Biyoloji Lise 9.Sınıf 1.Dönem 1.Yazılı Soruları 2021

Verilen özelliklerden yalnızca I. Ökaryot hücre yapısına sahip olma özelliği bitkilerde bulunurken, bakterilerde prokaryot hücre yapısı bulunur. Diğer özellikler (II. Uyarılara tepki verme ve III. Ototrof beslenme) hem bitkilerde hem de bazı bakterilerde bulunabilir.

I. ifade olan Kertenkelelerde kopan kuyruğun yerine yeni kuyruk oluşumu rejenarasyona örnek verilebilir ifadesi doğrudur. III. ifade ise Vejetatif üreme, tohumlu üreme yöntemine göre daha kısa sürede gerçekleşen bir üretme şeklidir ifadesi doğrudur. Ancak II. ifade olan Değişen çevre koşullarına uyum sağlama (adaptasyon) açısından eşeysiz üreme daha avantajlıdır ifadesi yanlıştır; çünkü adaptasyon açısından eşeysiz üreme yerine eşeyli üreme daha avantajlıdır.

Cevap: "Her kromozom çeşidinden bir tane bulunduran hücrelere Habloid hücre denir." Bu tür sorular, öğrencilerin biyoloji konularındaki temel kavramları anlama ve doğru bir şekilde eşleştirme becerisini ölçmek için kullanılır. Habloid hücreler, gamet hücreleri olarak da bilinir ve her kromozom çeşidinden bir tane bulundururlar.

Cevap: "Bir çözeltinin H⁺ iyon derişimini artıran bileşiklere Asit denir."

Doğru cevap B) kohezyon -- adezyon olacaktır. : Aynı cins moleküller arasındaki çekim kuvvetine "kohezyon" kuvveti, farklı cins moleküller arasındaki çekim kuvvetine ise "adezyon" kuvveti denir.

Cevap "C) II ve III" olmalıdır. İnorganik bileşikler için verilen bilgiler "Sindirime uğramazlar." (II) ve "Hücre zarından geçebilecek büyüklüğe sahiptirler." (III) ifadeleridir. Doğru düzeltme için teşekkür ederim.

I. Organizmalar elementlerden oluşur ifadesi doğrudur, çünkü canlı organizmaların yapısını oluşturan temel bileşenler elementlerdir. II. Doğada 92 doğal element bulunmaktadır ifadesi de doğrudur, çünkü doğal olarak bulunan toplam element sayısı 92'dir. III. Organizmaların yüzde 96-98'i karbon, hidrojen, oksijen ve azottan oluşur ifadesi de doğrudur, çünkü bu dört element canlı organizmaların büyük bir kısmını oluşturan temel elementlerdir.

Cevap: "E) Bitkilerde boşaltım idrar ve solunum yolu ile olur." ifadesi yanlıştır. Bitkilerde boşaltım, idrar gibi özel bir yapıları olmadığından ve solunum yoluyla fazla su buharı ve oksijen atıldığından, diğer canlılardaki gibi idrar yoluyla değil, terleme ve gaz değişimi yoluyla gerçekleşir. Verilen ifadeler, canlıların atık ürünlerini uzaklaştırma mekanizmalarıyla ilgili bilgiler içerir. İfadelerin çoğu doğru olsa da, bitkilerin boşaltımının idrar ve solunum yoluyla gerçekleştiği ifadesi yanlıştır. Bitkilerde özel bir boşaltım organı bulunmadığından boşaltım, terleme ve gaz değişimi yoluyla gerçekleşir.

Verilen ifadelerden sadece IV. ifade yanlıştır. Tek hücreli canlılarda atıkların çoğu hücre yüzeyinden atılmaz, çünkü tek hücreli organizmaların hücre yüzeyi dış çevre ile doğrudan temas halindedir. Bu nedenle atıklar, hücre zarından diffüzyon veya aktif taşıma gibi mekanizmalarla dışarı atılır. Diğer ifadeler ise boşaltım ve homeostazi kavramlarına doğru şekilde atıfta bulunur.

Doğru ifade "Tek hücreli canlılar solunum yapmazlar" seçeneğidir. Tek hücreli canlılar da solunum yaparlar, çünkü solunum canlı organizmaların enerji üretimi için gerçekleştirdiği temel bir olaydır. Diğer ifadeler doğrudur; organizmanın en küçük birimi hücredir, tüm canlılar hücrelerden oluşur, bazı canlılar tek hücreden ibarettir ve tek hücreli canlılar canlılık olaylarının tamamını bir hücre içinde gerçekleştirir.

Canlıların ortak özelliklerinden biri konuşma değildir. Canlılar arasında iletişim sağlamak amacıyla sesli konuşma, dış sesler, görsel işaretler gibi farklı iletişim yöntemleri kullanılırken, bu özellik tüm canlılar için geçerli değildir. Diğer seçenekler olan hücresel yapı, beslenme, üreme ve uyum canlıların ortak özelliklerindendir.

Biyolojinin gıda alanındaki katkıları genellikle besin üretimini artırmayı, gıda kalitesini yükseltmeyi ve sürdürülebilir tarımı desteklemeyi amaçlar. Ancak tarım ilaçlarının kullanımının yaygınlaştırılması, çevresel etkileri nedeniyle sürdürülebilirliği tehdit edebilir. Bu nedenle, biyoloji alanındaki çalışmalar daha çok doğal zararlılarla mücadele, organik tarım yöntemleri ve genetik modifikasyon gibi daha sürdürülebilir ve çevre dostu alternatifler üzerine odaklanmıştır.

İnsan vücudunun en fazla ihtiyaç duyduğu tuzlar arasında klor yer almaz. İnsan vücudu için önemli olan tuzlar genellikle sodyum, potasyum, kalsiyum ve magnezyum gibi elektrolitlerdir. Klorun vücuttaki rolü diğer tuzlara kıyasla daha sınırlıdır.

Organizmanın toplam kütlesinin yüzde 90'ının sudan oluştuğu ifadesi yanlıştır. Gerçekte organizmaların toplam kütlesinin büyük bir kısmı sudan oluşsa da yüzde 90 gibi yüksek bir oran yanlış bir ifadedir. Vücut kütlesi organizmadan organizmaya değişebilir ve farklı organizmalarda farklı su içeriği bulunabilir.

Canlılar tarafından sentezlenemeyen ve dışarıdan alınması gereken maddelerden biri tuzdur. Tuz, organizmaların normal fizyolojik fonksiyonlarını sürdürebilmesi için gereklidir, ancak vücut tarafından üretilemez. Bu nedenle tuzun dışarıdan besinler aracılığıyla alınması gerekmektedir.

Ana bireyin kendisiyle aynı kalıtsal özelliklere sahip bireyler meydana getirmesine eşeysiz üreme denir. Bu üreme şeklinde döllenme olmadan veya döllenmenin minimal olduğu durumlarda yeni bireyler oluşur. Bu yeni bireyler, genellikle ana bireyin genetik kopyalarıdır ve genetik çeşitlilik sağlamazlar.

Uyum, organizmaların çevre koşullarına uygun olarak fizyolojik ve anatomik değişiklikler yapması anlamına gelir. Ancak uyum, bireyin yaşamı boyunca edindiği bir özelliktir ve nesilden nesile aktarılamaz. Adaptasyon ise uzun süreçler sonucunda uyum sağlayarak organizmanın yaşamını sürdürebilmesini sağlar. Dolayısıyla, uyumun nesilden nesile aktarılamayacağı bilimsel olarak doğrudur.

Mantarlar, çok hücreli organizmalar olarak kabul edilirler ve bu nedenle tek hücreli canlılar arasında değil, çok hücreli canlılar arasında yer alırlar. Diğer seçenekler ise tek hücreli canlılardır.

Canlıların ortak özellikleri arasında yer almayan "üretme" özelliğidir. Üreme, canlıların türlerini devam ettirmek ve yeni bireyler oluşturmak amacıyla gerçekleştirdiği bir işlemdir, ancak tüm canlılar için ortak bir özellik değildir. Örneğin, bazı organizmalar üreme yeteneğine sahip olmasına rağmen üreme yeteneğini kullanmayabilirler.

Bir deneyde olaya etkisi araştırılan değişken "bağımsız değişken" olarak adlandırılır. Bağımsız değişken, deneyi yaparken değiştirebileceğimiz veya kontrol edebileceğimiz değişkendir. Diğer yandan "bağımlı değişken", bağımsız değişkenin neden olduğu etkiyi ölçtüğümüz değişkendir. Kontrollü değişkenler ise deneyin sonuçlarını etkileyebilecek diğer faktörlerdir ve aynı tutulmaları gerekmektedir.

Bilimsel araştırmalarda bilgilerin ölçüm araçları kullanılarak tamamen nesnel olarak yapılan gözlem, "Nicel gözlem" olarak adlandırılır. Bu tür gözlemde, sayısal veriler elde edilir ve olayların nicelikleri, ölçüleri ve miktarları belirlenir.

Bilimsel bilgilerin bütününe "kanun" değil, "teori" denir. Kanunlar, belirli koşullar altında tekrar tekrar gözlemlenmiş ve test edilmiş bağıntıları ifade ederken, teoriler daha geniş kapsamlı açıklamalardır ve çok sayıda gözlem ve deney sonucunda ortaya çıkan birleşik anlayışları ifade eder.

Basit moleküllerin birleştirilerek daha karmaşık moleküllerin sentezlendiği yapım tepkimelerine "anabolizma" denir. Anabolizma, organizmanın büyüme, gelişme, onarım ve enerji depolama süreçlerini içeren metabolik faaliyetlerin bir parçasıdır.

Petrol gibi kirletici maddelerin çevreden uzaklaştırılması amacıyla canlı organizmaların kullanılması işlemine "biyoremediasyon" denir. Bu yöntemle kirletici maddeler doğal olarak parçalanarak çevreye zarar vermeden temizlenmeye çalışılır.

Verilen seçeneklerin hepsi biyoloji biliminin günlük hayatta kullanımına örnek gösterilebilir. Gıda sıkıntısı (I) biyolojik sistemlerin işleyişini ve insan beslenmesini anlamak için önemlidir. Biyolojik çeşitliliğin azalması (II), ekosistemlerin dengesini ve doğal kaynakları etkiler, bu nedenle biyolojik çeşitliliği korumak önemlidir. Çevre kirliliği (III) ise biyolojik organizmaların sağlığı ve yaşam alanlarını etkileyen bir konudur.

Doğru cevap A) I, II ve III olmalıdır. İbn-i Heysem, ışığın kırınımı ile gözün yapısı hakkında çalışmalar yapmış, görme olayını açıklayan ilk bilim insanı olarak bilinir ve ışığın göze yansıdığı düşüncesini savunmuştur.

Yukarıda verilen özellikler, Aristo'ya aittir. Aristo, Antik Yunan filozofu ve bilim adamıdır. Hayvanların hareketleri ve üremelerini incelediği, bitki ve hayvanları ilk kez sınıflandırdığı, doğa tarihi ve evrenin yapısıyla ilgili kitaplar yazdığı bilinmektedir.

Canlı hücreleri yapısal olarak iki ana bölümden oluşur: hücre zarı ve sitoplazma. Hücre zarı, hücreyi dış çevreden ayıran zar yapısıdır. Sitoplazma ise hücre zarının iç kısmını dolduran sıvı ve organellelerin bulunduğu bölümdür.

Organizmaların en küçük yapısal ve işlevsel birimi hücrelerdir. Hücreler, canlı organizmaların temel birimidir ve organizmanın tüm yaşamsal işlevlerini gerçekleştirir. Hücreler, özelleşmiş yapılarına ve işlevlerine göre farklı dokuları oluşturur. Hücrelerin bir araya gelerek oluşturduğu dokular, organları ve nihayet organizmaları meydana getirir. Hücrelerin yapıları ve özellikleri, organizmanın işlevlerini belirler. Bu nedenle, hücre organizmaların temel birimidir.