Peygamber Efendimizin çocukluk zorlukları, güvenilirlik ve adaletiyle çevresinde saygı kazandı. Mekke'den Medine'ye hicreti, Müslümanları bir araya getirdi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), 571 yılında Mekke'de dünyaya gelmiştir. Babası Abdullah, annesi Âmine'dir. Babası henüz doğmadan vefat etmiştir. Annesi de altı yaşındayken vefat etmiştir. Böylece Peygamberimiz, henüz altı yaşındayken öksüz ve yetim kalmıştır.
Peygamberimiz'in dedesi Abdülmuttalib, onu Mekke çevresindeki kabilelerden gelen süt annelere emanet etmiştir. Bu geleneğe göre, bebekler Mekke'nin sağlıksız ikliminden uzaklaşmış olurlar ve konuşmayı Arapçanın en güzel şekilde konuşulduğu bölgelerde öğrenirlerdi.
Peygamberimiz, dört yaşına kadar Halime Hatun'un yanında kalmıştır. Halime Hatun, Peygamberimiz'e çok iyi bakmış ve ona şefkat göstermiştir. Peygamberimiz de Halime Hatun'u çok sevmiştir.
Peygamberimiz, dört yaşındayken annesinin vefatından sonra dedesi Abdülmuttalib'in yanında kalmıştır. Abdülmuttalib, Peygamberimiz'i çok sevmiş ve ona büyük bir sevgiyle bakmıştır.
Abdülmuttalib'in vefatından sonra Peygamberimiz, amcası Ebu Talib'in yanında kalmıştır. Ebu Talib de Peygamberimiz'i kendi oğlu gibi sevmiş ve ona çok iyi bakmıştır.
Peygamber Efendimiz, çocukluk yıllarında birçok zorluk yaşamıştır. Ancak bu zorluklara rağmen, her zaman doğruluktan, iyilikten ve adaletli olmaktan ayrılmamıştır.
Peygamber Efendimiz'in çocukluk yılları, onun gelecekteki hayatının temellerini atmıştır. Bu yıllarda kazandığı doğruluk, iyilikseverlik, adalet ve güvenilirlik gibi özellikler, onun bir peygamber olarak seçilmesinde önemli rol oynamıştır.
Peygamberimiz'in Güvenilirliği ve Adaleti
Peygamberimiz, çocukluğundan itibaren güvenilir ve dürüst bir insan olarak tanındı. Bu özelliği, gençlik yıllarında da devam etti. Ticaret hayatında dürüstlüğü ile tanınan Peygamberimiz, verdiği sözde durması, haksızlığa uğrayanları savunması ve adaletli bir hakem olmasıyla da öne çıktı.
Güvenilirliği Peygamberimiz, kimseye yalan söylemezdi. Bu özelliğinden dolayı kendisine "Emin" lakabı verildi. Ticaret hayatında da dürüstlüğü ile tanınan Peygamberimiz, malını sattıktan sonra parasını eksiksiz olarak öderdi. Yabancıların mallarını gasp edenlere karşı çıkarak onların haklarını savunurdu.
Peygamberimiz, verdiği sözde durması ile de tanınırdı. Bir gün ticaret yaptığı bir kişi, Peygamberimizden aldığı malın parasını ödeyemedi. Peygamberimiz, "Beni burada bekle, işim bitince paranı getireceğim." dedi. Kişi, Peygamberimizin sözlerini unutup üç gün sonra parayı ödemek için geldiğinde, Peygamberimiz sözleştikleri yerde onu bekliyordu. Peygamberimiz, haksızlığa uğrayanları daima savunmaktaydı. Mekke'de bir grup insan, bir başka grubun mallarına el koymuştu. Mağdur olan grup, Peygamberimizden yardım istedi. Peygamberimiz, haksızlığa uğrayanların hakkını savunmak için elinden geleni yaptı. Peygamberimiz, adaletli bir hakem olmasıyla da öne çıktı. Bir gün, Kâbe'nin kapısı iki kabile arasında anlaşmazlık konusu oldu. Kabileler, aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için Peygamberimiz'i hakem olarak seçtiler. Peygamberimiz, her iki tarafı da dinledikten sonra, adil bir karar verdi. Bu karar, her iki kabile tarafından da kabul edildi.
Peygamberimiz'in güvenilirliği ve adaleti, onun hem Mekke'de hem de Medine'de sevilen ve saygı duyulan bir lider olmasına vesile oldu. O, her zaman doğrunun ve adaletin yanında yer aldı.
Peygamberimiz'in güvenilirliği ve adaleti, bizler için de örnek teşkil etmektedir. Bizler de, Peygamberimiz gibi dürüst, sözünde duran ve haksızlığa uğrayanları savunan bireyler olmalıyız.
Yıl | Ticaret Ortağı |
---|---|
25 | Tâhire bint Hârise |
27 | Hatice binti Huveylid |
Hazırlık Dönemi
* Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de doğdu.
* Çok zeki ve çalışkan bir çocuktu.
* Ticaretle uğraştı ve ticarette başarılı oldu.
* Yüce Allah'ın (c.c.) emirlerini ve yasaklarını yerine getiren bir insan olarak tanındı.
* Hira Dağı'nda inzivaya çekilerek tefekkür ederdi.
İlk Vahiy 610 yılında Ramazan ayının sonlarında Hira Dağı'nda iken Cebrail (a.s.) tarafından ilk vahyi aldı.
* Alak suresinin ilk beş ayetini okudu.
* Bu olaydan sonra Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamberlik görevi ile görevlendirildi. İslam'a Davet
* Üç yıl boyunca gizlice insanları İslam'a davet etti.
* İlk olarak eşi Hz. Hatice, sonra da Hz. Ebubekir, Hz. Ali ve Zeyd b. Harise İslam'a girdi.
* Mekkeliler, Müslümanları baskı ve zulümle yıldırmaya çalıştılar.
* Bazı Müslümanlar Mekke'den Habeşistan'a hicret etti. Medine'ye Hicret
* Mekkeliler, İslam'ı yaymak için yaptıkları çalışmalara engel olamadılar.
* Medine'deki bazı Müslümanlar, Peygamberimize hicret etme teklifinde bulundular.
* Hz. Peygamber (s.a.v.), Müslümanların Mekke'den Medine'ye hicret etmesini emretti.
* Mekkeliler, Müslümanların hicret etmesine engel olmak için birçok girişimde bulundular.
* Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Ebubekir, Sevr Mağarası'nda gizlenerek hicret ettiler.
* Medine'ye hicret eden Müslümanlara "Muhacir", Medine'de yaşayan Müslümanlara da "Ensar" adı verildi.
* Hz. Muhammed (s.a.v.), Medine'de ilk iş olarak Muhacir ve Ensarı kardeş ilan etti.
* Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke'de yaşadığı dönemde İslam'ı yaymak için büyük çaba gösterdi.
* Mekkeliler, Hz. Muhammed'in (s.a.v.) davetini kabul etmediği için hicret etmek zorunda kaldı.
* Medine'ye hicret eden Müslümanlar, burada birlik ve beraberlik içinde yaşamaya başladılar.
Ek Bilgiler
* Hira Dağı, Mekke'nin yaklaşık 5 kilometre kuzeyinde bulunan bir dağdır.
* Cebrail (a.s.), Allah'ın (c.c.) emir ve yasaklarını insanlara ulaştıran melektir.
* Alak suresinin ilk beş ayeti, İslam'ın temel ilkelerini özetler.
* Muhacir, Mekke'den Medine'ye hicret eden Müslümanları ifade eder.
* Ensar, Medine'de yaşayan ve Hz. Muhammed'i (s.a.v.) ve muhacirleri kabul eden Müslümanları ifade eder.