2022-2023 5.Sınıf Temel Dini Bilgiler 2.Dönem 1.Sınav (TEST)

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Mikail" olarak verilmiştir. İslam inancına göre, tabiat olaylarıyla ilgilenen melek Mikail'dir. - Mikail meleği, yağmur, rüzgar, bitki büyümesi gibi tabiî olayların yönetiminden sorumludur. - Diğer seçenekler ise farklı görevlere sahip melekleri temsil etmektedir: İsrafil, sura üflemek; Azrail, ölüm meleği; Cebrail, vahiyleri iletmek.

Sorunun doğru cevap anahtarı "D) I, II ve III" olarak verilmiştir. Şirk, İslam dininde en büyük günahtır (I doğru ifade). Şirk, affedilmeyecek günahlardan biri olarak kabul edilir (II doğru ifade). Şirk, Allah'ı bırakıp başkalarına tapmak anlamına gelir (III doğru ifade).

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Hepsinin belirli görevleri vardır." olacaktır. Melekler, İslam inancına göre belirli görevleri yerine getirmek üzere yaratılan varlıklardır. İslam geleneğine göre melekler Allah'ın emirlerini taşımak, insanları korumak, cezaları infaz etmek gibi çeşitli görevler üstlenirler. İslam inancına göre meleklerin belirli görevleri olduğu bilinmektedir. - İfadelerden ateşten yaratılmış olmaları, gaybdan haberleri olması veya belirli ömürleri olması meleklerin doğulu olmasıyla ilişkili değildir. - Ancak meleklerin belirli görevleri olduğu bilgisi doğru ve meleklerin doğulu olmalarıyla ilişkilidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) I ve II" olarak verilmiştir. Teravih namazı sadece ramazan ayında kılınır (I doğru ifade). - Teravih namazı 20 rekattan oluşur (II doğru ifade). - Teravih namazı farz namazı değildir, nafile bir namazdır (III yanlış ifade).

Bu sorunun cevap anahtarı "C) 7 - tavaf" olarak verilmiştir. Hac ibadetini yerine getirirken müminlerin Kabe'nin etrafını 7 defa turlamasına "tavaf" denir. - İhram ise hac ibadetinin başlangıcında giyilen özel elbiselerdir.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) I ve II" olacaktır. İslam dininde farz namazları bulunmaktadır ve bu soruda verilen Cuma namazı ve Yatsı namazı, farz namazlarındandır. Cenaze namazı ise nafile bir namazdır ve farz namazları arasında yer almaz. İslam dininde farz namazlar bulunur ve Müslümanlar bu farz namazları yerine getirmekle yükümlüdür. - Soruda verilen Cuma namazı ve Yatsı namazı, İslam dininde farz namazlarındandır. - Cenaze namazı ise nafile bir namazdır ve farz namazları arasında yer almaz.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) I ve III" olarak verilmiştir. İslam dininde kişinin verilen görevlerden sorumlu tutulabilmesi için aklı başında olması ve buluğ çağına erişmiş olması gerekmektedir. - Zengin olmak ise verilen görevlerden sorumlu tutulmak için bir şart değildir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Kutsal kitapların peygamberler tarafından yazıldığına inanmak - Kitaplara iman" olacaktır. Çünkü İslam inancına göre kutsal kitaplar Allah tarafından vahiy yoluyla gönderilmiştir ve peygamberler tarafından yazılmamıştır. Peygamberler sadece bu vahiyleri alıp insanlara iletmekle görevlidir. İslam inancında, meleklerin varlığına inanmak ve meleklere iman etmek önemli bir inançtır. - Başımıza gelen her şeyin Allah'tan geldiğine inanmak ve hayrın ve şerrin Allah'tan geldiğine iman etmek de İslam inancının temel öğretilerindendir. - Hz. Adem'den Hz. Muhammed (s.a.v)'e kadar gönderilmiş tüm peygamberlere inanmak da İslam inancının bir gereğidir. - Ancak kutsal kitapların peygamberler tarafından yazıldığına inanmak doğru bir ifade değildir. İslam inancına göre kutsal kitaplar, Allah'ın vahyiyle gönderilmiş ve peygamberler tarafından sadece yazıya dökülmüştür.

Doğru cevap "D) Kırkta birini" olacaktır. Zekat ibadetinde, sahip olunan malın kırkta biri yani %2.5'i yoksullara verilmesi gerekmektedir. Bu, İslam dinindeki zekatın bir gereğidir ve zengin müminlerin maddi varlıklarının bir kısmını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalarını sağlar. Zekat, fakirlerin ve muhtaçların ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bir sosyal yardımlaşma ve dayanışma sistemidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "C) Rükudan doğrulurken" olacaktır. "Subhane rabbiyel Ala" ifadesi, namazdaki rükudan doğrulma anında söylenir. Namazda rükûa varıldıktan sonra doğrulurken, yani ayakta durmaya geçilirken bu ifadeyi zikretmek adettendir. Rükûdan doğrulma anı, namazdaki bir geçiş anıdır ve bu geçiş sırasında Allah'ın yüceliğini ifade etmek için "Subhane rabbiyel Ala" söylenir.

Cevap anahtarı ise A seçeneği olan "Gusül Abdesti" olarak belirlenmiştir. Gusül abdesti, İslam dini gereğince belirli durumlar için alınan bir abdest türüdür. Gusül abdesti almak için ağza su vermek, burna su vermek ve bütün bedeni yıkamak gerekmektedir. Bu sebeple, soruda verilen işlemlerin tamamı gusül abdestiyle ilişkilidir.

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Kaide-i Ahire" seçeneğidir. Namazın şartlarından Necasetten Taharet (temizlenme), İstikbal-i Kıble (kıblenin yönüne doğru durma) ve Setr-i Avret (mahrem yerlerin örtülmesi) her biri namazın temel şartlarıdır ve her namazda yerine getirilmelidir. Ancak, "Kaide-i Ahire" farklı bir şarttır. Kaide-i Ahire, namazda ayakta durmanın ve hareketsiz durmanın bir şartıdır. Namazda belli bir süre boyunca hareketsiz ve sabit bir şekilde durmak gerekmektedir. Diğer şartlardan farklı olarak, Kaide-i Ahire namazın bedensel bir unsuru olarak öne çıkar.

Cevap anahtarı ise A seçeneği olan "Örtünme" olarak belirlenmiştir. Setr-i avret, namazda cinsel organların örtülmesini ifade eder. Namaz kılarken, erkeklerin sadece dizden aşağı kısmı açık olacak şekilde giyinmeleri ve kadınların ise vücut hatlarını ve saçlarını örtecek şekilde giyinmeleri gerekmektedir. Bu nedenle, setr-i avret, namazın şartlarından biridir ve örtünme gerekliliğini ifade eder.

Cevap anahtarı ise A seçeneği olan "Kıyam" olarak belirlenmiştir. Namazdaki temel duruşlardan biri olan "kıyam", ayakta durmayı ifade eder. - Namazın başlangıcında, Fatiha ve diğer surelerin okunduğu duruş kıyam pozisyonudur. - Kıyam, namazın başında, rükuda ve secde arasında yer alır.

Bu sorunun cevap anahtarı "A) Yaşlı olmak" seçeneğidir. Namazın farz olması için aşağıdaki şartlardan sadece "A) Yaşlı olmak" şart değildir. Diğer üç şart olan Müslüman olmak, akıllı olmak ve ergen olmak namazın farz olması için önemli şartlardır. Bir kişinin Müslüman olması, akıllı olması ve ergenlik çağına gelmiş olması, namazı farz kılar. Ancak yaşlı olmak bir şart değildir. Yaşlılar da namazı yerine getirmekle yükümlüdür, ancak yaşlılık, namazın farz olması için bir şart değildir.

Cevap anahtarı ise A seçeneği olan "Hastalar ve yolcular" olarak belirlenmiştir. İslam dini gereğince, oruç tutma ibadeti sağlıklı ve seyahat etmeyen bireyler için geçerlidir. Ancak, hastalar ve yolcular gibi bazı durumlar, oruç tutmayı zor veya sağlık açısından riskli hale getirebilir. Bu nedenle, hastalar ve yolcular oruçlarını tutmayabilirler, ancak daha sonra kaza etmek şartıyla tutmaları beklenir.

Doğru cevap "A) Hadesten taharet" seçeneğidir. Bedenimiz, elbiselerimiz ve namaz kılacağımız yerin temiz olması, "Hadesten taharet" kavramıyla ifade edilir. Hadest, namazın geçerli olabilmesi için engel teşkil eden bedensel kir ve necaset durumlarını ifade eder. Namaz öncesinde, hadesten taharet ederek bedeni temizlemek, temiz elbiseler giymek ve namaz kılacağımız yerin de temiz olması gerekmektedir. Bu, namazın ritüel temizlik gerekliliklerini yerine getirmeyi ifade eder.

Doğru cevap D seçeneği olan "Kardeşine" olacaktır. Bir kişi, zekâtını kardeşine verebilir. Zekât, İslam dininde zengin olan kişilerin belirli bir miktar mal veya maldan elde edilen kazancı, ihtiyaç sahipleriyle paylaşma yükümlülüğüdür. Zekât verilebilecek kişiler arasında kardeşler de yer almaktadır.

Bu sorunun cevap anahtarı "B) Nisap" seçeneğidir. Zekât, fitre, kurban gibi ibadetler için konulan zenginlik ölçüsüne "Nisap" denir. Nisap, İslam hukukunda belirli bir miktar mala veya servete sahip olma şartını ifade eder. Bu, belirli bir süre boyunca sahip olunan mala veya servete belli bir miktarı aşması durumunda zekât, fitre veya kurban gibi ibadetlerin farz olduğunu gösterir. Nisap miktarı, zamanla ve coğrafi konumla değişebilir.

Cevap anahtarı ise D seçeneği olan "Büyükbaş hayvan" olarak belirlenmiştir. Zekât, İslam dininde belirli miktardaki mal varlıklarından verilen bir sadakadır. Altın, gümüş ve küçükbaş hayvanlar gibi varlıkların zekât oranı genellikle kırkta bir (1/40) olarak belirlenir. Ancak, büyükbaş hayvanlar için zekât oranı farklıdır ve zekâtın kırkta biri yerine beşte biridir (1/5).