
Çekirdeğin etrafında dolanan negatif (-) yüklü taneciklerdir. Elektronlar e¯ sembolü ile gösterilir. Kütlesi protondan yaklaşık iki bin kat küçüktür. Elektronların kütlesi proton ve nötronların kütlesinin yanında ihmal edilecek kadar küçük olduğu için atomun kütlesini çekirdek belirler. Elektronlar çekirdeğin etrafında dairesel olarak çok hızlı bir şekilde döner.
Atomlar hakkında ilk görüşler MÖ 400'lü yıllarda Yunanlı Filozof Democritus tarafından ortaya konmuştur. Democritus, maddenin taneciklerden oluştuğunu savunmuş ve bu taneciklere atom adını vermiştir. Daha sonraki yıllarda İngiliz bilim insanı John Dalton, atomun en küçük yapı taşı olduğunu ve bütün maddelerin farklı tür atomlardan oluştuğunu ileri sürmüştür. İngiliz Fizikçi John Joseph Thomson ise yaptığı deneyler sonucunda atomun pozitif yüklü bir küre olup negatif yüklü elektronların bu küre içerisine gömülmüş hâlde olduğunu ileri sürmüştür. Ernest Rutherford ise çekirdeği keşfederek atomun kütlesinin yaklaşık olarak çekirdeğin kütlesine eşit olduğunu, elektronların da çekirdek etrafındaki enerji katmanlarından yörüngelerde döndüğünü ileri sürmüştür. Niels Bohr ise elektronların hareketini inceleyerek Bohr Atom Modeli'ni ortaya koymuştur. Günümüzde ise Modern Atom Teorisi kabul edilmektedir. Bu teoriye göre elektronlar çok hızlı hareket ettiği için bunların belirli bir yörüngesi yoktur.
Atomlar, maddenin yapı taşlarıdır. Atomun içinde bulunan ve atomu oluşturan tanecikler proton, nötron ve elektrondur. Protonlar atomun çekirdeğinde bulunur ve pozitif yüklüdür. Nötronlar da atomun çekirdeğinde bulunur ve yüksüzdür. Elektronlar ise çekirdeğin etrafında dolanır ve negatif yüklüdür.
Saf maddeler, aynı cins atom veya moleküllerden oluşan maddelerdir. Elementler ve bileşikler saf maddelerdir.
Elementler, tek cins atomdan oluşan saf maddelerdir.
Bileşikler, en az iki farklı atomun birleşmesiyle oluşan saf maddelerdir.
Saf maddeler, aynı cins atomlardan veya moleküllerden oluşan maddelerdir. Elementler ve bileşikler saf maddelerdir.
Birden fazla maddenin kimyasal özellikleri değişmeyecek şekilde istenilen oranda bir araya getirilmesi ile oluşan madde topluluğuna karışım denir.
Karışımlar, görünümlerine göre homojen ve heterojen olmak üzere ikiye ayrılır.
Her yerinde aynı özelliği gösteren karışımlara homojen karışım denir. Bu karışımlara dışarıdan bakıldığında tek bir madde gibi görünür. Homojen karışımlar çözelti olarak da adlandırılır.
Deniz suyu, şekerli su, tuzlu su, parfüm, homojen karışımlara örnektir.
Her yerinde aynı özelliği göstermeyen karışımlara ise heterojen karışımlar denir. Süt, çorba, su-zeytinyağı, toprak gibi karışımlar heterojen karışımlardır.
Maddenin başka bir çözücü içinde gözle görülemeyecek kadar küçük taneciklere (atom, molekül gibi) ayrılmasına çözünme denir. Maddenin bir çözücü içinde çözünmesi ile oluşan homojen karışımlar çözeltilerdir.
Çözeltiler, çözücü ve çözünenden oluşur. Çözeltilerde genellikle miktarı fazla olan madde çözücüdür. Ancak su ile hazırlanan çözeltilerde su her zaman çözücü kabul edilir. Çözeltide genellikle miktarı az olan madde çözünendir.
Örneğin tuzlu su çözeltisinde su çözücü, tuz ise çözünendir.
Karışımlar, birden fazla maddenin kimyasal özellikleri değişmeyecek şekilde bir araya getirilmesiyle oluşan madde topluluklarıdır. Karışımlar, görünümlerine göre homojen ve heterojen olmak üzere ikiye ayrılır. Homojen karışımlar her yerinde aynı özelliği gösterir ve çözelti olarak da adlandırılır. Heterojen karışımlar ise her yerinde aynı özelliği göstermez.
Karışımlar fiziksel yöntemlerle oluşur ve basit fiziksel yöntemlerle kendini oluşturan maddelere ayrılabilir. Karışımlar ayrılırken karışımı oluşturan maddelerin türüne, fiziksel hâline ve karışımın çeşidine göre farklı yöntemler kullanılır.
Karışımlar, fiziksel yöntemlerle oluşur ve basit fiziksel yöntemlerle kendini oluşturan maddelere ayrılabilir. Karışımlar ayrılırken karışımı oluşturan maddelerin türüne, fiziksel hâline ve karışımın çeşidine göre farklı yöntemler kullanılır. Bu yöntemler arasında en çok kullanılanlar buharlaştırma, yoğunluk farkı ve damıtmadır.
Geri dönüşüm, kaynakların lüzumsuz kullanılmasını önlemek ve atıkların kaynağında ayrılarak atık miktarının azaltılmasıdır.
Evsel atıklar, günlük faaliyetler sonucunda ev, iş yeri ve fabrikalarda endüstrinin her alanından her gün binlerce ton atık açığa çıkarmaktadır.
Geri dönüşüm, atık haldeki maddenin geri dönüştürülmesi sürecinde ikincil bir ham madenin elde edilmesine verilen addır. Bu süreç, doğal kaynakların korunmasını, enerji tasarrufunu, atık miktarının azaltılmasını ve ülke ekonomisine katkıyı sağlar.
Geri dönüşüm, doğal kaynakların korunması, enerji tasarrufu, atık miktarının azaltılması ve ülke ekonomisine katkı sağlaması nedeniyle önemli bir süreçtir. Bu nedenle, herkesin geri dönüşüme katkıda bulunması gerekmektedir.
Geri dönüşüm, atıkların yeniden işlenerek tekrar kullanılabilir hale getirilmesi işlemidir. Geri dönüşüm, doğal kaynakların korunması, enerji tasarrufu sağlanması ve çevre kirliliğinin önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Ülkemizde geri dönüşüm uygulamaları henüz yeterli düzeyde değildir. Ancak, son yıllarda geri dönüşüm konusunda farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar kapsamında, geri dönüşüm kutuları yerleştirilmekte, geri dönüşüm kampanyaları düzenlenmekte ve geri dönüşüm eğitimleri verilmektedir.
Geri dönüşüm, çevre kirliliğinin önlenmesi ve doğal kaynakların korunması açısından büyük önem taşımaktadır. Geri dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılması için hükümetler, yerel yönetimler, işletmeler ve vatandaşlar iş birliği yapmalıdır.