Kültürün ögelerini ve üç boyutlu evrenini kapsayan kapsamlı bir içerik. Bilişsel, davranışsal ve maddi ögelerin yanı sıra kültürel gecikme kavramı da ele alınır
Kültür, çok anlamlı bir kavramdır. Kültürün bu çok anlamlı yapısı, onun pek çok ögeden oluştuğunu gösterir. Kültür, onu oluşturan ögeler bakımından üç boyutlu bir evrene benzer. İçinde bilişsel ögelerin, davranışların ve insanın maddi müdahalesinden doğan maddi araçların yer aldığı bu kültürel evren, bütün insanlara hayatlarını sürdürürken içinde niçin, nasıl vb. gibi soruların cevaplarını bulabilecekleri imkânlar sunar.
Kültürün üç boyutlu evreni şunlardan oluşur:
Kültürün ögeleri şunlardır:
Kültür, insanların toplumsal hayatını düzenleyen ve biçimlendiren bir olgudur. Kültürün ögeleri, insanların günlük hayatlarını sürdürmeleri için gerekli olan bilgi, beceri ve değerleri sağlar.
Kültürün Ögeleri Hakkında Video Kültür ve Kültür Şokunun Üç Boyutlu EvreniGiriş: Kültür, bir toplumun hayatını kolaylaştıracak olan bilgi birikimi, yaşam biçimi, davranış özeliklerini temsil eder.
Kültürün en gizli kalan, diğer yandan insanları temelinden en fazla etkileyen boyutudur. Zira insanlar kültürün sunduğu bilişsel imkanlarla hayatlarına dair niçin sorusunun bir cevabı olarak insanlara değerler, inançlar, anlam kodları ve referans noktaları sunar.
Kültürün davranışsal boyutu insanlara ‘’nasıl’’ yaşamaları gerektiğinin yazılı ve yazısız kurallarını verir. İnsanlar bu kurallar sayesinde birbirlerine karşı beklentilerini bilirler ve öyle davranırlar. Bu boyut gündelik dilde kültür denilince çoğunlukla kastedilen şeyleri içerir.
Kültürün genel olarak bilişsel ve davranışsal boyutunun oluşturduğu manevi yönünün yanı sıra bir de maddi boyutu vardır. Maddi boyut, insan etkinlikleri aracılığıyla üretilen her türlü aracı kapsar. Bu araçların kültür kapsamına girebilmesi için yalnızca geçmişten kalan tarihî eserler olması gerekmez, insanların geçmişte ya da şimdi ortaya koyduğu bütün maddi üretimler kültürün kapsamında yer alır.
Kültürel gecikme, bir toplumsal sistemdeki maddi ve manevi kültürün karşılıklı ilişkisinde değişme sürecinde ortaya çıkan bir uyumsuzluk halidir. Özellikle kültürün teknoloji boyutundaki değişiklikler, kültürel gecikmenin çarpıcı bir biçimde görülmesini sağlar.
Kültür, toplumların devam etmesinde önemli bir rol oynar. Kültürün bilişsel, davranışsal ve maddi boyutları birbirleriyle etkileşim halindedir ve bir toplumun kültürünü oluşturur. Kültürel gecikme, bir toplumdaki değişimin hızına bağlı olarak ortaya çıkabilir.
Kültür ve Medeniyet Barry Schwartz: Seçim paradoksuKültür, insanın ortaya çıkardığı maddi ve manevi bütün ürünleri kapsayan bir kavramdır. Sosyal bilimlerin incelediği hemen her şey kültür tarafından biçimlendirilmiştir. Örneğin dünyaya gelen bir çocuk dilini, dinini, yiyip içmesini, çevresini, toplumsal yaşantısını, görgü kurallarını, manevi değerlerini belirli bir kültür kalıbı içerisinde öğrenir. Dolayısıyla toplumsal hayatta kültürün pek çok işlevinin olduğu açıktır. Eğitim ve sanattan dilin öğrenilmesine, toplumsal kurumların şekillenmesinden toplumsal bütünleşmenin sağlanmasına kadar kültür, toplumsal hayatın her fenomenini etkilemektedir.
Kültürün toplumsal hayatta birçok işlevi bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Kültür, toplumsal bütünleşmeyi birçok şekilde sağlar. Bunlardan bazıları şunlardır:
Kültür, toplumsal hayatın önemli bir parçasıdır. Toplumsal bütünleşmeyi sağlar, toplumsal değerleri ve inançları aktarır, kişiliğin gelişimine katkıda bulunur, toplumsal değişmeyi etkiler ve toplumsal çatışmaların çözümüne yardımcı olur. Kültürün bu işlevleri, onu toplumsal hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirir.
YouTube Videosu: https://www.youtube.com/watch?v=B2nk5ruEHWQ Diğer Kaynaklar: * Kültür ve Toplumsal Bütünleşme: https://www.academia.edu/34675811/K%C3%BClt%C3%BCr_ve_Toplumsal_B%C3%BCt%C3%BCnle%C5%9Fme * Kültürün İşlevleri: https://www.researchgate.net/publication/282360296_K%C3%BClt%C3%BCr%C3%BCn_I%C5%9FleviKültür, bir toplumu diğerlerinden ayıran ve onu tanımlayan ortak değerler, inançlar, gelenekler ve davranış biçimlerinin tümüdür. Kültür, nesilden nesile aktarılır ve sürekli olarak değişime uğrar.
Kültür, çeşitli süreçler geçirerek değişime uğrar. Bu süreçlerden bazıları şunlardır:
Kültür, sürekli olarak değişime uğrayan dinamik bir yapıdır. Kültürel süreçler, bu değişimin gerçekleşmesini sağlar. Kültürel süreçler, farklı kültürlerin etkileşimini ve birbirleriyle uyum sağlamasını mümkün kılar. Böylece, kültürlerin zenginleşmesi ve yeni kültürel formların ortaya çıkması sağlanır.
Videolar: Diğer Kaynaklar:Kültür merkezciliği, kişinin kendi kültürünü esas alarak öteki kültürleri küçümsemesi, kendi kültürünü doğal sayarken ötekilerini suni olarak değerlendirmesidir. Yabancı kültür hayranlığı ise, kişinin içine doğduğu kültürü hakir, çirkin, değersiz görmesi ve hiçbir analitik muhakemeye dayanmaksızın dışarıdan gelen her tür kültür unsurunu olumlamaya dayalı bir ruh hâli ile davranmasıdır.
Kültür merkezciliğinden ve yabancı kültür hayranlığından kaçınarak, farklı kültürlere karşı dengeli ve objektif bir yaklaşım benimsenmelidir. Farklı kültürlerin değerlerini ve inançlarını anlamaya çalışmalı, önyargı ve ayrımcılıktan uzak durulmalıdır.
Kültür merkezciliği ve yabancı kültür hayranlığı, toplumsal uyum ve barış için tehlikeli eğilimlerdir. Bu eğilimlerden kaçınarak, farklı kültürlere karşı açık ve saygılı bir yaklaşım benimsenmelidir.
Kaynaklar: Video Linkleri:Dukhalar, Moğolistan'ın kuzeyindeki Tayga Bölgesi'nde yaşayan küçük bir etnik gruptur. Ren geyiği yetiştirerek göçebe bir hayat sürdüren Dukhalar, geleneksel kültürlerini ve dillerini korumaktadırlar.
Dukhalar, ataları 1940'lı yıllarda Rusya sınırları içinde olan Tuva'dan çıkıp dağların arasında geyikleriyle yolculuk ederek buralara göç etmişlerdir. Dukhalar, yüksek yamaçlarda Ren geyiği yetiştirerek göçer hayatlarını sürdürüyorlar. Moğolistan'da onlardan başka Ren geyiği yetiştiren bir topluluk bulunmamaktadır.
Ren geyiğini öncelikle sütü için ve kışın ava giderken üzerine binmek için kullanan Dukhalar, zorda kalmadıkları sürece geyiklerini et ihtiyacı için kesmiyorlar. Geleneksel olarak asıl geçimlerini yabani hayvan avlayarak ve doğadan topladıkları bitkilerle sağlıyorlar. Ancak bu tarz hayat da yavaş yavaş değişiyor. Dukhalar av etini mutlaka paylaşıyor.
Dukhalar arasında lider yoktur ve herkes eşit haklara sahiptir. Toplumdaki kararlar her zaman ortaklaşa, konuşarak alınır. Örneğin göç zamanı nereye ya da ne zaman gidileceğini belirlemek için bir araya gelir konuşurlar.
Çadırda da kararları mutlaka beraber alırlar. Dukhalarda erkek egemenliği yoktur. Kadınlar da her konuda söz hakkına sahiptir.
Dukhalar yılda yaklaşık dört kez göçerler. Yazları daha yükseklerde kalınırken kış yaklaştıkça daha alçak alanlara inilir hatta kışın ormanın içinde kalırlar ki sert ve soğuk rüzgârlardan korunabilsinler.
Göç sırasında Ren geyiklerini binek hayvanı olarak kullanarak eşyalarını geyiklere yüklerler ve at gibi Ren geyiklerine binerler. Tayganın coğrafi koşullarında, Ren geyikleri atlardan daha güçlüdür ve daha rahat hayatta kalabilirler. Bu yüzden de Dukhalar için Ren geyiği hayati bir önem taşıyor.
Dukhalar doğadaki hiçbir canlı ile hiyerarşik ilişkilere girmeden, yaşayan her şeye saygı duyuyorlardı. Örneğin nehirlerinin temizliği konusunda çok duyarlıydılar. Bir nehrin içinde ellerini yıkamak bile tabu olarak görülüyordu, özellikle sabun kullanırsanız nehri kirletiyordunuz. Bu yüzden bir şeyler yıkarken mutlaka suyu bir kovayla dışarıya alıp o şekilde yıkıyorlardı.
Doğadan elde ettikleri şeyleri onlara verilmiş bir hak olarak değil doğanın onlara sunduğu bir hediye olarak görüyorlardı.
Sonuç:Dukhalar, Moğolistan'ın kuzeyindeki Tayga Bölgesi'nde yaşayan küçük bir etnik gruptur. Ren geyiği yetiştirerek göçebe bir hayat sürdüren Dukhalar, geleneksel kültürlerini ve dillerini korumaktadırlar. Dukhalar, doğayla uyum içinde yaşayan ve her şeye saygı duyan bir halktır. İlave Kaynaklar: * [Dukhalar Hakkında Kısa Bir Film](https://www.youtube.com/watch?v=i6Fceg6U5IY) * [Dukhaların Göçü](https://www.nationalgeographic.com/animals/article/mongolias-last-reindeer-herders) * [Dukha Dili Hakkında Bilgiler](https://www.omniglot.com/language/facts/dukha.htm)
Dukhalar, Rusya'nın Sibirya bölgesinde yaşayan küçük bir etnik gruptur. Tayga ormanlarının derinliklerinde, geleneksel yaşam tarzlarını yüzyıllardır sürdürmektedirler. Dukhalar, doğayla uyumlu bir şekilde yaşarlar ve çevrelerine zarar vermemeye özen gösterirler.
Dukhaların çevreye saygılı yaşam tarzının temelinde, doğaya olan saygıları ve birbirlerine bağımlı olarak yaşadıkları inançları yatmaktadır. Dukhalar, doğayı kutsal bir varlık olarak görürler ve ona zarar vermemeye özen gösterirler. Ayrıca, birbirlerine bağlı olarak yaşadıklarına inanırlar ve bu nedenle, topluluk içinde dayanışma ve yardımlaşma ruhu çok güçlüdür.
Son yıllarda, Dukhalar yeni bir gelir kaynağı olarak ekolojik turizme yönelmişlerdir. Geyik boynuzlarından yaptıkları süs eşyalarını gelen yabancılara satıyorlar ve bu sayede köyden un, şeker, tuz gibi ana gıda malzemelerini alıp çocuklarını okula gönderebiliyorlar.
Dukhalar, tüketen dünya'nın ilk ekoturistiğidir. Doğayla uyumlu bir şekilde yaşarlar ve çevrelerine zarar vermemeye özen gösterirler. Son yıllarda, ekolojik turizme yönelmeleriyle birlikte yeni bir gelir kaynağı elde etmişlerdir. Dukhaların yaşam tarzı, çevreye ve birbirlerine olan saygılarının bir örneğidir ve bizler için de önemli dersler içermektedir.
Kaynak Linkleri: Dukhalar belgeseli Dukhalar hakkında National Geographic makalesi