Teleskoplardan yapay uydulara uzay teknolojilerini keşfedin.Türkiye'nin uzay teknolojisindeki ilerlemelerini öğrenin. Galaksileri, yıldızları ve evreni keşfedin
Uzay teknolojileri, uzayın keşfi ve araştırması için kullanılan teknolojilerin genel adıdır. Bu teknolojiler arasında teleskoplar, uzay araçları, yapay uydular ve roketler gibi birçok farklı araç ve cihaz yer almaktadır.
Uzay araştırmalarında teknolojinin kullanımı birçok alanda önemli gelişmelere yol açmıştır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Yapay uydular, Dünya'nın yörüngesinde dönen insan yapımı nesnelerdir. Bu uydular, birçok farklı amaçla kullanılırlar. Bunlardan bazıları şunlardır:
Uzay kirliliği, Dünya'nın yörüngesinde bulunan ve artık kullanılmayan insan yapımı nesnelerin oluşturduğu kirliliği ifade eder. Bu nesneler arasında işlevini yitirmiş uydular, roketlerin uzaya bırakılan üst kısımları ve yörüngede oluşan patlamaların artıkları yer almaktadır. Uzay kirliliği, uzay araştırmaları için ciddi bir sorun oluşturmaktadır.
Türkiye'de uzay teknolojileri alanında önemli çalışmalar yürütülmektedir. Bu çalışmalar arasında şunlar yer almaktadır:
Uzay teknolojileri, birçok alanda önemli gelişmelere yol açan ve gelecekte de büyük bir potansiyele sahip olan bir alandır. Türkiye, bu alanda önemli çalışmalar yürütmekte ve gelecekte de bu çalışmalarını sürdürerek uzay teknolojilerinde öncü ülkeler arasında yer almayı hedeflemektedir.
Gök bilimi, evrendeki nesneleri ve olayları inceleyen bilim dalıdır. Teleskoplar, gök cisimlerini daha büyük ve parlak görmemizi sağlar. Gök cisimlerinden gelen ışınların bir noktada odaklanıp gök cisimlerinin daha büyük ve parlak görünmesini sağlayan teleskoplar beş sınıfa ayrılır:
Yerleşim yerlerinin gelişigüzel aydınlatılması gökyüzü gözlemlerini olumsuz etkiler. Bugün birçok kentte geceleri gökyüzündeki yıldızlar gözlenememektedir. Işık kirliliği, ışık kaynaklarının gereğinden fazla ve yanlış biçimde kullanılmasından kaynaklanır. Gök bilimciler ışık kirliliğinden etkilenmemek için gökyüzü gözlemlerini kentlerden uzak bölgelerde gerçekleştirir.
Ülkemizin en büyük gözlemevi olan TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi de aynı nedenden dolayı Antalya’da Toros Dağları’nın zirvelerinden birinin üzerinde kurulmuştur. Gözlemevi kurulacak yerlerde bulunması gereken özellikler şunlardır:
Galileo’nun 1609 yılında basit teleskobu yapmasından sonra gök biliminde ve teleskop teknolojisinde büyük gelişmeler yaşandı. Isaac Newton teleskobunda ışığı toplamak için ayna kullandı. Newton’un bu tasarımı bugün dünyadaki tüm büyük optik teleskopların yolunu açtı. Uranüs’ü keşfetmiş olan William Herchel zamanın en büyük teleskobunu İngiltere’de inşa etti. Satürn’ün bir başka uydusu ve Uranüs’ün uyduları bu teleskop ile keşfedildi. 1990 yılında Dünya’nın yörüngesine yerleştirilen Hubble uzay teleskobuyla uzayın derinliklerindeki on binlerce galaksinin görüntüsü elde edilmektedir. Dünya ‘nın yüzeyindeki ve yörüngesindeki teleskoplarla başka yıldız sistemlerindeki gezegenler keşfedilmektedir.
Ali Kuşçu (1403-1474 ) 15. yüzyılda yaşamış önemli gök bilimci ve matematik bilginidir. Uluğ Bey’in Semerkant Gözlemevinin müdürlüğü görevine getirmiştir. Uluğ Bey’in ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmet’in teklifi üzerine İstanbul’a gelmiştir. Burada Fatih’in büyük ilgisini gören Ali Kuşçu, Ayasofya Medresesinde (bugünkü anlamıyla üniversite) dersler vermiş ve üniversitenin programını yeniden düzenlemiştir.
Bu etkinlikteki amaç, basit bir teleskobun nasıl yapılacağını öğrenmektir. Etkinlikte maket bıçağı öğretmen tarafından sınıfa getirilmeli ve mutlaka öğretmenin gözetiminde kullanılmalıdır!
Bu ünitede, gök bilimi, teleskoplar, ışık kirliliği, gözlemevleri ve Ali Kuşçu hakkında bilgi edindiniz. Ayrıca, basit bir teleskop yapmayı öğrendiniz.
Evren, gökyüzünde gördüğümüz yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleriyle dolu uçsuz bucaksız bir yerdir.
Yıldızlar, kendiliğinden ısı ve ışık yayan büyük gaz kütleleridir. Farklı renkte görünmeleri sıcaklık farklılıklarından kaynaklanır. En soğuk yıldızlar kırmızı, orta sıcaklıktaki yıldızlar sarı, en sıcak yıldızlarsa mavi renktedir. Güneş orta sıcaklıkta bir yıldız olduğundan sarı renktedir.
Eski çağlarda yaşayan insanlar yıldızlar hakkında fazla bilgi sahibi değildi. Ancak yıldızların farklı görünümlerinin gözlemlenmesinden çeşitli şekillerde yararlandılar. Örneğin denizciler yollarını yıldızların konumlarını kullanarak buluyordu. Çiftçiler bazı yıldızların doğuş zamanlarına bakarak ekinlerin ne zaman ekileceğine ve ne zaman hasat yapılacağına karar veriyordu.
Evren, birçok gizem barındıran sonsuz bir yerdir. Yıldızlar, gezegenler ve diğer gök cisimleri, evrenin sıradan parçalarıdır. İnsanlar, evreni daha iyi anlamak için sürekli olarak çalışmalar yapmaktadır.
Gaz ve toz bulutlarının, diğer gök cisimlerinin, milyarlarca yıldızın bir araya gelmesiyle oluşan sisteme galaksi (gök ada) denir. Güneş sistemi, Samanyolu Galaksisi’nde yer alır.
Şekil bakımından dört tür galaksi vardır:
Samanyolu Galaksisi dört belirgin sarmal kola sahiptir. Sarmal kollarda bol miktarda bulunan gaz ve toz bulutları, galaksinin merkezinin ve öteki kollarının tam olarak görünmesini engeller. Milyarlarca yıldız bulunan Samanyolu Galaksisi çubuklu sarmal yapıdadır. Dünya’nın da içinde bulunduğu Güneş sistemi, Samanyolu Galaksisi’nin Avcı (Orion) kolu üzerinde bulunur.
Galaksiler, uzayda bulunan milyarlarca yıldızın bir araya gelmesiyle oluşan sistemlerdir. Galaksiler, şekillerine göre farklı türlerde olabilir. Samanyolu Galaksisi, Dünya'nın da içinde bulunduğu ve dört belirgin sarmal kola sahip olan bir galaksidir.