10.Sınıf Temel Dini Bilgiler 1.Dönem 2.Yazılı - Klasik

Helal, dinî bakımdan kullanılması, yapılması, söylenmesi, yenilip içilmesi yasaklanmamış olan şey demektir. Haram ise yapılması kesin bir delille ve açık bir şekilde yasaklanan fiillerdir.

Helal kazanç elde eden kişi, Allah'ın (c.c.) rızasını kazanır. Bu da kişinin hem dünyada hem de ahirette mutlu olmasını sağlar.

Vakıf, bir kişinin veya bir grup kişinin malını, belirli bir amacı gerçekleştirmek için Allah (c.c.) rızası için bağışlamasıdır. Vakıflar, İslam'da önemli bir yere sahiptir. Kur'an-ı Kerim'de "Hayır olarak ne harcarsanız, Allah onu bilir." (Bakara suresi, 270. ayet) buyrularak vakıfların önemi vurgulanmıştır.

Helal kazanç elde etmek için öncelikle kazancın kaynağının helal olması gerekir. Bunun için kazancın adil ve meşru yollarla elde edilmesi gerekir. İnfak yapmak için ise öncelikle kişinin kendi ihtiyaçları karşılanmalıdır. Bunun yanı sıra, kişinin infak yapacağı kişiye veya kuruma güvenmesi gerekir.

Kul hakkı, insanlar arası ilişkilerden doğan karşılıklı hakları ve sorumlulukları ifade etmek için kullanılır. Kültürümüzde çok değer verilen bir hak türü olarak kabul edilir. Kul hakkı yemek veya diğer bir deyişle kul hakkına girmek büyük günahlardandır.

Kul hakkının ihlali, insanların maddi ve manevi varlıklarına zarar vererek gerçekleşir. Örneğin hırsızlık, rüşvet, hile, gasp gibi maddi açıdan insanları zarara uğratan davranışlarla kul hakkı ihlal edilebildiği gibi yalan, iftira, dedikodu, gıybet gibi insanları manevi yönden zarara uğratan olumsuzluklar da kul hakkına girer.

İslam, mülkiyet hakkının adil ve hakkaniyetli bir şekilde kullanılması gerektiğini vurgular. Bu nedenle, haram ve gayrimeşru yollardan elde edilen mallar üzerinde özel mülkiyet hakkı tanınmaz.

İslam, mülkiyet hakkının adil ve hakkaniyetli bir şekilde kullanılması gerektiğini vurgular. Bu nedenle, mülkiyet hakkının topluma ve bireye fayda sağlaması için helal ve meşru yollardan elde edilmesi gerekir.

Hileli satışlar, tüketicinin haklarını ihlal eder. Çünkü tüketici, ürünün gerçek değerinden daha fazla ödemek zorunda kalır. Ayrıca hileli satışlar, dürüstlüğü ve güvenilirliği bozar. Çünkü tüketiciler, satıcılara güvenemez hale gelir. Hileli satışlar, ekonomik hayatı olumsuz etkiler. Çünkü tüketiciler, hileli satışlardan kaçınmak için alışveriş yapmamaya başlar. Bu da ekonomik faaliyetleri olumsuz etkiler.

Faiz, paranın kendi kendine artması demektir. Rüşvet ise bir işi yapması veya yapmaması için bir kişiye verilen menfaattir. Her iki kavram da haksız kazanç elde etmek için kullanılan araçlardır. İslam'da haksız kazanç elde etmek yasaklanmıştır. Bu nedenle faiz ve rüşvet de yasaklanmıştır.

Hileli satış, hem karşı tarafı aldatma hem de haksız kazanç elde etme anlamına gelir. Bu nedenle dinimizce yasaklanmıştır.

Hileli satış yapanlar, karşı tarafı aldatma ve haksız kazanç elde etme amacıyla hareket ederler. Bu durum, toplumda güven ve huzuru bozar.

Karaborsacılık, insanların ihtiyacı olan ürünleri stoklayarak kıtlık yarattığı için bu ürünlere ulaşılabilirliği zorlaştırır. Bu durum, özellikle zorunlu tüketim maddelerine ihtiyaç duyan insanlar için zorlayıcı olabilir. Bu ürünlere ulaşamayan insanlar zorlanırlar ve bu durum sosyal huzursuzluklara yol açabilir.

Karaborsacılık, temel ihtiyaçların karşılanması için gerekli olan malların ve hizmetlerin erişimini zorlaştırarak topluma zarar veren bir davranıştır.

İslam'da ticaret yapmak, helal kazanç elde etmenin bir yolu olarak kabul edilmiştir.