Islam hukukunda helal ve haram kavramları ile adalet ilkesi, toplumun düzeni ve kamu yararını gözetir.
Dinimizde yapılması serbest bırakılmış hususlara helal, yapılması yasaklanmış olanlara haram denir. Helaller ve haramlar; yeme, içme, giyim, kuşam ve kazanç gibi hayatın tüm alanlarını kapsar. Ancak dinimizde helal alanı, haram alanından daha geniştir.
Dinimizde helal ve haram kavramı, adalet ilkesi, suçun şahsiliği ilkesi, suç ve ceza arasında denge ilkesi ve kamu yararı ilkesi gibi önemli ilkeler bulunmaktadır. Bu ilkeler, insanların hak ve özgürlüklerini korurken aynı zamanda toplumun düzenini ve güven içinde bir yaşamı sağlamayı amaçlamaktadır.
İslam Hukukunda Helal ve Haram Kavramı ve Adalet İlkesi
İslam hukuku, kamu yararını gözetmeyi temel ilkelerinden biri olarak benimser. Kamu yararı, toplumun faydasına bir durumu içermekle beraber; toplumun zararına olmamasını da ifade eder.
Bireysel haklar, kişinin hukuk düzeni tarafından korunan temel hak ve özgürlükleridir. Kamu yararı ise, toplumun genel çıkarlarını ifade eder. Bireysel haklar ve kamu yararı bazen çatışabilir. Bu durumda, kamu yararı genellikle bireysel haklardan üstün tutulur. Ancak, kamu yararı gözetilirken bireysel hakların da korunması gerekir.
Kamu yararı için gerekli olan arazi veya mülk özel mülkiyetteyse, devlet tarafından kamulaştırılabilir. Kamulaştırma, kişinin mülkiyet hakkının kamu yararı için sınırlandırılmasıdır. Kamulaştırma karşılığında, kişiye bedel ödenir.
Kamu yararı, sadece ekonomik ve sosyal fayda sağlamayı değil, çevre korumayı da içerir. Fabrikalar gibi çevreye zarar verebilecek tesisler inşa edilirken, çevreye verilecek zararın en aza indirilmesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir.
İslam hukukunun dört temel kaynağı vardır:
Kur'an-ı Kerim, Allah'ın (c.c.) sözü olup, İslam hukukunun en temel kaynağıdır. Sünnet, Hz. Peygamberin söz, davranış ve onaylarını içerir. İcma, ümmetin fikir birliği ettiği görüşlerdir. Kıyas, Kur'an, sünnet ve icmada doğrudan bir hüküm bulunmayan bir mesele hakkında; ilk üç kaynak doğrultusunda, mukayese yöntemiyle akıl yürütülerek yeni bir hükme ulaşılmasıdır.
Hukuk, toplumu düzenleyen dışsal kurallardır. Ahlak ise, kişinin içsel değerleridir. Hukuk, ahlaki davranışları zorunlu kılarken, ahlak, hukukun yetersiz kaldığı alanlarda kişiyi yönlendirir.
İslam Hukukunun Kaynakları Hukuk ile Ahlak İlişkisi