İlk medeniyetlerin doğuşundan Anadolu'nun kültürel zenginliğine ve küresel ticaretin önemine kadar geniş bir yelpazede bilgi sunan bir içerik.
Medeniyet, bir ülke veya topluma ait maddi ve manevi varlıkların yanı sıra fikir, sanat, bilim ve teknoloji çalışmalarıyla ilgili niteliklerin tümünü ifade etmektedir.
İlk medeniyetler, Paleolitik Çağ’da küçük gruplar hâlinde avcılık ve toplayıcılıkla göçebe bir yaşam tarzına sahip olan insanların Neolitik Çağ'da tarımla birlikte yerleşik hayata geçmesiyle ortaya çıkmıştır.
İlk medeniyetlerin kurulmasında elverişli iklim şartları, su kaynakları, verimli tarım toprakları gibi coğrafi faktörlerin etkili olduğunu söylemek mümkündür.
Bunların yanı sıra ticari faaliyetler, toplumlar arası etkileşimi hızlandırarak medeniyetlerin gelişmesine yardımcı olmuştur.
İlk medeniyetler, insanlığın tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu medeniyetler, daha sonraki medeniyetlerin temellerini oluşturmuş ve günümüzdeki kültürümüzün şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.
Yararlı Linkler: İlk Medeniyetler - 7. Sınıf Sosyal Bilgiler İlk MedeniyetlerAnadolu, coğrafi konumu ve iklim şartları nedeniyle birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve zengin bir kültürel mirasa sahip olmuştur.
Anadolu zengin kültürel mirasıyla birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış ve bu uygarlıkların etkileşimi sonucu özgün bir kültür oluşmuştur.
Anadolu'nun kültürel özellikleri hakkında video linki Türkiye'nin kültür haritası linkiKüresel ticaret, ülkeler ve bölgeler arasında yapılan ticaret faaliyetlerinin tümüdür. Ticaret, başlangıcından bugüne dek gelişerek küresel bir boyut kazanmıştır.
Ticaretin üç temel unsuru vardır:
Ham madde, üretim sürecinde kullanılan temel girdidir. Ham maddeler, tarımsal, hayvansal, mineral ve orman ürünleri olmak üzere dört ana gruba ayrılır.
Üretim, ham maddelerin işlenerek mamul maddeye dönüştürülmesi sürecidir. Üretim, sanayi, tarım, hayvancılık ve ormancılık olmak üzere dört ana sektörde gerçekleştirilir.
Pazar, üretilen mamul maddelerin satıldığı yerdir. Pazarlar, iç pazar ve dış pazar olmak üzere ikiye ayrılır.
Ticaret, iç ticaret ve dış ticaret olmak üzere ikiye ayrılır.
Küresel ticaret, ülkeler arasında ekonomik iş birliğini sağlar. Ülkeler, sahip oldukları fazla ham maddeleri ve ürettiği ürünleri başka ülkelere satar, ihtiyaç duyduğu ürünleri de başka ülkelerden satın alır. Bu sayede ülkeler arasındaki ekonomik bağımlılık artar ve barış ortamı oluşur.
Küresel ticaret, ülkeler ve bölgeler arasında ekonomik iş birliğini sağlar, ekonomik büyümeyi teşvik eder ve barış ortamı oluşturur.
Turizm, insanların dinlenme, eğlenme, görme, tanıma vb. amaçlarla sürekli ikamet ettiği yerden başka bir yere geçici bir süre içinde yaptığı gezilere denir. Turizm faaliyetleri, II. Dünya Savaşı’ndan sonra gelişmiş ülkelerde gelir düzeyi yüksek insanların tarafından icra edilmeye başlanmıştır. Zaman geçtikçe hemen hemen bütün ülkelerde turizm faaliyetleri açısından bir artış görülmektedir.
Turizm, dünyanın en dinamik ve en büyük ekonomik faaliyetlerinden biridir. Ülkelerin sahip olduğu turizm potansiyeli, ekonomilerine ciddi anlamda katkı sağlar. Turizm sektörü birçok ülkede istihdam yaratmakta ve döviz geliri sağlamaktadır. 2019 yılında dünya turizm sektöründen elde edilen gelir 1 trilyon 507 milyar dolara yakın olmuştur.
Turizm, ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel etkileri olan karmaşık bir sektördür. Turizmin olumlu etkilerini artırmak ve olumsuz etkilerini azaltmak için sürdürülebilir turizm politikaları geliştirilmelidir.
TİC. Bakanlığı Turizm Bakanlığı https://www.kulturturizm.gov.tr/TR,44855/turizm-surdurulebilir-turizm.htmlSanayileşme, bir ülkenin sosyal ve ekonomik yönden gelişmesini sağlayan önemli bir süreçtir. Almanya, sanayileşme sürecinde önemli aşamalar kaydeden ülkelerden biridir.
Almanya'da sanayileşmenin ön hazırlıkları, XVIII. yüzyılın sonları ile XIX. yüzyılın başlarında gerçekleşti. Bu dönemde, Almanya'yı oluşturan federe devletler arasında Gümrük Birliği'nin kurulması ve sanayi teşvikleriyle sanayileşmenin önü açıldı.
XIX. yüzyılın başlarında, Almanya'da sanayi devrimi başladı. Bu dönemde, yabancı sanayilerin taklit edilmesiyle geleneksel ev tipi üretimin yerini fabrikalar almaya başladı. İlk fabrikalar, tekstil sektöründe kuruldu. Daha sonra, Ruhr Bölgesi'nde demir-çelik fabrikaları kuruldu.
Almanya'da sanayileşme süreci, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısında önemli değişikliklere yol açtı. Sanayileşme sayesinde, Almanya hızla gelişen bir ülke haline geldi. Ülkenin nüfusu arttı, şehirler büyüdü ve yaşam standartları yükseldi.
Almanya'da sanayileşme süreci, olumlu sonuçlar doğurmasının yanı sıra olumsuz etkileri de beraberinde getirdi. Sanayileşme, çevre kirliliğine, işçi sınıfının ortaya çıkmasına ve sosyal sorunlara yol açtı.
Almanya'da sanayileşme süreci, ülkenin tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Sanayileşme sayesinde, Almanya hızla gelişen bir ülke haline geldi ve günümüzde dünyanın en güçlü ekonomilerinden biridir.
Youtube video linki: https://www.youtube.com/watch?v=123456789 Ek kaynaklar: * Almanya'da Sanayileşme Süreci: https://www.britannica.com/place/Germany/Industrialization * Almanya'da Sanayileşmenin Olumlu ve Olumsuz Etkileri: https://www.history.com/topics/germany/german-industrial-revolutionTarım, insanıhn temel ihtiyaçlarınık karşılama ve eknomik geli elde etme amacıyla toprağı işleyerek bitki ve hayvan yetiştrerek yaptıkların faaliyetlerdir. Tarım, bölgenin iklimsel, toprafsal ve eknomik özelliklerne götre farklılık gösterir. Azgelimiş Ülkerde Tarım: Azgelimiş üklerdeki tarım, genellikle endüstriyel ülkelerdeki tarımdan daha az geliri ve daha az verimliydir. Bu, birka nedeney bağlıdır:
Sonuç olarak, azgelimiş ülkelerdeki tarım, genellikle endüstriyel ülkelerdeki tarımdan daha az geliri ve daha az verimliydir.
Endüstriyel üklerdeki tarım, genellikle azgelimiş ülkelerdeki tarımdan daha geliri ve daha verimliydir. Bu, birka nedeney bağlıdır:
Sonuç olarak, endüstriyel ülkelerdeki tarım, genellikle azgelimiş ülkelerdeki tarımdan daha geliri ve daha verimliydir.
Tarım, bir ülkenin eknomisi için çok önemlidir. Tarım, ülkenin temel ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, sanayi ham madesi de sahlar. Ayrıca, tarım, ülkenin ihracaraklarını artırmaya da yardımcı olur. Tarımın eknomik önemi, ülkenin gelişmişlik düzeyiyle de ilişkilidir. Azgelimiş ülkelerde, tarım genellikle daha az geliri ve daha az verimliydir. Bu, ülkenin eknomisinin daha az gelişmiş olmasının bir nedenidir. Endüstriyel ülkelerde ise, tarım genellikle daha geliri ve daha verimliydir. Bu, ülkenin eknomisinin daha gelişmiş olmasının bir nedenidir.
Tarım, bir ülkenin eknomisi için çok önemlidir. Tarım, ülkenin temel ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, sanayi ham madesi de sahlar. Ayrıca, tarım, ülkenin ihracaraklarını artırmaya da yardımcı olur. Tarımın eknomik önemi, ülkenin gelişmişlik düzeyiyle de ilişkilidir. Azgelimiş ülkelerde, tarım genellikle daha az geliri ve daha az verimliydir. Bu, ülkenin eknomisinin daha az gelişmiş olmasının bir nedenidir. Endüstriyel ülkelerde ise, tarım genellikle daha geliri ve daha verimliydir. Bu, ülkenin eknomisinin daha gelişmiş olmasının bir nedenidir.
Birleşmiş Milletler (BM), İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra kurulmuş uluslararası bir kuruluştur. BM'nin amacı, barışı tehlikeye sokabilecek durumlara karşı önlem almak, ülkeler arasında dostça ilişkiler geliştirmek, uluslararası anlamda ekonomik ve sosyal iş birliğini sağlamaktır.
BM'nin çalışmaları arasında şunlar yer almaktadır:
BM, uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması, ülkeler arasında dostça ilişkilerin geliştirilmesi ve uluslararası anlamda ekonomik ve sosyal iş birliğinin sağlanması için önemli bir rol oynamaktadır.
Küreselleşen dünyada, ülkeler arasındaki ilişkiler giderek daha da yakınlaşmaktadır. Bu yakınlaşma, ekonomik, siyasi ve kültürel olmak üzere çeşitli alanlarda kendini göstermektedir.
Uluslararası örgütler, küreselleşmenin önemli aktörlerindendir. Bu örgütler, üye ülkeler arasında iş birliğini ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmuştur. BM, İİT, OECD, OPEC ve G-20 başlıca uluslararası örgütlerdir.
BM, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra kurulan bir uluslararası örgüt olup dünyada barış ve güvenliği sağlamak, ülkeler arasında iş birliğini geliştirmek, insan haklarını ve temel özgürlükleri korumak amacıyla kurulmuştur. BM'nin merkez binası ABD'nin New York kentindedir.
İİT, 1969 yılında İsrail'in işgali altındaki Mescidi Aksa'nın (Kudüs) yakılmasına tepki olarak kurulmuştur. Örgütün ismi 2011 yılında İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olarak değiştirilmiştir.
OECD, 30 Eylül 1961 tarihinde Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü’nün (OEEC) yerine geçmiştir.
OPEC; 10-14 Eylül 1960’da Bağdat Konferansı’nda İran, Irak, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Venezuela’nın imzaladığı anlaşmayla kurulan ekonomik bir örgüttür.
G-20, 1999 yılında ABD ve Kanada Maliye bakanlarının öncülüğünde Washington’da kurulmuştur.
Uluslararası örgütler, küreselleşmenin önemli aktörlerindendir. Bu örgütler, üye ülkeler arasında iş birliğini ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmuştur. BM, İİT, OECD, OPEC ve G-20 başlıca uluslararası örgütlerdir.
Küresel Ortam: Bölgeler ve Ülkeler Birleşmiş Milletler İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü G-20Bu bölümde, Türkiye'nin küresel ortamda yer aldığı örgütler ve ilişkileri, uluslararası örgütlerin özellikleri ve Türkiye'nin bu örgütlerle olan ilişkileri hakkında bilgi verilecektir.
BM, 24 Ekim 1945'te 51 ülkenin katılımıyla kurulan uluslararası bir örgüt. Merkezi New York'ta bulunan BM, üye ülkeler arasındaki işbirliğini teşvik etmek, uluslararası barış ve güvenliği sağlamak, ekonomik ve sosyal kalkınmayı desteklemek, insan haklarını korumak ve uluslararası hukukun üstünlüğünü sağlamak gibi amaçlarla kurulmuştur. Türkiye, BM'nin kurucu üyelerinden biridir.
NATO, 1949 yılında Sovyetler Birliği'ne karşı Avrupa'nın güvenliğini sağlamak için ABD öncülüğünde 12 devletin katılımıyla kurulan askerî bir örgüttür. Merkezi Brüksel'de (Belçika) bulunan NATO, üye ülkelerden herhangi birine yapılan saldırıyı tüm üye ülkelere yapılmış olarak kabul etmektedir. NATO, hukukun üstünlüğü ve özgürlükleri tanıyan devletlerin barış ve güvenliğinin sağlanmasını hedeflemektedir. Türkiye, Kore Savaşı'nda kazandığı başarılar sayesinde 1952 yılında NATO'ya üye olmuştur.
OECD, 30 ülkeden oluşan ekonomik bir işbirliği örgütüdür. Merkezi Paris'te bulunan OECD, 1961 yılında Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün (OEEC) yeniden yapılandırılarak kurulmuştur. OECD'nin amacı, üye ülkeler arasında ekonomik kalkınmayı ve işbirliğini teşvik etmektir.
AB, 28 üyeli ekonomik ve siyasi bir örgüt. Merkezi Brüksel'de bulunan AB, 1951 yılında Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya ve Lüksemburg tarafından imzalanan Paris Anlaşması ile kurulmuştur. AB'nin amacı, üye ülkeler arasında ekonomik ve siyasi birliği sağlamak, barışı ve refahı teşvik etmektir.
KEİ, 1992 yılında Türkiye'nin öncülüğünde kurulan ekonomik ve bölgesel bir örgüt. Merkezi İstanbul'da bulunan KEİ'nin amacı, üye ülkeler arasındaki ekonomik, teknolojik ve sosyal ilişkileri geliştirmektir.
Türkiye, küresel ortamda yer alan birçok örgütün üyesidir. Bu örgütlerle olan ilişkileri, Türkiye'nin dış politikasını ve ekonomisini önemli ölçüde etkilemektedir. Türkiye, uluslararası örgütlerde aktif rol oynayarak küresel sorunların çözümüne katkıda bulunmakta ve uluslararası alanda itibarını artırmaktadır.
Kaynaklar:Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), iki önemli bölgesel örgütüdür. KEİ, Karadeniz ve çevresindeki ülkeleri bir araya getirirken, BDT ise eski Sovyetler Birliği ülkelerini bir araya getirir.
KEİ, 1992 yılında kurulmuştur. Örgütün amacı, üye ülkeler arasında ekonomik iş birliğini ve kalkınmayı sağlamaktır. KEİ'nin 12 üye ülkesi bulunmaktadır. Bunlar:
KEİ, üye ülkeler arasında çeşitli alanlarda iş birliği projeleri yürütmektedir. Bunlar arasında ulaştırma, haberleşme, ticaret, enerji, turizm ve tarım alanları yer almaktadır.
BDT, 1991 yılında kurulmuştur. Örgütün amacı, üye ülkeler arasında ekonomik iş birliğini ve güvenliği sağlamaktır. BDT'nin 9 üye ülkesi bulunmaktadır. Bunlar:
BDT, üye ülkeler arasında çeşitli alanlarda iş birliği projeleri yürütmektedir. Bunlar arasında ekonomi, ticaret, enerji, ulaştırma ve güvenlik alanları yer almaktadır.
KEİ ve BDT, iki önemli bölgesel örgütüdür. Her iki örgütün de amacı, üye ülkeler arasında iş birliğini ve kalkınmayı sağlamaktır. KEİ, Karadeniz ve çevresindeki ülkeleri bir araya getirirken, BDT ise eski Sovyetler Birliği ülkelerini bir araya getirir.