7.Sınıf Fen Bilimleri 2.Dönem 2.Sınav

Cevap anahtarı: A) Elektriksel ayrıştırma B) Sıvı buharlaştırma C) Manyetik ayırma Farklı bileşenlere sahip bir karışımın ayrılması için kullanılabilecek yöntemler arasında elektriksel ayrıştırma, sıvı buharlaştırma ve manyetik ayırma gibi farklı yöntemler yer alır. Elektriksel ayrıştırma, karışımda bulunan bileşenlerin elektriksel özelliklerine bağlı olarak ayrılmasını sağlar. Sıvı buharlaştırma, karışımda bulunan bileşenlerin farklı buharlaşma noktalarına sahip olmalarından yararlanarak ayrılmasını sağlar. Manyetik ayırma ise, manyetik özelliklere sahip olan bileşenlerin manyetik bir alana maruz bırakılarak ayrılmasını sağlar. B

Cevap anahtarı "D) Tüm seçenekler"dir. Karışımların ayrılması, günlük hayatta yemek pişirme, bahçe işleri, ilaç yapımı gibi birçok alanda uygulanabilir. Örneğin yemek yaparken baharatları ayrıştırmak, bahçe işlerinde farklı tohumları ayırmak, ilaç yapımında aktif bileşenleri ayırmak gibi uygulamalar bu teknikleri kullanır.

Cevap anahtarı D'dir, çünkü çamur bir bileşik değil, farklı bileşiklerin ve elementlerin bir karışımıdır. Su, karbon dioksit ve tuzlu su ise bileşiklerdir, yani farklı elementlerin kimyasal olarak bağlanması sonucu oluşan saf maddelerdir.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) Çamur" olarak verilmiştir. Homojen karışımlar, tek bir fazda bulunan bileşenleri içerirler ve genellikle çözeltilerdir. Örneğin, süt, çay ve tuzlu su homojen karışımlara örnektir. Ancak, çamur heterojen bir karışımdır, çünkü birden fazla faz içerir ve bileşenleri kolayca ayırt edilebilir.

Bu sorunun cevap anahtarı "D) Elektroliz"dir. Elektroliz, bir bileşiği iyonlarına ayırmak için elektrik akımının kullanıldığı bir yöntemdir. Bu yöntem, özellikle metal üretiminde, tuzların ayrıştırılmasında ve suyun hidrojen ve oksijen gazlarına ayrıştırılmasında kullanılır

Cevap anahtarı D'dir, çünkü karıştırma bir ayrıştırma yöntemi değildir. Süzme, buharlaştırma ve elektroliz gibi yöntemler, karışımları bileşenlerine ayırmak için kullanılır. Süzme, katı parçacıkların bir sıvıdan ayrılması için kullanılır. Buharlaştırma, bir çözeltideki sıvının buharlaştırılıp geriye kalan katı maddenin elde edilmesi için kullanılır. Elektroliz, bir elektrolitin elektrik akımı ile ayrıştırılması için kullanılır.

Bu sorunun cevap anahtarı D) Damıtma'dır. İki sıvıyı ayrıştırmak için en etkili yöntemlerden biri damıtmadır, çünkü farklı kaynama noktalarına sahip sıvıları ayrıştırmak için kullanılır. Bu işlem sıvıların buharlaşması ve ardından buharın yoğunlaştırılması yoluyla gerçekleştirilir. Bu yöntem, karışık sıvıların ayrıştırılması gereken birçok endüstriyel işlemde kullanılır.

Bu sorunun cevap anahtarı B) Oksijen ve hidrojendir. Su molekülleri iki hidrojen atomu ve bir oksijen atomundan oluşur. Su, evrensel bir çözücü olarak kullanılır ve birçok kimyasal reaksiyonun temel bileşenlerinden biridir.

Bu sorunun cevap anahtarı A seçeneği olan "Moleküler yapısı"dır. Saf bir maddenin kimyasal özellikleri moleküler yapısına bağlıdır çünkü moleküler yapı, maddenin kimyasal reaktivitesini, yani başka maddelerle tepkimeye girme kabiliyetini belirler.

Sorunun cevap anahtarı "D) 19. yüzyıl"dır. Atomun yapısı ile ilgili yapılan deneyler 19. yüzyıl boyunca gerçekleştirilmiştir. Bu deneyler arasında John Dalton'un atom teorisi, J.J. Thomson'un elektronun keşfi ve Ernest Rutherford'un altın folyo deneyi gibi önemli çalışmalar yer almaktadır.

Sorunun cevap anahtarı A şıkkıdır, atomun çekirdeği proton ve nötron parçacıklarından oluşur. Protonlar pozitif yüklü parçacıklar iken, nötronlar yüksüz parçacıklardır ve bir arada tutucu kuvvetlerle çekirdeği oluştururlar. Atomda elektronlar ise çekirdek etrafında yörüngelerinde dolaşırlar.

Cevap anahtarı "A) Petrol" olan bu soruda, birinci dereceden yakıtın ne olduğu sorulmaktadır. Birinci dereceden yakıt, doğrudan kullanılabilen, işlenmemiş yakıtlardır. Petrol, bu tanıma uyan birinci dereceden bir yakıttır. Doğalgaz, kömür ve biyokütle ise işlenmiş veya dönüştürülmüş yakıtlardır ve bu tanıma uymazlar.

Sorunun cevap anahtarı D'dir, çünkü doğalgaz yenilenebilir enerji kaynaklarından biri değildir, fosil yakıtlardan biridir. Yenilenebilir enerji kaynakları, doğal olarak sürekli yenilenen kaynaklardır ve doğalgaz gibi tükenen kaynaklar değillerdir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen enerji, çevre dostudur ve fosil yakıtların aksine karbon salımı yapmaz.

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Democritus"tur. Democritus, Antik Yunan'da yaşayan filozoflardan biriydi ve atomculuk felsefesini ortaya attı. Maddenin tanecikli yapısı teorisi de onun tarafından öne sürülmüştür. Bu teori, maddenin sonsuz küçük parçacıklardan oluştuğunu ve bu parçacıkların bir araya gelerek farklı maddeleri oluşturduğunu öne sürer.

Maddenin tanecikli yapısı teorisi, MÖ 400'lü yıllarda Antik Yunan filozofu Democritus tarafından ortaya atılmıştır. Teoriye göre, madde küçük ve bölünemez parçalardan oluşur ve bu parçalara atom adı verilir. Bu teori, modern kimyanın temelini oluşturan atom teorisi için bir önkoşuldur.

Maddenin tanecikli yapısı teorisi, katı, sıvı ve gazların farklı şekillerde davrandığını açıklamak için kullanılır. Bu farklı davranışların nedeni, taneciklerin (atomlar veya moleküller) birbirleriyle olan bağlarının farklılığıdır. Katılarda, tanecikler birbirlerine sıkıca bağlıdır ve belirli bir şekil alır. Sıvılarda, tanecikler birbirlerine bağlıdır ancak daha serbestçe hareket ederler ve belirli bir şekil almazlar. Gazlarda ise tanecikler birbirlerine çok az bağlıdır ve tamamen serbest hareket ederler. Bu açıklama, maddenin farklı hallerindeki davranışlarının nedenlerini anlamak için temel bir araçtır.

Bu sorunun cevap anahtarı A seçeneği olan "İş-enerji prensibi" dir. İş-enerji prensibi, bir sisteme uygulanan net kuvvetin, sistemin yer değiştirmesi sonucu yapacağı iş ile sistemin kinetik enerjisi arasında bir ilişki olduğunu ifade eder. Bir cismin hızını artırmak veya onu durdurmaktan daha fazla iş yapmak için daha fazla kuvvet uygulamak gerekmektedir. Bu prensip, birçok fiziksel fenomenin anlaşılmasında kullanılır.

Bu sorunun cevap anahtarı A) Sıfır iş yapılır'dır. Çünkü cisim hareket etmeden önceki halinde potansiyel enerjiye sahip olup, hareket ettiğinde bu enerji kinetik enerjiye dönüşür. Ancak, cisim hareket etmeden önceki halinde olduğu gibi konumunu ve hızını değiştirmeden hareket ettirilirse, potansiyel enerji ve kinetik enerji değişmeyeceği için, yapılan iş sıfır olacaktır.

Bu sorunun cevap anahtarı D'dir. Bir cismin ağırlığı, yerçekimi ivmesi ile cismin kütle çarpımına eşittir. Yani, ağırlık = kütle x yerçekimi ivmesi formülü kullanılır.

Cevap anahtarı B) 9.8 N'dir. Çünkü kitabın ağırlığı, dünya yüzeyindeki yerçekimi ivmesi ile çarpılarak kitabın yere olan kuvveti bulunur. Yerçekimi ivmesi yaklaşık olarak 9.8 m/s² olduğundan, kitabın yere olan kuvveti de 9.8 N'dir.